Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 67,20 | 2,05 | 349.440.000.000,00 |
ALBRK | 8,53 | 3,27 | 21.325.000.000,00 |
GARAN | 145,90 | 2,03 | 612.780.000.000,00 |
HALKB | 27,28 | 1,64 | 196.000.744.985,76 |
ICBCT | 15,93 | -0,69 | 13.699.800.000,00 |
ISCTR | 14,66 | 1,52 | 366.499.560.200,00 |
SKBNK | 7,49 | 9,99 | 18.725.000.000,00 |
TSKB | 14,06 | 1,81 | 39.368.000.000,00 |
VAKBN | 28,24 | 2,10 | 280.025.623.809,52 |
YKBNK | 33,08 | 2,16 | 279.428.456.474,72 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSINGUNDEMI.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Büyük ekonomiler uyguladıkları agresif para politikalarıyla “mali baskınlık” olarak adlandırılan yeni bir dönemin kapısını açmış olabilir. Analistlere göre merkez bankaları, rekor seviyedeki borçlanma maliyetlerini dengelemek amacıyla faiz oranlarını yapay olarak düşük tutmayı tercih ediyor. Bu da mali politikaların baskınlığını artırıyor.
Financial Times’ın haberine göre, bu senaryonun en dikkat çekici örneği ABD’de yaşanıyor. ABD Başkanı Donald Trump, borç servis maliyetlerinden milyarlarca dolardan tasarruf sağlamak amacıyla Fed’in faiz oranlarını düşürmesi çağrısında bulunuyor. Ancak ekonomistlere ve yatırımcılara göre, İngiltere ve Japonya gibi ülkelerde de hükümetlerin yüksek borç yükleri ve artan borçlanma maliyetleri, merkez bankaları üzerinde para politikasını gevşetmeleri için baskı yaratıyor. Bu baskı, bilançoların küçültülmesini yavaşlatma gibi farklı yöntemler üzerinden de kendini gösterebiliyor.
Harvard Üniversitesi profesörü ve IMF’nin eski Baş Ekonomisti Kenneth Rogoff, “Devlet borçlarının ve artan maliyetlerin birleşimi, dünya genelinde hükümetleri, ‘faizlerin indirilmesi’ yönünde merkez bankalarına ‘yoğun siyasi baskı yapması’ için teşvik ediyor” dedi.
ABD, yönetim ile Fed arasındaki tartışma artık iyiden iyiye kamuoyu önünde yaşanıyor. ABD’deki hükümet harcamalarının küresel uzun vadeli borçlanma maliyetlerindeki artışı da körüklüyor. Sonuç olaraksa diğer merkez bankaları da yükselen getirileri sınırlamak için politikalarını gözden geçirmeye zorlanıyor. Rogoff, “Mali baskınlığın yeni bir çağına girdik” ifadelerini kullandı.
Finansingundemi.com’un derlediği bilgilere göre, merkez bankalarının belirlediği kısa vadeli faiz oranları analistler için ciddi biçimde tartışmalı hale geldi. Kısa vadeli faiz oranları ile piyasa odaklı uzun vadeli borçlanma maliyetleri arasındaki farklılıksa dikkat çekici seviyelerde.
Küresel piyasa çevrelerinde merkez bankalarının tüketici fiyatlarını dizginlemek için para politikasının gerekenden daha gevşek tutacağı endişesi hakim. ABD’de 2 yıllık ve 30 yıllık Hazine tahvilleri arasındaki getiri farkı, kısa vadeli getirilerin faiz indirimi beklentisiyle düşmesi sonucu, 2022’nin başlarından bu yana en geniş seviyesine ulaştı.
İngiltere’de uzun vadeli borçlanma maliyetleri özellikle yüksek seyrediyor. 30 yıllık devlet tahvillerinin getirisi yüzde 5,6 ile son çeyrek yüzyılın en yüksek seviyesine yakın. Buna karşılık 30 yıllık ABD Hazine tahvillerinin getirisi yaklaşık yüzde 4,9 seviyesinde işlem görüyor.
