IMF’nin kapısına gittiğimiz noktada değiliz

EKİM ayı enflasyon raporunu açıklayan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Uluslararası Para Fonu (IMF) konusundaki değerlendirmelerine açıklık getirdi. Bu ay başında ve geçtiğimiz günlerde yaptığı iki ayrı açıklamanın birbirine çelişik göründüğünü hatırlatan Yılmaz, ancak bunların kısa ve orta vadeye ilişkin görüşleri olduğunu belirtti. Orta vade için IMF’den mezuniyet isteyen Yılmaz, bugünkü durumu ise “Denizin bittiği yerde değiliz” diye açıkladı. Hızlı büyüme için IMF ile ilgili açıklamaları arasında aslında çelişki söz konusu olmadığını, bunların birbirini tamamlayan öğeler olduğunu dile getiren Yılmaz, Türkiye’nin kısa vadede yeniden hızlı büyümeyi yakalayabilmesi, Hazine’nin yüzde 100’ün üzerine çıkan borçlanma oranını düşürebilmesi ve özel sektöre kaynak yaratılabilmesi için IMF’ye ihtiyacı olduğunu söyledi. Orta ve uzun vade için ise artık “Türkiye’nin kendi işlerini kendisinin görebiliyor olması gerektiğini” söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Türkiye krizde likidite yönetimi yapmıyor. Bizim şu anda geldiğimiz nokta, daha önceki IMF anlaşmalarında ihtiyaç duyduğumuz, denizin bittiği yerde IMF’nin kapısına gittiğimiz nokta değil. Dış kaynak ihtiyaç “Şu anda ‘Biz daha hızlı nasıl büyüyebiliriz’ sorusunu soruyoruz ve bununla ilgili de ‘kaynağa ihtiyacımız var mı’ sorusu bulunuyor” diyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim bir dış kaynağa ihtiyacımız var. Fakat uzun vadede artık bizim kendi işlerimizi kendimizin görebiliyor olması gerekir. İşte bu orta vadeli program, böyle bir adım ve bir daha işlerimizi yanlış yaparak denizin bittiği noktada kaynak bulmak için başka bir yerlere gitmemiz gerekmemeli. Mezun olmanın anlamı bu. Birisi orta vadeli. Kısa vadede ise eğer biraz daha hızlı büyümek, Hazine’nin yüzde 100’ün üzerine çıkan borçlanma oranlarını azaltmak istiyorsak ve reel sektöre kaynak bırakmak istiyorsak, bizim dış kaynağa ihtiyacımız var.” Enflasyon beklentisi yüzde 5.5’e çekildi, hükümete mektup gitti EYLÜL itibariyle yüzde 5.7 olan yıllık enflasyonun, 2009’un üçüncü üç aylık dönem sonu için yüzde 6.5 olarak belirlenen belirsizlik aralığının alt sınırının altında kalması nedeniyle Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a mektup gönderen Merkez Bankası, yıl sonu tahminini de revize ederek, yüzde 5.5’e çekti. Tahmin, bir önceki enflasyon raporunda 5.9 olarak yer alıyordu. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, politika faizlerinin sınırlı bir miktar daha düşerek 2010 yılı sonuna kadar sabit kaldığı varsayımı altında, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2009 yıl sonunda orta noktası yüzde 5.5 olmak üzere yüzde 5 ile 6 aralığında, 2010 yıl sonunda ise orta noktası yüzde 5.4 olmak üzere yüzde 3.9 ile 6.9 aralığında gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirterek, enflasyonun 2011 yıl sonunda yüzde 4.9, 2012 yılı üçüncü çeyreğinde ise yüzde 4.8 düzeyine gerileyeceğini öngördüklerini açıkladı. İkinci kriz ihtimali yüzde 50’nin altında DURMUŞ Yılmaz, ikinci kriz dalgasının gelmesi ihtimaline ilişkin bir soruya “Sıfır ile 50’nin arasında bir olasılık söz konusu ama 50’den az olduğunu düşünüyorum” yanıtını vededi. Bir başka soru üzerine de bugün gelinen noktanın Merkez Bankası’nın piyasayı fonlama politikaları açısından herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını söyleyerek, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemde tabii IMF’yle herhangi bir açıklama yapılıp yapılmaması, Hazine’nin buna paralel olarak fonlama maliyetini aşağı çekip çekmemesi önemli. Onun dışında bizim 2000-2001 yıllarında bankacılık krizi sırasında zorunlu olarak yeniden yapılandırmak üzere alınan kağıtların vadesi geliyor. Bilançomuzda bulunan ve 2010 yılına vadesi geliyor. Sıfırlanacak. Bu rakam 8 milyar TL civarında. Dolayısıyla dışarıdan bakan bir Merkez Bankası bilançosu ve Para Kurulu uygulayan gibi görünüm olacak. Özellikle İMKB’de, repo ve ters repo piyasasında yapılacak işlemleri nedeniyle teminata ihtiyacımız var. Bu nedenle portföy oluşturmak zorundayız. Bununla ilgili olarak Hazine’yle koordineli çalışıyoruz. 10 Aralık’ta 2010 yılı para politikasının genel çerçevesinde sizlerle paylaşacağız. Bunun dışında genel çerçevede başka değişiklikler söz konusu değil.” Faizlerde ek indirim süreci söz konusu olabilir KREDİ piyasalarındaki sıkılığın devam etmesi ve işsizlik oranlarının yüksek seyretmesinin küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğunu dile getiren Durmuş Yılmaz, gelecek dönemlerde küresel büyümenin tekrar kesintiye uğramasının ve bu durumun yurt içi iktisadi faaliyetteki toparlanmayı geciktirmesi durumunda, politika faizlerinde ek bir indirim sürecinin söz konusu olabileceğini vurguladı. Yılmaz, “Kredi piyasalarındaki sıkılığın devam etmesi ve işsizlik oranlarının yüksek seyretmesi küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutuyor” derken, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemlerde küresel büyümenin tekrar kesintiye uğraması ve bu durumun yurt içi iktisadi faaliyetteki toparlanmayı geciktirmesi durumunda, politika faizlerinde ek bir indirim süreci söz konusu olabilecek.” Merkez, domuz gribine karşı personeli nasıl koruyacak DURMUŞ Yılmaz, domuz gribinin ekonomi için bir risk olduğunu belirterek, Merkez Bankası olarak yaklaşık bir yıl önce “Böyle bir durum ortaya çıkarsa ne yapabiliriz” sorusunu gündemlerine aldıklarını söyledi. Yılmaz, “Özellikle ödemeler sisteminin aksamadan sürmesi ve mali sistemin aksamadan yürüyebilmesi için böyle bir durum ortaya çıktığında bu tür işleri yapan personelimizi nasıl koruyabiliriz sorusunu sorduk ve bununla ilgili olarak da bir takım çalışmalar yaptık. Bizim gündemimizde. Ama bugün itibariyle alınmış, atılmış somut bir şey yok. Ancak kilit personeli etkilemeye başlarsa ne yapabiliriz sorusunun planlaması yapılıyor” dedi. Pozitif büyüme son çeyrekte DURMUŞ Yılmaz, önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetteki kademeli toparlanma eğiliminin süreceğini belirterek, son çeyrekten itibaren yıllık bazda pozitif büyüme oranlarının görülmeye başlayacağını öngördüklerini kaydetti. Hürriyet