İslami şirketlere desteğe jet onay

Kamuoyu Libya’daki ayaklanmaya odaklanırken, 2004’te büyük tartışmalar yaratan, İslam’a uygun işletmelerin teşvikini, üretimin denetimi ve anlaşmazlıkların İslam hukukuna göre çözümünü öngören “Özel Sektörün Geliştirilmesi İslami Kurumu Kurucu Anlaşması”, TBMM’de sessiz sedasız kabul edildi. Türkiye, İslam hukukuna yönelik hükümlere çekince koydu.
17 Ağustos 2004’te TBMM’ye sevkedilen, ancak muhalefetin direnmesi nedeniyle görüşülemeyerek “kadük” kalan tasarı, Ak Parti tarafından 19 Nisan 2010’da yeniden TBMM’ye sevkedilmişti. Yeni tasarı, TBMM’de önceki akşam bir dakika içinde kabul edildi. Kamuoyunun bütün dikkatlerini Libya’daki halk ayaklanmasına yönelttiği bir süreçte kabul edilen anlaşma üzerinde ne iktidar ne de bu yasanın ilk sevkinde Türkiye’yi ayağa kaldıran CHP konuşma yaptı.
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, anlaşma için, “Bu anlaşma doğrultusunda mali destek alan Türk şirketleri İslam hukukuna göre denetlenecek” demişti.
İstihdam artacak...
Anlaşmanın gerekçesi ise, “Ekonominin lokomotifi olan özel sektörün finansman sağlayacak kurumun ekonomik kalkınmamıza ve istihdamın artırılmasına katkıda bulunması, ülkemizdeki özel sektör firmalarına yapacakları yatırımlar için Kurum’dan finansman sağlama olağanı sağlanması ile Türk firmalarının kurumun en önemli müşterileri arasına girmesi ve Kurum içinde daha fazla söz sahibi olunması öngörülmektedir” şeklinde açıklandı.
İslam hukukuna uygunluk
Anlaşma metnine göre, İslami Özel Sektörün Geliştirilmesi Kurumu, Müslüman ülkelerde, isteyen şirketleri finansal ve teknik yönden destekleyecek. Ancak bu destek verilirken, şirketlerin yaptıkları yatırımlarda “İslami hukukuna uygunluk” şartı aranacak.
Anlaşmanın 29. maddesine göre, Türk şirketlerini İslam hukukuna göre merkezi Suudi Arabistan’da bulunan İslam Hukuku Komitesi denetleyecek. Komite, 3 yıllığına seçilen üç din adamından oluşacak ve yatırımların şeriata uygunluğuna karar verecek.
Anlaşmaya göre, İslami Kalkınma Bankası, Türkiye’de “İslami üretim” prosedürünü tamamlayan firmalara kaynak aktaracak. Bu arada domuz ürünleri işleyenler, kadın-erkek birlikte yararlanılan turizm tesisleri, alkollü içecek üreticileri kapsam dışında olacak.
Türkiye, anlaşmada, İslam hukukunun geçerli olacağına ilişkin hükümlerine karşı, “Anayasamız, kanunlarımız ve bağlı olduğumuz anlaşmalar hükümleri saklı olduğu” şeklinde çekince koydu.
Türkiye 11.7 milyon dolar katılım payı ödeyecek
Anlaşma İslam’a uygun işletmelerin teşvikini, üretimin denetimi ve anlaşmazlıkların İslam hukukuna göre çözümünü öngörüyor. Yasanın gerekçesinde İslam Kalkınma Bankası’nın üye ülkelerdeki özel sektör yatırımlarının finansal ve teknik yönden desteklenmesi amacıyla 1999’da İslam Özel Sektörünün Geliştirilmesi Kurumu’nu kurduğu anınmsatıldı. Kurumun 1 milyon dolar sermayesi bulunduğu belirtilen gerekçede, Türkiye’nin 1176 hisse karşılığı 11 milyon 760 bin dolar katılım payı ödeyeceği dile getirildi.