Korkutan senaryo
Avrupanın yaşadığı borç krizini ve etkilerini farklı görüşler tarafından tartışılmaya devam ediyor
Piyasalarda Avrupanın yaşadığı borç krizini ve etkilerini farklı görüşler tarafından tartışılmaya devam ederken kriz bitti yorumu yapan ekonomistlerin sayısı az değil.
Avrupa ülkesi borsaları kadar diğer kıta ülke borsalarını da ciddi kayıplar yaşansa da iyimser görüşler hem AB -Euro Bölgesi hem de Euro ilgili sanıldığı kadar kaygılı değiller . Hatta dolar karşısında zayıflamaya devam eden Euronun Avrupa ihracatına olumlu katlı yapacağı ve Avrupa ekonomisinin daha hızlı toparlanacağını öngörüyorlar.
Analistler, Avrupanın kur sayesinde ihracatta rekabet gücünü arttırmasının yanında krizin ABye mali disiplin ve birliği de getireceğini savunuyorlar.
Bu görüşlerin yanında krize faklı bir açıdan yaklaşan kötümser analistler kriz bitti resesyon var diyerek aslında işlerin o kadar da iyi gitmediğini henüz en kötünün yaşanmadığını belirterek ikinci dip uyarılarını tekrarlıyorlar.
Krizine ekonomi dünyasına tanıttığı en ünlü isimlerden biri olan ve küresel krizi daha önceden tahmin ettiği için kriz kahini olarak bilinen Roubini, ikinci dibin Avrupada yaşandığını ve krizde ikinci aşamaya gelindiğini vurgulayarak şunları diyor : Yunanistan aslında buzdağının görünen yüzü ve Euro Bölgesi ülkeleri de kendine doğru çekmeye devam edecek. 1 trilyon dolarlık pakette Avrupayı kurtarmaya yetmeyecek
Roubini gibi Avrupanın henüz gerçek krizle yüzleşmediğini düşünen analist sayısı da az değil. Analistler, yaşanan krizle birlikte Avrupanı n yeni bir anlayışla şekilleneceğini ve euronun dolar karşısında erimeye devam edeceği tahmininde bulunuyorlar .
11 yıldır Avrupanın ortak birimi olan ve rezerv para birimi adayı olarak doların karşına çıkan euro nereye kadar düşebilir?
En iyimser tahminler paritenin 1.16ları göreceği. Ancak kötümser varsayımlar Avrupadaki gelişmelerin olumsuz seyrini okuyarak bu beklentinin 0.80-0.50 bandına inebileceğini ihtimalinin göz ardı edilmemesi yönünde .
Kötümser senaryolardan biri de Türkiyeden. Makine İhracatçıları Birliği Başkanı ve Makine Tanıtım Grubu Başkanı Adnan Dalgakırandan geldi.
Gazeteporta yaptığı açıklamada Adnan Dalgakıran, 21. yüzyılın öngörüsü zor bir yüzyıl olduğunu ve dünyada yeni bir ekonomik düzen oluşacağına yönelik tahminlerin giderek kuvvetlendiği söylüyor.
DÜNYA 4 BLOKA AYRILACAK
Fabrikaların işletmelerin değil ülkelerin iflasının konuşulduğu ve dünyanın en büyük ikinci krizini yaşadığı bu yüzyılda gelecekle ilgili binlerce olasılığın söz konusu olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: Dünya bundan sonraki süreçte ekonomik ve siyasi bakımdan 4 ayrı bloktan oluşacak. ABD, AB, Asya ve Afrika kıtası ve Türkiyeyi de içine alacak Ortadoğu.
Avrupada yaşana n sıkıntıların daha da kuvvetleneceğini ve Euro/Dolar paritesinin 0.80-0.50 aralığına gerileyebileceğini vurgulayan Dalgakıran, Bu belki de en kötümser yaklaşım. Ancak olasılıklar içinde çok arka sıralarda değil.Bu olasılık gerçekleşirse piyasalar allak bullak olur. Bu aynı zamanda bu zaman kadar bütün ekonomik mantalitelerin yıkılması demek. Ve ekonomilerin aptallaşmasıdemek olur. Dünya o zaman yeni ekonomik düzenden bahsetmek zorunda kalır dedi.
2008 yılında bu yana yaşananlar da piyasaların yeni duruma direnç göstermesi ve uyum sağlayamaması diyerek konuşmasını sürdüren Dalgakıran, ekonomilerin toparlanmasının bu nedenle zaman alacağını söyledi.
