IMF ile anlaşma olmayacak mı?
Abd'de mortgage krizi 2007 ortalarından başlayarak,2008 eylül ayında Lehman'ın batışından sonra abd dışında da global krizi tetiklemiş ve bilindiği gibi bir çok abd bankası ve şirketi batmış,diğerlerini kurtarmak için(serbest ekonomi kuralları hiçe sayılarak)Fed trilyon dolar basarak...
Halen gelinen noktada abd işsizliği yıllık% 9.8'lere vurmuş olup,ekonomik canlılk ise hala sorun oluşturmaya devam etmektedir.Fed'in parasal destekleri çekmesi durumunda faizlerin artacağı,bunun diğer ülkelerde de faiz artırımlarına neden olacağı, beklenen gerçeklerdir.Ancak ekonomik küçülmeden büyümeye geçilmesi çok yavaş olacağından(bilinen ve bilinmeyen bir çok riskler de vardır,örneğin israil-iran çatışması sonunda petrol fiyatlarının 200 doların üzerine fırlaması girdilerin yükselmesi nedeniyle enf.artışı,abd'de süreç içinde 1000 civarı banka'nın sorun oluşturması,büyümelerin gerçekleşmemesi,harcama yapacak kesimlerin ,işsizliğin düşürülememesi nedeniyle,üretimin de arttırılamayıp,şirket iflaslarının tekrar yükselip ikinci dip global dalganın oluşması v.b)hiçbir ülkenin ekonomik tedbirlerden vazgeçme lüksü de yoktur bence.
Türkiye'ye gelince ,bu gün Babacan İMF ile anlaşma olmayacağını artık neredeyse resmen açıkladı.Dış kaynağın artık rahat olmayışı,nakit eksikliğinin piyasaları daha keskin etkileyeceği anlamına geldiğinden,kaynak sorunu bundan sonra içerde şirketler için çok daha fazla etkili olacaktır.İşsizliğin önlenmesi için harcama gücünün arttırılamayacağı da belli iken(emekli,işçi,memurlara 10 lira gibi komik zamlar verildi)ve de mevduat faizlerine yıllık % 8 civarı faiz verilip,bu kaynaktan ise yıllık%18 civarı kredi kullandırılmakta ise(kredi hacmi doğal olarak düşük kalmakta)bankaların mecburen topladıkları mevduatı devlet tahvillerinde 8-9 gibi düşük faizde düşük verimlerle çalıştırdıkları ve artık bu verimsizliğin eğer 2010'da faizlerin artması durumunda(olası global nedenlerin de etkisiyle)banka karlarını düşürebileceği de dikkate alınırsa ve eğer bu günlerde dillendirildiği gibi bir de 2010 bahar veya yazında bir erken seçim de olacak ise ekonominin ve İMKB'nin görünümünün ne olacağını bilmek için Nostradamus falan olmak gerekmez.
Peki ne yapılmalı derseniz,benim görüşüm,iç piyasada harcama gücü arttırılmalı yani aileleriyle birlikte 40 milyon kişi civarı olan emekli,memur ve işçi kesimi ek maaş zamlarıyla desteklenmeli,özellikle içerde üretilen ürünlerin desteği için ,eşdeğer yabancı ürünlerin ithaline ek vergiler getirilmeli(örneğin ötv-kdv istisnası yabancılara da uygulandı ve bu büyük bir hata idi piyasada yerli kadar ithal oto da satıdı dolayısıyla yabancı ülkelerin işsizlerine ithalat nedeniyle kar transfer edilmiş oldu),talep olmazsa üretimin de yapılmayacağı bu nedenle işsizliğin de önlenemeyeceği iyi bilinmelidir.Aslında çok daha başka pratik çözümler de bulunabilirdi tıpkı bedava harcama çekleri gibi ancak bu işi öneren Nazım Ekren gibi akil bir kişi pasifize edildi.Demek ki halkın yararına olabilecek bazı çözüm önerileri de Akparti içinde kabul göremiyor ise sonumuz hayrola.Gelinen nokta 13 işsizlik oranı,iç piyasada durgunluk,şirket kapanmaları,ihracatın rekor düşüşü,gelmekte olan ise ,kışın enerji talebinin artacağı bunun karşılığı döviz finansmanının ihracattan döviz azlığı nedeniyle rezervleri azaltacağı,doların(enerji ithali dolar'la yapılmakta)yıl sonundan itibaren artma olasılığı,bunun ise döviz poz.açığı olan bankaların zarar yazması,dolarla ithal edilen ham madde ve malzemelerin pahalaşması nedeniyle zaten karları düşen özel sektör şirketlerinin üretimden karlarında daha düşüşler yaşanabileceğidir.
Sonuçta;daha da zor bir döneme giriyor gibiyiz.Doğru ekonomik kararlar ve pratik çözümler bulunamazsa olası bir seçim sonucu Yunanistan seçim sonucuna benzeyecektir doğal olarak.
NEHİR ER
MALİ ANALİST,BROKER