BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,75 -0,85 362.700.000.000,00
ALBRK 8,64 0,70 21.600.000.000,00
GARAN 142,20 0,21 597.240.000.000,00
HALKB 27,44 2,62 197.150.309.472,48
ISCTR 14,99 0,27 374.749.550.300,00
SKBNK 6,98 -2,79 17.450.000.000,00
TSKB 13,55 -0,07 37.940.000.000,00
VAKBN 28,02 0,72 277.844.121.074,46
YKBNK 34,20 -0,18 288.889.153.912,80

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaMerkez bankaları yeni yıla temkinli girilecek----

Merkez bankaları yeni yıla temkinli girilecek

Merkez bankaları yeni yıla temkinli girilecek
15 Aralık 2009 - 17:40 www.finansingundemi.com

FED bugün ve yarın, BoJ ise bu hafta 2009'un son toplantısını yapacak. Bir çok merkez bankası ise 2009'un son kararlarını aldı. Ya faiz artırılmadı ya da destek programları uzatıldı. Küresel piyasaların 2010'daki rotası gevşek para politikalarının gölgesinde başlayacak.

Bir yıl boyunca "ayı" ile "boğa"nın dansını izleyen küresel piyasalar için yaklaşan 2010 yılı merkez bankalarının gevşek para politikasından çıkmak konusunda nasıl hareket ettikleri etrafında şekillenecek. ABD'den Japonya'ya İngiltere'den Avrupa'ya kadar tüm merkez bankaları 2009'un son toplantılarını yaptı ya da yapmak üzere. Ortaya çıkan ortak resim ise şu: Faiz indirimleri ve harcama planları ile iki yıl geçti ancak 2010'a da gevşek para politikaları ile girilecek. Merkez bankalarının 2010 stratejileri ise küresel piyasalarda sene başından beri oluşmaya başlayan yeni balonların ne kadar şişeceğini ya da varlık değerlerindeki anormal yükselişlerin az da olsa normale dönüp dönmeyeceğini belirleyecek. Sıfır faiz dolayısıyla sene başından beri kan kaybeden dolardan kaçan yatırımcı ABD Merkez Bankası (FED) faiz artırmadığı sürece gelişen piyasalara akmaya ve bu ülkelerin varlıklarında aşırı değerlenmeye sebep olabilecek. Bu anlamda en yakından takip edilen merkez bankaları FED, Avrupa Merkez Bankası (AMB), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Japonya Merkez Bankası (BoJ) olacak. Yatırım bankası Merrill Lynch'e göre FED, 2010 boyunca tek bir faiz artırımı bile yapmayacak. AMB'nin 2010'un altıncı ayından sonra ilk artırımını yapması beklenirken, İngiltere, İsveç ve Yeni Zelanda 2010'da faiz artıran ekonomilerin başında yer alacak. Avrupa ve ABD'den bugün gelen son gelişmelere bakılırsa, Batılı ekonomiler için sıkı para politikasına geçiş hiç de hızlı olmayacak. Son olarak AMB'nin varlığa dayalı tahvil piyasasını canlandırmak için yeni adımlar atacağı ortaya çıktı. FED ise 2009'un son toplantısına bugün başlıyor, karar yarın açıklanacak. FED'in de yüzde 0 seviyesinde olan faizini değiştirmemesi ve ekonomideki toparlanmaya ilişkin "endişeli" bir resim çizmesi bekleniyor. Bu hafta Japonya da 2009'un son faiz toplantısını yapacak. Beklenti faizin değişmeyeceği yönünde. FED: 2010 boyunca faiz artmaz FED faiz indirimine krizin en ateşli dönemlerinde başlamış, 2009 yılında "sıfır" seviyesine gelinde indirimde frene basmıştı. Hala da aynı faizde kalmakta ısrar ediyor. Önceki hafta açıklanan tarımdışı istihdam verilerinin beklentilerden iyi gelmesi üzerine FED Başkanı Ben Bernanke'nin inadının kırılacağı ve geçen hafta yaptığı konuşmasında faiz artırımına ilişkin bir sinyal vereceği düşünülmüştü. Ancak beklenen olmadı. FED, 7 Aralık'taki toplantıda "ABD ekonomisi zorluk çekmeye devam edecek" diyerek gevşek para politikasından yakın zamanda çıkılması gibi bir planın bulunmadığını ortaya koymuş oldu, Bernanke, istihdamdaki gelişmelere rağmen FED'in gevşek para politikasına devam edeceği sinyalini verdi. Faiz indirimleri dışında ekonomiye trilyonlarca dolar nakit para süren FED; 2010'da da faiz artıracak gibi görünmüyor. Hatta geçen hafta İstanbul'da 2010 beklentilerini açıklayan yatırım bankası Merrill Lynch de FED'in 2010 yılı bitene kadar tek bir faiz artırımına bile gitmeyeceğini öne sürmüştü. FED'in 2010 yılı faiz politikası ise küresel yatırımcının da gideceği yönü belirleyecek. Sene başından beri gelişmekte olan piyasalar gibi riskli varlıklara olan para akışının ve ortaya çıkan "yeni balon" korkusunun en büyük sebebi carry trade (düşük faizli yerden borçlanıp yüksek faizli yere yatırım yapmak) işlemleri. FED'in sıfır faizi doların kan kaybına sebep olduğu gibi dolar varlıklarından da kaçışa sebep oluyor. Barclay's Capital kısa bir süre önce yayımladığı raporda, ABD'nin para politikası ile ilgili belirsizliklerin sürmesi