Körfez fonları Türkiye'ye akacak

Arap Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ahmed Yusuf Abdulmalek, Körfez Bölgesi’ndeki bağımsız ve hükümet fonlarının, Amerika ve Avrupa stratejilerini baştan aşağı gözden geçirdiklerini belirterek, “İlk defa zengin ülkelerin tümünün başı dertte. Avrupalılar, kendi sorunlarını nasıl çözeceklerini bilemiyorlar. Şu anda bağımsız fonlar Avrupa’dan çekiliyor. Bu fonlar nereye taşınacak? Asya veya Türkiye’ye; şu an bu paranın akabileceği iki pazar bunlar” diye konuştu.
SIFRDAN BANKA KUYRUĞU
İstanbul İktisatçılar Derneği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği ve Sabahattin Zaim Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Faizsiz Bankacılık ve Günümüz Uygulamaları” konferasında soruları yanıtlayan Abdulmalek, şöyle konuştu: “Türkiye’deki katılım bankalarının çoğu Araplara ait veya Arap hissedarları var. Eğer satın alma yerine burada sıfırdan bankacılık yapmalarının da önü açılırsa, sıfırdan bankacılık yapmak isteyen Arap bankaları da var. Eminim bir sürü Arap bankası Türkiye’ye gelerek, şube açmak isteyecektir. Kişisel konuşmalarımızdan biliyorum ki Türkiye piyasasına gelmeyi düşünen Emirates International Bank, Katar International Bank gibi bankalar var. Dolayısıyla bundan sonra Arap bankalarının Türk bankacılık sistemindeki bankalara ilgisi artacak. Körfez ülkelerinden, Katar’dan büyük gruplar ilgileniyor.”
DIŞ ŞOKLARA HAZIR
Hürriyet´in haberine göre, Körfez ülkeleri ve Ortadoğu’nun, Türkiye’yi Ortadoğu’dan ayrı tuttuğunu dile getiren Abdulmalek, şöyle devam etti: “Suriye veya Mısır’ın sorunlarının olması, bu bölgelerdeki ülkelerin Türkiye’ye bakışını hiçbir şekilde etkilemiyor. Büyüyen ekonomisi ve istikrarlı yönetimi, Türkiye’ye dışarıda çok olumlu bir imaj veriyor. Türkiye, dış şoklara karşı hazırlıklı. Şu anda birçok ülke de Türkiye’nin metodolojisini uygulamaya çalışıyor, yani bulundukları çok zor konumlardan, çok olumlu bir konuma ilerlemeye çalışıyorlar. Bir yıl önce Yunanistan’daki derin sorunlar ortaya çıktığında, herkes ‘Türkiye de aynı duruma düşecek’ diye düşündü. Çünkü Türkiye Yunanistan’a çok yakın. Sorunlar Avrupa’ya yayıldığında, insanlar ‘Türkiye’nin ihracatının büyük çoğunluğu Avrupa’ya. Zarar görecekler’ diye düşündü. Ancak, Türkiye ayakta durmayı ve sorunları çözmeyi başardı.”
BANK AUDİ´DEN SONRA KİM OLACAK?
Ekim ayı sonunda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 300 milyon dolar sermayeli, mevduat bankası kurulmasına izin verdiği Bank Audi, Türkiye’de 14 yıl aradan sonra mevduat toplamak için sıfırdan izin alan ilk banka olmuştu. Lübnan’ın en büyük bankacılık gruplarından biri olan Bank Audi’ye mevduat izni verilmesinin, bankacılık sisteminden kaynaklanan ve büyük faturaların ödendiği 2001 krizinden sonra Türkiye’de sıfırdan bankacılık izni verilen ilk lisans olmasının yanı sıra, Körfez sermayesinin Türkiye gibi ülkelere gideceğinin de en somut örneklerinden birini oluşturuyor. Arap sermayesi ilgisi dikkate alındığında, Bank Audi ile başlayan sürecin başka Arap bankalarıyla devam etmesi bekleniyor.
Arap Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ahmed Yusuf Abdelmalek, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımın, istenen ölçüde yüksek olmadığını hatırlattığımızda, “Türkiye’nin pazarlama gücü biraz zayıf, özellikle de Körfez ülkelerine. Türkiye’nin buradaki fonları nasıl çekeceğine yönelik bir strateji geliştirmesi gerekiyor. Bunu sadece siyasi olarak yapamazsınız. Çünkü birçok Körfez ülkesindeki özel sektör çok çok büyük, hatta ülkenin kendisinden daha büyük. Sadece ülkelere gitmek yeterli değil, özel sektöre de gitmeniz gerekiyor. Eğer Türkiye, yabancı bankaların şube açmalarına izin verirse Dubai Islamic Bank gibi bankalar katılım bankacılığı (faizsiz bankacılık) alanında şube açmak ve bankacılık yapmak isterler” dedi.