Kendi bankalarını düşünüyorlar

AB’nin dikte ettiği tedbirlere tepki olarak Yunanistan’da süre gelen sokak gösterileri giderek şiddetlendi. Son gösterilerde çok sayıda işyeri ve kamu tesisi tahrip edildi. Yakıldı. Yıkıldı.
İşyerleri yakılan yıkılanlar, onarım yapma imkânına sahip değil. Yakılan yıkılan kamu tesislerini onaracak para bütçede yok.
AB’nin “Kurtarıcı Takımı” bütün bu gelişmeleri umursamıyor.
Çünkü onların hedefi:
- Yunanistan’ı “oldurmak”, kurtarmak değil,
- AB‘nin tedbirlerinin tek bir amacı var: Euro’yu kurtarmak. Euro sisteminin devamlılığını sağlamak.
Avrupalılar ve Batılılar genelde Yunanlıların hayranıdır. Yunan medeniyetinin Batı medeniyetinin temelini oluşturduğuna inanırlar.
Bugüne kadar Yunanistan’a verilen desteğin, Yunanistan’ın çizgi dışına çıkmasına izin verilmesinin arkasında da bu hayranlık vardır.
Geliniz görünüz ki şimdi “Önce Can... Sonra Canan...” durumu var.
Yemi kesmenin sınırı var
Çok bilinen bir hikâyedir ama... Tekrarda yarar var. Nasrettin Hoca’ya “Sen bu eşeğe çok yem veriyorsun. Eşek şişmanlıyor, sen masrafa giriyorsun” demişler. Bunun üzerine Hoca başlamış eşeğin yemini kesmeye... Her gün eşeğe daha az yem veriyor... Ama eşek ayakta... Yemi kesmiş, kesmiş... Bir gün bakmış ki eşek yerde. Ölmüş, gitmiş... Hoca dertlenmiş “Tam yemsiz yaşamaya alışacaktı... Öldü gitti” diyerek...
Almanya’nın liderliğinde AB’nin “Baba”ları Yunanistan’ın yemini kısa kısa bir hal oldu. Talimat üzerine talimat yağıyor. Maaşlar ücretler indirildi. İnsanlar işlerinden çıkarıldı. Emekli maaşları kısıldı. Asgari ücret geriye çekildi. Hükümetin para harcayacak hali kalmadı.
Bankalarını düşünüyorlar
Yunanistan’a verilecek para ekonomiyi canlandırmak, halkı rahatlatmak için verilmiyor. “Bu parayı alır gibi yaparak, bizim bankalara aktar” diye veriliyor.
Yunan yardımı denilen şey, gerçekte AB bankalarını ve yatırımcılarını kurtarma yardımı.
Derdi bize düşüyor ama... Komşuda yaşayanların durumu gerçekten zor. Bugüne kadar ellerine geçen para azalıyor. Talep düşünce lokantacılar, dükkânlar nasıl yaşayacak? Büyük bir sanayi yok ama, olanlar üretimi nasıl sürdürecek? Kendi ülkelerinde ekonomiyi canlandırmak için piyasaya para sürenler, Yunanistan’da sadece piyasadaki parayı değil, insanların cebindeki parayı da çekti. Çekiyor.
Tekrarda yarar var “Yunanistan’a yardım paketi” denilen paketlerde yer alan para Yunanlıların cebine değil, Yunanistan’dan alacağı olanların cebine gidiyor. Bu arada bu paketleri hazırlayanlar, Yunanlıların cebini boşaltmayı da ihmal etmiyor.
Bu durumda Yunanlılar nasıl sokaklara dökülmesin. Nasıl sağı solu yakıp dökmesin?
Ne derler? “Allah düşmanımın başına getirmesin” derler ya. İşte o biçim. 
Güngör Uras