IMF ile anlaşmanın tarihi açıklandı
Çiçek, Bakanlar Kurulu'nun ardından toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, dış politikadaki temel tercihlerden vazgeçmeden son derece hayati, önemli kararlar alındığı ifade ederek, ''Türkiye geçtiğimiz hafta yaptığı görüşmelerde ve mutabakatla 2011 yılından sonra da gaz anlaşmasının süresinin uzatılmasını temin etmek suretiyle önemli bir beklentiyi de ortadan kaldırmış bulunmaktadır'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu'nun ardından toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin katılımıyla düzenlenen törenle 20 anlaşma, belge ve mutabakat zaptı imzalandığını hatırlatan Çiçek, bu belgelerin 8'inin özel sektör, 12'sinin kamu kuruluşlarıyla ilgili olduğunu belirtti.
Bu projelerin her birinin Türkiye'nin stratejik önemi bakımından katma değeri olan önemli projeler olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:
''Türkiye iç politikaya çok fazla kilitlenmiş olduğu için bu yapılan çalışmaları yeteri kadar kamuoyuna yansımıyor ya da dış dünyadaki basın kadar bizde yeteri kadar yer almadı. Türkiye hepimizin bildiği gibi büyük ölçüde enerji ihtiyacını dışarıdan temin eden bir ülkedir. Dolayısıyla kendi enerji güvenliğini sağlayabilmek bakımından nereden enerji temin edilebiliyorsa, hangi ülkeden, hangi yolla temin edebilecekse onunla ilgili çok yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Tabiatıyla bizim bakımımızdan en evvel komşularımızdan bu ihtiyacımızın karşılanması çeşitli açılardan da önem arz etmektedir. Hem iyi komşuluk ilişkileri hem de işin maliyeti bakımından da önem arz ediyor. Onun için Türkiye bir süreden beri bu enerji politikası üzerine biraz daha fazla yoğunlaşmakta, enerji projelerini hayata geçirebilmek için ciddi bir çabanın içerisine girmektedir. Bir süre önce NABUCCO Projesi üzerinde bir mutabakata varılmış, bu konuyu konuştuk. NABUCCO 21. Yüzyıl bakımından önem arz ediyor ve Türkiye'nin stratejik önemini artırıyor.
Geçtiğimiz hafta yapılan bir kısım değerlendirmelerde, imzalanan belgelerde Türkiye yine enerji güvenliğini kendi bakımından temin edebilmek bakımından Rusya Federasyonu ile bir kısım anlaşmalar yapmıştır, mutabakatlara varılmıştır. Bunlar da fevkalade önemlidir. Bunların başında Mavi Akım'ın Türkiye'nin diğer bölgelerine ve oradan da güney komşularımıza kadar uzatılmasıyla ilgili.
İkincisi Samsun'dan Ceyhan'a kadar petrol boru hattı. Bu hattın kurulması yetmiyor, içinin petrolle doldurulması lazım. En önemi tedarikçi ülkelerin başında Rusya Federasyonu geliyor. Ayrıca, İtalya'nın Hazar bölgesinde yaptığı bir kısım petrol üretimleri, çalışmaları var. Oradan temin edilen kaynakla hem bu proje hayata geçirilmiş olacak hem Boğazlar önemli bir riskten kurtulmuş olacak hem de Türkiye ilave enerji açısından stratejik önemi açısından önemli bir projeyi gerçekleştirmiş olacaktır.''
''ANLAŞMALARIN ÖNEMİ''
Türkiye'de nükleer enerjinin hayata geçirilmesinin çeşitli nedenlerle geciktiğini anlatan Çiçek, Rusya ile bu konuda yapıcı bir işbirliğinin gerçekleşmesi açısından önemli bir mutabakata varıldığını bildirdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, şöyle konuştu:
''Türkiye tüm bunları yaparken dış politikada temel tercihlerinden vazgeçmeksizin, bunun altını çiziyorum, özellikle dış basın açısından yanlış değerlendirmelere imkan vermemek bakımından ifade etmek istiyoruz ki; Türkiye dış politikasında temel tercihlerinden vazgeçmeksizin hem kendi enerji güvenliğini sağlayabilmeli hem de kendi üzerinden komşularının, müttefiklerinin, beraber olduğu dünyanın ihtiyaçlarının karşılanabilmesi bakımından son derece hayati, önemli kararlar almıştır. Meseleye bu açıdan bakılması yapılan çalışmaların, anlaşmaların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.''
