Kriz Türkiye'yi teğet geçmedi

Krizin Türkiye'yi teğet geçtiği düşüncesine katılmadığını söyleyen Kemal Derviş ile toparlanma sürecine giren, geçmişteki kriz deneyimleriyle Yunanistan'a ekonomi dersi veren Türkiye'yi, Avrupa'nın borç sorununu ve dünya ekonomisinin geleceğini konuştuk. 2001 krizinde hükümet tarafından ekonominin kaptan koltuğuna getirilen ve " Derviş Kanunu" olarak adlandırılan bir dizi yasayla Türkiye'yi istikrara kavuşturan Kemal Derviş, gazeteport'un ekonominin gündemi ile ilgili sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın "Kriz Türkiye'yi teğet geçti" söylemine katılmadığını söyleyen Kemal Derviş, Türkiye'nin 2009 yılında yüzde 4.7 küçüldüğünü hatırlatarak," Ekonominin yüzde 4.7 oranında daraldığı bir süreçte krizin Türkiye'yi teğet geçmesi mümkün değil. Son 2 yılda cari açığın büyük olması ve dışa bağlı bir piyasa ekonomisine sahip olması nedeniyle Türkiye'de krizden etkilendi. Türkiye'nin krizden çıkış sürecini hızlandıran ise borç oranının düşük olması geçmişteki maliye politikaları oldu. Kore, Çin ve ABD'de de uygulanan Keynesyen politikaları Türkiye'ye de işe yaradı." Krizden çıkış sürecinde büyümeye dair problemi kalmayan Türkiye'nin işsizlik gibi büyük bir sorunla mücadele etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Derviş, "İstihdam bugün ve gelecekte Türkiye'nin en önemli sorunu olacak. İstihdam sorununun çözümüne dair henüz ciddi bir strateji oluşturamadık ve istenen rakamlara ulaşamadık." AVRUPA EURO'YU YÖNETEMEDİ Ekonominin en önemli gündem maddesi olan Avrupa krizi ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Kemal Derviş, Avrupa'nın hala hala çok ciddi bir krizle başbaşa olduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:" Buradaki en önemli sorun euronun yönetimi ile ilgil. Avrupa ülkeleri bundan 10 yıl önce ortak para birimine geçişte büyüme rakamları dolayısıyla dünya ekonomisi gayet iyiydi. Ve ortak para birimi ile ilgili bölgenin bir endişesi yoktu. Euronun zor dönemi ise bankaların borçlarının arttığı ve dünya ekonomisinin batıdan doğuya kaydığı döneme geldi ve euro ile ilgili sorun bu dönemde ortaya çıktı. Yine, 2007'den itibaren bugüne kadar gelinen süreçte Euro Bölgesi geçmişte gözden kaçırdığı bir gerçekle karşılaştı. Ortak para birimine geçen ülkelerin geçmişte göze ardı edilen bölge ile uyumsuzluğu ve farklı yapısal özellikleri bu süreçte su yüzüne çıktı. Euro Bölgesi'nin oluşumunda ortak mali politikaların yapılmamış olması birliğin bugünkü durumunun asıl nedeni. Ortak maliye politiklarına geçilmemesi durumunda ülkeler arasındaki yapısal farklılıkların makası daha da açılacak ve tam oturmayan dengeler daha da bozulacak." ZAYIF HALKALAR EURO'YU ZAYIFLATIYOR Avrupa'da yaşanan krizin Yunanistan'ın borç krizi ilgili olmadığını kaydeden Derviş, bölgenin en zayıf halkası olan Yunanistan gibi İspanya, İtalya ve Portekiz' in yaşadığı sorunların euronu düşüşüne destek verdiğini ancak Avrupa'daki gelişmelerin bu ülkelerdeki ekonomik bozulmadan çok bölgeye ait sorunların çözümünde geç kalınmış olmasına bağladı. Derviş, sözlerini şöyle sürdürdü:" Evet Yunanistan zor durumda ve desteğe ihtiyacı var. Zaten bölgeye bağlı zayıf ülke sayısı güçlü ülke sayısından daha fazla. Bölge bu gerçeği kabul etmeli. Yunanistan konusunda ben endişeli değilim. Yunanistan bilinenin aksine borç dinamikleri nedeniyle kendi yaratmadığı bir sorun ile karşı karşıya. Ve bu krizi doğru yönetmek zorunda. Yunanistan bu konuya cesaretle gidiyor. Büyük borcun oluşmasına katkısı olmayan Papandreu öncelikle ülkesinden ve çevresinden büyük destek alıyor. Bilinenin, söylenenin aksine çabaları takdir görüyor. Yunanistan'ın kurtarılması projesi destek görüyor. Bundan sonraki süreçte de daha kaliteli bir desteğe ihtiyacı olacak." EURO YOL AYRIMINDA Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz'in yüksek borçları nedeniyle zor durumda olduklarını ancak Avrupa'nın en güçlü ekonomisi Almanya'nın sürekli artı veren bir ülke olmasına rağmen düşük euro nedeniyle değer kaybettiğine de dikkat çeken Kemal Derviş, "Böyle giderse Almanya ekonomisi daha fazla kayba uğrayacak. Almanya karınca gibi üreten ve Çin kadar fazla veriyor. Ancak eurodaki düşüş nedeniyle sürekli değer kaybediyor.Fazla veren bir ülkenin ortak para kullanması nedeniyle değer kaybetmesi kabul edilebilir değil. Zayıf halkalar Almanya ile birlikte diğer güçlü ekonomiler için sorun yaratıyor. Bu nedenler bölge zor bir kavşakta. Ya euro gevşeyecek ve bölge rahatlatılacak ya da Eurozone yeni biçim alacak" dedi. EURO'DAN ÇIKMAK SORUNU ÇÖZER Mİ? Avrupa'da yaşanan krizin bazı ülkelerin eurodan çıkması durumunda son bulacağına yönelik saptamaları ise gerçekçi bulmadığını kaydeden Derviş, sorunun böylesi bir biçimde çözülmeye çalışılmasının sadece Avrupa ekonomisini değil tüm dünya ekonomisine zarar vereceğini de sözlerine ekledi. gazeteport