halinde yatırımcıların endişe yaşayacağını, 2010 yılında ABD'de hisselerin hızla değer kaybedebileceğini, kayıpların yüzde 5-10 arasında olabileceğini belirtti. Beklentiler ABD'nin 2010'da yüzde 3,5, 2011'de ise yüzde 3,1 büyüyeceği yönünde. BoJ: Hala teşvik planı açıklıyor 1990'ların sonunda emlak kriziyle patlak veren ve 10 yıl sürecek bir resesyona sürüklenen Japonya da küresel krizde sıfır faiz kampında yer aldı. Bir kaç ay önce ekonomiden ve sanayiden gelen iyi verilerle Japonya'nın resesyondan çıkmaya başladığı ve para musluğunun kapatılacağı konuşulmuştu. Ancak Japonya da tıpkı ABD gibi durumunu yeniden değerlendirdi ve gevşek para politikasından çıkmak için acele etmeme kararı aldı. 8 Aralık'ta gerçekleştirilen 2009'un son Para Kurulu toplantısında Başkan Masaaki Shirakawa ve üyeler tarafından alınan karar ise Japonya'nın 2010'da da gevşemekten vazgeçmeyeceğini ortaya koydu. BoJ, ekonomideki iyileşmeyi sürdürebilmek adına 80.6 milyar dolarlık yeni bir ekonomik teşvik paketi açıkladı. Sadece sıfır faizi değiştirmekle kalmayıp krizin en ağır dönemlerindekine benzer bir teşvik paketinin masaya konulması ise Japonya için sıkı para politikasına giden yolun en az ABD kadar uzun olacağı yorumlarına yol açtı. Japonya da gevşek para politikası yüzünden şişen bütçe açıklarını değil ekonomisindeki iyileşmeyi ön plana almayı tercih etti. Özellikle beklentilerden de düşük çıkan enflasyon verisinin ardından yeniden gündeme gelen ve düşük büyüme ile düşük enflasyonun bir arada görüldüğü "deflasyon" korkusu BoJ'u yeni bir paket açıklamaya teşvik eden itici güç oldu. 10 yıl önceki deflasyon sıkıntısına yeniden sürüklenmek istemeyen BoJ, en azından denklemin büyüme tarafını güçlü tutmaya karar verdi. BOE: Artırım en erken 2010 baharında Aralık ayının ilk haftasında 2009'un son faiz toplantısını gerçekleştiren BoE de 2010'a gevşek para politikalarının gölgesinde giriyor. Son toplantısında yüzde 0,5 olan gösterge faizi değiştirmeyen BoE, önceki toplantısında da tahvil alım programını genişletince İngiltere'nin gevşek politikalardan geri adım atmayacağı anlaşıldı. BOE'nin tahvil alım programının toplam büyüklüğü 200 milyar sterline ulaştı. Bu, son ek programın daha önceki 3 genişleme kararından daha küçük olması merkezin eskisi kadar gevşek olmadığını ortaya koysa da, bu programdan çıkışın da 2010'a sarkacağını gözler önüne serdi. Avrupa'daki Almanya ve Fransa gibi bir çok ülke büyüme rakamları baz alındığında teknik olarak resesyondan çıkmış görünmelere rağmen İngiliz ekonomisi için 2010'da toparlanma ihtimali bile zayıf görünüyor. Bu da BoE ve Başkanı Mervyn King için 2010'da faiz artırımına gitmeyi zorlaştırır. Uzmanlara göre İngiltere'nin faiz artırımı en erken ihtimalle 2010'un bahar aylarının başında gelir. Diğer yandan geçen hafta kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in ABD ve İngiltere'yi büyüyen bütçe açıkları yüzünden uyarması iki ülkenin de kredi notunun düşürülebileceği yönünde algılandı. BoE'nin devasa bütçe açığının önüne geçmesi için tahvil alım programı gibi yüksek maliyetli gevşek politikaları sonlandırması gerekiyor. AMB: Tahvil programını uzattı ama artırım gelir AMB son toplantısında da yüzde 1 olan faiz oranını değiştirmedi. Yüzde 4,25 olan faiz oranını, geçen yıl ekim ayından itibaren düşürmeye başlayan AMB, 6 aydır bir değişikliğe gitmiyor. Banka ayrıca ticari bankalara sağlanan bir yıllık kredilerin gelecek yıl tekrarlanmayacağını açıkladı. AMB Başkanı Jean Claude Trichet de bankalara sağlanan "olağanüstü" yardımların ve fonların zaman içinde ve kademeli olarak kaldırılacağını belirtti. Merkez son olarak Avrupa'da büyüklüğü 3 trilyon doları bulan ve emlaktan tüketici kredilerine kadar bir çok varlığa dayalı tahvil piyasasını canlandırmak için kolları sıvadı. Bu, AMB'nin gevşek para politikasına devam edeceğinin işareti. Çünkü AMB bu adımı, şirketlerin kendisinden daha kolay kredi alabilmesi için yapıyor. Şirketler AMB'den varlığa dayalı tahvillerini teminat göstererek borç alıyor. AMB'nin kriz dolayısıyla eskiye nazaran daha düşük notlu tahvilleri de kabul ettiği programı 2010 ekimine kadar uzatması da bunun bir sinyali. Avrupa'nın emlaktan tüketici kredilerine kadar bir çok varlığa dayalı tahvil piyasasının büyüküğü 3 trilyon doları geçiyor. Beklenti 2010'un ikinci yarısından sonra AMB'nin faiz artıracağı yönünde. REFERANS
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!