Türkiye'de 60'dan fazla ilde doğalgaz kullanıldığını, bunun 81 il ve ilçelerine yaymaya gayret ettiklerini anlatan Çiçek, ''Bunun önemli bir kısmını Rusya'dan alıyoruz. 2011 yılında bu anlaşma bitiyor. Dolayısıyla Türkiye geçtiğimiz hafta yaptığı görüşmelerde ve mutabakatla 2011 yılından sonra da gaz anlaşmasının süresinin uzatılmasını temin etmek suretiyle önemli bir beklentiyi de ortadan kaldırmış bulunmaktadır'' dedi.
''BİZ ARZU EDERİZ Kİ EYLÜL'DEN EVVEL (IMF İLE) BÖYLE BİR ANLAŞMAYA VARMIŞ OLALIM''
Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasındaki açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Çiçek, ''RTÜK Yasasında yapılacak bir değişiklikle medya şirketlerindeki yabancı sermaye payının yüzde 25'ten yüzde 50'ye çıkarılması yönünde bir taslak çalışması olduğu basına yansıdı, o konuda bir bilgi verebilir misiniz?'' sorusu üzerine şunları kaydetti:
''O konu gündeme gelmedi, ama geldiği zaman bilgi veririz. Hükümet olarak yabancı sermaye konusundaki yaklaşımımız bellidir. Türkiye'nin kalkınmasını belli bir hızda sürdürebilmek bakımından yerli sermayesi kadar yabancı sermayeye de her alanda ihtiyacı var. Dolayısıyla yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesini kolaylaştıracak her türlü çabayı sürdürürüz. Tabii bunu yaparken de belli kıstaslar olur. Biz olaya olumlu bakarız, ama 'bugün, önümüzdeki hafta bu konu gelecek' diye bir beklenti olmasın diye ifade ediyorum. Keşke bugüne kadar gelenden çok daha fazla yabancı sermaye gelse. Türkiye her sene en az yüzde 7-8 kalkınacaksa. Bunun yolu yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesidir. Yüzde 15,16, 17'lik tasarruflarla Türkiye'nin o kalkınma hızlarını yakalaması mümkün değil diye iktisatçılarımız söylüyor. Türkiye başka ülkelerle arasındaki farkı kapatacaksa hangi alanda olursa olsun yabancı sermaye ihtiyacı açıktır, ama bugün konuşmadık bu konuyu.''
Cemil Çiçek, ''2011'de süresi biten Rus gazı ile anlaşma kaç yıl uzatıldı. 20 yıldan bahsedildi. Bir de Samsun-Ceyhan'da baktığımızda gelecek gaz Kazakların petrolü mü olacak, yoksa Rusya'nın başka yerden getireceği gaz mı olacak?'' sorusuna şu karşılığı verdi:
''Şimdi 2011'den sonra gaz alımlarının uzatılması ile ilgili bir prensip mutabakatına varılmıştır. Diğer konularda da ilke mutabakatları var. Geri kalanlar zaten teknik bir kısım düzenlemeler, görüşmeleri beraberinde getiriyor. Bunlar imzalanan belgelerde var. Geri kalanlar teknik heyetlerin yapacağı görüşmelerle belli bir noktaya gelmiş olacaktır. Burada bir tereddüt yok. Şimdi bize bir petrol gelecekse nereden gelirse gelsin. Neticede bizim Rusya'da bu işe ortak olduğuna göre ister kendi kaynağından alır, ister başka yerden. Bu daha sonraki meseledir. Mühim olan o hattın açılmış olması, o hatta petrol verilmesi ve böylece boğazların hem belli bir riskten kurtulması hem Türkiye'nin bir enerji üssü haline gelmesidir.''
Çiçek, IMF ile görüşmelere ilişkin bir soruya da ''Kanaatimiz Türkiye'de IMF toplantısı yapılmazdan evvel bu konunun mümkünse karara bağlanmasıdır. Türkiye'nin beklentileri belli. Bu müteaddit defalar değişik kademelerde ve son olarak da Sayın Başbakanımız'ın müteaddit görüşmelerinde ifade edilmiştir. Biz arzu ederiz ki Eylülden evvel böyle bir anlaşmaya varmış olalım'' yanıtını verdi.