Kriz büyüyor fonların gözü Asyada
Avrupada Yunanistanın kredi notunun düşmesinin ardından kaygılar tekrar ortaya çıktı.
Euronun ve Avrupanın geleceği tartışılırken yatırımlar Asyaya kaymaya başladı. Yatırım tavsiyesinde gelişmekte olan ülkeler içinde ise Türkiye ilk sırada bulunuyor
ZEYNEP AKTAŞ -milliyet
Yunanistanın kredi notunun düşmesi ile birlikte Avrupa kaygıları yeniden alevlendi. Yukarı doğru tepki veren dünya borsalarında zayıf bir seyir hakim. Euronun ve Avrupanın geleceği tartışılıyor.
Euro Bölgesi ekonomileri hızla küçülüyor ve kredi notları düşüyor. Borç riskleri ve mali kriz AB üyesi ülkelerini ciddi olarak sarstı. Bazı AB ülkelerinin iflas edebileceği yorumları dahi yapılıyor. İşte bu ortamda yatırımcının Asya yönelimi artmaya başladı. Analistler gelişmekte olan ülkelere yönelimin hala yüksek olduğunu dile getiriyor.
Gelişmekte olan ülkeler içerisinde yatırım tavsiyelerinde Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Türkiyenin yönelimine baktığımızda, yeni pazar arayışlarının olduğunu görüyoruz. Türkiye ihracatının yarısına yakınını (yüzde 47) AB ülkelerine yapıyor. Bu oran 2006 yılında yüzde 56 seviyesindeydi.
Geçen süre zarfında yaşanan 9 puanlık düşüş önemli olmakla birlikte gelişmeler devamının geleceği yönünde. Türkiyenin AB ülkelerine gerçekleştirdiği ihracattaki temel düşüş nedeni yaşanan kriz ve AB ülke ekonomilerindeki küçülme. Türkiye ise ihracat hacmini korumak ve yükseltmebilmek için özellikle de komşu ülkeler ile islam ülkelerine yönelerek AB ülkelerindeki talep daralmasını aşmaya çalışmakta.
Gelişen pazar Asya
Bu amaçla bir yandan vizeler kaldırılırken diğer taraftan ikili sorunlar arka plana itilmekte bu şekilde bölge ülkeleriyle ticari ilişkinin gelşmesi yönünde zemin oluşturulmaya çalışılmakta. Halihazırda AB ülkelerinin ticari ağırlığı ortada olmakla birlikte 2015 yılına gelindiğinde Rusya ile olan 40 milyar dolarlık ticari hacmin 100 milyar dolara, İranla olan 10 milyar dolar cıvarındaki ticaret hacminin ise 20 milyar dolara çıkarılması hedeflenmekte.
Genel hatlarıyla bakıldığında; ekonomisi küçülen ve krizle boğuşan bir Avrupa ile karşı karşıyayız. Öte yandan Avrupa enerji ihtiyacının ağırlıklı kısmını Ortadoğu ve Ön Asyadan karşılıyor. Diğer taraftan Doğuda ucuz işgücüne dayalı olarak ekonomisini hızla büyüten Çin öncülüğünde Asya var. Rusya ise sahip olduğu doğalgaz kartı ile tekrar sahnelere geri döndü.
Verilere göre, petrol ve doğalgaz rezervlerin önemli bir kısmı Ortadoğu-Ön Asya-Kafkaslar bölgesinde bulunuyor. Yani Türkiyenin hemen yanı başımızda ve Doğusunda.
Enerji köprüsü
Enerji ihtiyacı ister istemez ülkelerin dış politikalarına da yön veriyor. ABD trilyon dolar bazında savaş bütçesine enerji kaynakları için katlanıyor. AB ülkeleri enerji ihtiyacı nedeniyle Rusya ile yakınlaşıyor. Enerji nakil hatlarının güzergahları üzerine pazarlıklar yapılıyor. Proje savaşları yapılıyor.
Türkiye, bu adı konmayan savaş içinde doğal enerji köprüsü olma özelliğini fiiliyata geçirmeye çalışıyor. Bu amaçla başta Rusya olmak üzere ciddi pazarlıklar yapılıyor. Enerji nakil hatlarının güzergahına hakim olmanın bilinci ile kartlar oynanıyor.
Türkiyenin de bölge ülkelerine ilgisi arttı
Avrupanın içinde yer aldığı krizi nihayetinde aşacağı herkesin beklentisi. Ancak kriz aşıldıktan sonra da talebin ne kadar artacağı şüpheli. Zira yaş ortalamasının yüksek olması talebin daha canlı olduğu pazarlara yönelimi zorunlu kılmakta. Bu durum ister istemez ekonomik olarak gelişen, refah düzeyi artan doğu bölgesine gözlerin çevrilmesini beraberinde getiriyor.
Başta Çin ve Rusya olmak üzere bölge ülkelerinde elde edilen gelir ve refaha bağlı olarak bir noktadan sonra tüketime aktarılması kaçınılmaz.
Dünyanın ekseni yanı başımıza yani Ortadoğu-Ön Asya-Kafkaslar bölgesine kaymış durumda. Dünyadaki gelişmelere bağlı olarak Türkiyenin de bölge ülkelerine olan ilgisinde ciddi bir artış söz konusu. Artan işbirliği, yapılan anlaşmalar, bazı ülkelerle vizelerin kaldırılması, ortak projeler bu açıdan kayda değer ve hedefe ulaştıran yaklaşımlar olarak görülmekte. Hedef bölge ülkeleriyle olan ticaret hacminin istikrarlı bir şekilde artırılabilmesi.
Eurodan kaçış hızlandı
- Eurodan kaçış hızlandı. Dünyanın en büyük tahvil fonunu yöneten Pimconun Avrupa portföyünü yöneten Andrew Balls, Euronun 16 üyenin mali politikada daha sıkı işbirliği kurmamaları durumunda daha zayıf bir hal alabileceğini ya da bazı üyelerini kaybedebileceğini bildirdi.
- Analistler gelişmekte olan piyasa hisselerini öne çıkarıyor: Credit Suisse analistleri gelişmekte olan ülke hisse senetlerinde geçmişte yaşanan hareketlere bakıldığında, OECD öncü göstergesindeki tepe notlarını yumuşak inişlerin takip ettiği 12 aylık dönemde bu hisse senetlerini ortalama yüzde 22 değer kazandıklarını vurguluyor.
- Yunanistanın kredi notunun düşmesi ile Avrupada krizin henüz geride kalmadığının ortaya konmasının ardından Avrupa borsalarında işlem yapan fon yöneticileri pozisyon azaltılmaya başladı.