İMKB'deki yeni fırsatları bekleyin
Dünya piyasaları yavaş yavaş oluşan güven ortamının etkisiyle toparlanacağı sinyalleri vermeye başlarken petrol fiyatlarındaki artış, talep ekonomisinin işlemeye başladığını gösteren en güçlü işaret.
Şu ana kadar yıllık bazda yüzde 66 kazandıran Borsa endeksi hafta içinde 45 bin 500 puana kadar yükseldi. Bir ara banka ve endeks üzerinde etkili olan hisselere gelen yabancı satışlarıyla 42,794 puana kadar gerilediyse de endeks ABD ekonomisinden gelen olumlu sinyallerle yönünü yeniden yukarı çevirerek haftayı 44,767 puandan kapattı. Haftalık yüzde 4,99 yükselen endeks 17 ayın en yüksek seviyelerini görerek yıl içi zirvesine ulaştı.
Yatırımcılar bu aşamadan sonra hisse senetlerini riskli görerek satışa yönelseler de paranın gidecek bir adres bulamayışı ve özellikle alternatif piyasalarla karşılaştırıldığında hisse senetlerinin kazandırma potansiyelinin hala mevcut olması, endeksteki düşüşü sınırlıyor. Ancak zaman zaman oldukça geniş aralıkta hareket eden hisse senetleri endekste de aşırı dalgalanmalara yol açıyor.
Birçoklarınca yüzyılın krizi olarak görülen Rusya'da oligarkların, petrol krallıklarının ve dev yatırım bankalarının iflasına yol açan 2008 krizi etkisini yavaş yavaş kaybederken çöken borsalar birer birer 2008 yılındaki seviyelerine yaklaşıyor. Ancak şu ana kadar en çarpıcı performans gösteren borsaların başında İMKB geliyor. Başlangıçta hemen herkesin IMF ile anlaşma olmazsa Türkiye ekonomisi 2009 yılında çok olumsuz etkilenir, Borsa düşer, dolar ve faizler yükselir derken bugün geldiğimiz noktada birçok kişi iyi ki IMF ile anlaşma yapmamışız noktasına geldi. Türk bankalarının gerek karlılık gerekse sermaye rasyolarındaki pozitif görüntüsü piyasa değerlerini kriz öncesi seviyelerine yükseltti. Örneğin Akbank yıl içinde bir ara 6 milyar dolara kadar gerilemişken şu an 18 milyar dolarlık piyasa değeriyle en değerli Türk şirketi konumuna yükseldi. Ayrıca yılın ilk yarısında bankacılık sektörünün geçen yıla göre yüzde 30 civarında bir büyüme yaşaması dünya bankacılık sektörüne göre bir farklılık oluşturdu. Finans kesimindeki bu iyi göstergelere reel sektörde alınan önlemler sayesinde ayak uydurmaya çalışırken Borsa'ya ulaşan bilançolardan elde ettiğimiz sonuçlardan yılın ikinci çeyreğinin şirketler açısından beklenenden daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
Dünya piyasaları yavaş yavaş oluşan güven ortamının etkisiyle toparlanacağı sinyalleri vermeye başlarken petrol fiyatlarındaki artış, talep ekonomisinin işlemeye başladığını gösteren en güçlü işaret. Gelişmeler beklediğimiz gibi ama borsalardaki her büyük yükseliş, riskleri de beraberinde getiriyor. İMKB endeksini mart ayı başından beri 20 bin puan artıran 10 hisseyi geçen hafta açıklamıştık. Bu hisselerde yaşanan yükselişler ister istemez endeksin dengesiz bir şekilde hareket etmesine yol açıyor. Yıl içi dip seviyelerinden neredeyse yüzde 300 yükselen bu hisselerde artık tehlike çanları çalmaya başlamış durumda. Nitekim hafta içinde zirve noktalarından gelen kar satışları bu hisselerde ciddi bir dalgalanma oluşturdu. ABD tarım dışı istihdamında beklenenden düşük çıkan daralma ve işsizlik oranı olmasaydı belki de Borsa haftayı yüzde 5 yükselişle değil başa baş kapatmak zorunda kalabilirdi. Bu aşamadan sonra endeksi dış borsalardaki gelişmeler, şirketleri ise yılın ikinci yarısındaki bilanço performansları etkileyecektir. ABD borsaları bankacılık ve teknoloji endekslerindeki yüzde 26'lık kazançlarıyla belirli bir yol kat ettiler. Ancak sanayi endeksi olan Dow Jones için aynı şeyi söylemek mümkün değil. İMKB endeksi de doğal olarak aşırı yükseldiyse de risk iştahının devam etmesiyle halen oldukça canlı ve dış borsaları takip ederek olumlu trendi sürdürüyor.
'Bu büyük yükselişin ardından sert bir düzeltme gelir mi?' veya 'Satım zamanı mı?' gibi sorular sıkça soruluyor. Evet temkinli olmak ve elde edilen karların uçup gitmesine izin verilmeden doğru seçimler yapmak zamanı. Zarardan kara geçen fiyat kazanç oranı düşük ve mevsimsel özellikleri nedeniyle hareketlenerek ön plana çıkacak şirketler veya bazı sektörlerde lokomotif olarak ortaya çıkan ve diğerlerini sürükleyen şirketleri takip etmelisiniz. Ayrıca düzeltme olursa bir gerileme olur ve alım fırsatı doğarsa endeks üzerinde etkili olan bilançosu olumlu şirketleri tercih etmelisiniz. Beklentilerin gerçekleşmesiyle fiyatların gerileyebileceğini unutmadan yeni fırsatları beklemek stratejisini benimseyebilirsiniz.
Borsaların çıkışı, dolara değer kaybettirir
Hafta içinde yılın en yüksek seviyesi olan 1,4447 seviyesine kadar yükselen Euro/dolar paritesi beklenenden iyi gelen işsizlik oranları ve tarım dışı istihdam verilerinin ardından hızla düşerek 1,4177 seviyelerine geriledi. ABD ekonomisinden bir süredir alınan olumlu sinyaller sonrası doların değer kazanması belki de son zamanlarda hiç görmediğimiz bir sonuç oldu. Zira olumlu veriler dolara değer kaybettirip emtia fiyatlarının yükselmesini sağlarken bu defa hareket beklenenin tersine oldu. 2009 yılına 1,3973 seviyesinde başlayan Euro/dolar paritesi yıl içinde en yüksek seviyesini geçen hafta görmüştü. Haftanın son günü özellikle iyi gelen ABD tarım dışı istihdam seviyesinin ardından düşüşe geçen parite önümüzdeki hafta ABD Merkez Bankası'nın faiz kararı sonrası yeniden yükselişe geçebilir. Ancak 1,41 seviyesinin aşağı kırılması durumunda 1,40-1,38 seviyelerine kadar gerilemesi de söz konusu olabilir. Ama 1,45 seviyesi yukarı doğru kırılırsa bu defa 1,47'ler görülebilecektir. ABD borsalarının yönünü yukarı çevirmesi ve yükseliş eğiliminin süreceği beklentisi ABD Doları'nın yeniden değer kaybetmesine yol açacaktır. Bu durumda önümüzdeki günlerde gerek uluslararası piyasalarda gerekse piyasalarımızda doların yükselişini sürdüreceğine yönelik bir emare gözükmemektedir.
SELİM IŞIKLAR/ZAMAN