KRİZDEN ABD GÜÇLÜ ÇIKACAK AVRUPA ZORLANACAK
ABDnin güçlü ekonomisi, zengin petrol kaynaklarına sahip olması ve teknoloji üreten bir ülke olması nedeniyle krizden güçlenerek çıkacağını kaydeden Adnan Dalgakıran, son 10 yılda ABDnin teknolojiye yönelik yatırımlarını yüzde 400 arttırdığına dikkat çeken Dalgakıran, bu oranın Avrupanın en güçlü ülkesi Almanyada yüzde 50 olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
Bu oran Almanyanı tam 8 katı. Avrupa artık teknoloji üretmiyor, teknoloji satın alıyor.Avrupada üretim maliyetlerini etkileyen işgücü artık çok pahalı. Dolayısıyla ithal ürüne yönelik talebi daha yüksek. Ayrıca Avrupa artık gelebileceği en yüksek yere geldi. .
İŞLER TERSİNE DÖNDÜ ARTIK AVRUPANIN TÜRKİYEYE İHTİYACI VAR
Dalgakıran, son ekonomik ve siyasi gelişmelerin Türkiyeye yönelik bakış açılarını değiştirdiğini ve artık Türkiyenin Avrupaya değil Avrupanın Türkiyeye ihtiyacı olduğunu dile getirerek, büyüyen ve gelişen Türkiye Avrupanın dikkatini çektiğini ve Avrupadan kaçan yatırımcılar için Türkiyenin önemli bir liman geldiğini de sözlerine ekledi.
Avrupanın büyümesinin diğer 3 bloktan daha yavaş ve sancılı olacağına da değinen Adnan Dalgakıran, bu süreçte Türk ihracatçıların dolarla ticaret yapan bölgelere yoğunluk vermeleri gerektiğini ifade ederek , Uzakdoğudan ara malı alarak ihracat yapan firmaların gelişmelere yönelik alternatif stratejiler geliştirmek zorundalarr dedi.
Açıklamasında, Türkiyenin Avrupa krizinde etkilenme riskinin henüz ortadan kalkmadığına da değinen Dalgakıran, İhracatçı firmalar kriz nedeniyle daralan pazarı ve düşük euro ile Avrupaya ihracatta zor günler geçirebilirler. Bu noktada pazar çeşitliliğine önem verilmesine ve rekabetçi yaklaşımlar öncelik taşımalı ve fırsatlar yaratılmalı. Dünyada artık kartlar yeniden karılıyor. Krizden yeni fırsatlar yaratmak sırası Türkiyede şeklinde konuştu.
TÜRKİYE TEKNOLOJİ YATIRIMI YAPMALI
Dünyada önemli bir siyasi güç olmanın ekonomik güçle bağlantılı olduğuna da işaret eden Dalgakıran, Türkiyenin bu amaçla en kısa zamanda teknoloji üreten bir ülke haline gelmesinin zorunda olduğunu söyledi.
Bu atılımın yapılmasında oldukça geç kalındığında vurgu yapan Adnan Dalgakıran, Bu konu ulusal bir konu ve siyaset ve partiler üstü bir konu. Eğer Türkiye küresel bir güç olacaksa bunu teknoloji üreten bir ülke olmak zorunda dedi ve şöyle devam etti. Buna en güzel örnek İspanya. Türkiye İspanyadan bu konuda ders almalı. İspanya güçlü bir turizm ülkesi olmasında rağmen 10 yıldır teknoloji üreten ve satan ülke.
İŞSŞİZLİK VASIFSIZ İŞÇİ DE VAR, KALİFİYE ELEMAN AÇIĞIMIZ VAR
gazeteportun Türkiyenin işsizlik sorununa yönelik sorusuna ise Dalgakıran şöyle cevap verdi: İşsizlik dünyanın sorunu. Türkiyede vasıfsız işçi de fazlalık var, kalifiye eleman da ise işsizlik rakamı kadar ihtiyaç sözkonusu. Türkiyenin işsizlik sorununa bu açıdan bakması lazım. Türkiye artık emek işgücünün ucuz olduğu bir ülkede değil. Yabancı yatımcı artık ucuz işgücü için Türkiyeye gelmez. Yatırımcıyı kalifiye insan gücü çeker. Nitelikli insan gücü Türkiyenin dünyadaki rekabet gücünü arttırır.
Gazeteport