Capital Economics analistleri, geçen haftaki ABD enflasyon verilerinin ardından Trump’ın Fed Başkanı Jay Powell’a yönelik saldırılarını yenilemesine dikkat çekti. Verilerin açıklandığı gün iki yıllık ABD Hazine getirileri 0,02 puan geriledi. Yatırımcılar faiz indirimlerine dair beklentilerini güçlendirdi. Ancak aynı gün 30 yıllık getiriler 0,04 puan yükseldi. Analistler, bunun “nispeten önemsiz bir veri açıklamasına alışılmadık bir tepki” olduğunu belirtiyor.
Analistler tahvillerdeki bu olağanüstü hareket için, “Powell görevden alınsa ya da Beyaz Saray para politikası üzerinde daha fazla kontrol sağlamaya çalışırsa, özellikle de Fed Başkanı’nı ABD Başkanı’na bağlı görülen yeni bir isimle değiştirse neler olabileceğini ima ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Varlık yönetimi firması Royal London’ın Çoklu Varlık Yatırımları Başkanı Trevor Greetham, Beyaz Saray’a yakın isimlerden olan ve faiz indirimlerini savunması beklenen Stephen Miran’ın Fed yönetim kuruluna geçici olarak atanmasını değerlendirdi. Greetham, atama için “ABD’de mali baskınlık riskinin büyüdüğünü gösteriyor” açıklamasında bulundu.
Macquarie Group Küresel Faiz Stratejisti Thierry Wizman ise vadeli işlem piyasalarının gelecek yılın sonuna kadar beş çeyrek puanlık faiz indirimi fiyatladığına dikkat çekti. Wizman piyasalarda “mali baskıya dayalı bir pozisyon alma” işaretlerinin bulunduğunu söyledi.
Wizman, büyük Wall Street bankalarının son aylarda ekonomik tahminlerini yukarı yönlü revize ettiğini hatırlatıyor: “Eğer resesyon ihtimalini fiyatlamıyorsanız, gerçekten de beş faiz indirimi görünüyor. Bu ancak bazı kişilerin yapısal olarak güvercin bir Fed Başkanı’na ve güvercin bir FOMC’ye sahip olacağımızı düşündüğünü gösterir.”
ABD ile aynı borç dinamiklerine sahip pek çok ülke bulunuyor. Ancak diğer ülkelerdeki söylemler bu denli sert değil. OECD, yüksek gelirli ülkeler grubunda borçlanmanın bu yıl 17 trilyon dolarla rekor kıracağını öngörüyor. Bu rakam 2024’te 16 trilyon dolar, 2023’te ise 14 trilyon dolar olarak gerçekleşmişti.
Gelişmiş ülke merkez bankaları, yıllarca süren parasal genişlemenin ardından, finansal kriz ve Kovid salgınından toparlanmaya yardımcı olmak için yapılan büyük tahvil alımları sonucu para politikalarını ve bilançolarını hâlâ daha “normal” bir seviyeye çekmeye çalışıyor. Ancak tahvilleri geri satma yoluyla bilançoları küçültme çabaları, faizleri yükselterek devletlerin borçlanma maliyetlerini artırabiliyor.
GSYH’ye oranla en yüksek borca sahip ülkeler en kırılgan durumda olabilir. Tecrübeli makro yatırımcı Ray Dalio, hükümetlerin artan faiz maliyetlerini karşılamak için daha fazla borçlanmaya zorlandığı bir senaryoya dikkat çekiyor ve bu senaryoyu “borç ölüm sarmalı” olarak tanımlıyor.
Dalio, eğer tahvil getirileri aşırı yükselirse, merkez bankalarının yeniden devreye girip para basarak tahvil satın almak ve faizleri düşürmeye çalışmak zorunda kalacağını söyledi. Bunun da haliyle paranın değerini azaltması enflasyona neden olması doğal sonuç. Dalio ayrıca, bu kaygıların dolar ve euro gibi “önemli rezerv para birimlerinin” de değerini azaltabileceğini ve bu yıl rekor seviyeye ulaşan altın karşısında kayıplara yol açabileceğini sözlerine ekledi.
İngiltere enflasyonunda 18 aylık zirve!
BBVA Research, Türkiye için büyüme tahminini açıkladı
Fed’in temkinli duruşu değişecek mi?
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.