'İKİNCİ KRİZ BEKLEYENLER YANILDI'

İkinci kriz bekleyenler yanıldı, ABD'deki veriler toparlanma işareti veriyor Selim Işıklar/ Zaman Son açıklanan ekonomik verilerin olumsuz gelmesi sebebiyle ABD borsalarının düşüş eğilimine girdiğini ve 8 bin 200 puanı kıran Dow Jones sanayi endeksinin 7 binli puanlara kadar gerileyebileceğini belirtmiştik. Ancak bunun bir düzeltme hareketi olacağını ve 2009 yılında borsaların toparlanma eğilimini sürdürmesini bekliyordum. Açıkçası son gelişmeler umduğumdan oldukça iyi gerçekleşirken borsalardaki gerileme beklediğimden kısa sürdü. Beklentilerden olumlu açıklanan ABD banka bilançolarının yanı sıra yükselişe geçen enflasyon verileri canlanmanın başladığını gösteren ilk işaretler oldu. Ayrıca Amerika'da devam eden işsizlik başvurularında şok azalma ve haftanın son günü açıklanan haziran konut başlangıçlarındaki beklenmedik artışlar, ABD borsalarının çok hızlı bir şekilde toparlanmasını sağladı. Böylelikle yeni bir kriz bekleyen ve karamsar tablo ortaya koyanlar bir kez daha yanıldı. Bu aşamadan sonra ABD ekonomisinin canlanmaya başlaması ve olumlu bilançoların etkisiyle borsalarının toparlanarak yıl içi zirvelerine yaklaşması, ibrenin boğalar lehine dönmesini sağlayacak gibi görünüyor. Her ne kadar ABD bankacılık devi Citibank karının büyük bir bölümünün, Smith Barney'in satılmasından kaynaklansa da beklenti Citigroup'un zarar yazacağı yönündeydi. Grubun 4,3 milyar dolar kar yazması sonrası hisse fiyatlarının tırmanışa geçmesi, cuma günü bir ara eksiye dönen ABD endekslerinin yine yükselişle kapanmasında etkili oldu. Genel olarak haftayı değerlendirdiğimizde aslında bizim Borsa'mız hariç diğer borsalarda yüzde 7-8 oranında yükselişler yaşandı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda ise artış oranı yüzde 2,57 ile sınırlı kaldı. Hafta içinde yaklaşan bilanço açıklamaları etkisiyle özellikle bankacılık hisselerinde yaşanan yükselişler endeksin geneli olmasa da özellikle bankacılık sektörü hisselerinin yukarı gitmesi, endeksi, yıl içi en yüksek seviye olan 38 bin 378 puana kadar taşıdı. Dışarıdaki olumlu gelişmelerin yanı sıra başta finans sektörü hisselerine dönük kar beklentileriyle yükselen endeksin önümüzdeki haftaya yine alıcılı bir şekilde başlaması mümkün. TAKASTAKİ BANKACILIK HİSSELERİ KİMİN ELİNDE? Borsa'da işlem gören bankacılık hisselerinin likiditesi büyük olmakla birlikte takasları incelendiğinde bu hisselerin neredeyse yüzde 95'lik bölümünün iki veya üç yabancı kuruluşun elinde bulunduğu görülecektir. Örneğin endeksteki son yükselişte etkili olan Garanti Bankası'nın takastaki toplam hisse miktarı 2 milyar 357 milyon lot. Bu miktarın yaklaşık 2 milyar 300 milyon lotu yabancıya ait. Geriye kalan 50-60 milyon lot yerlilerin elinde. Bir başka deyişle halka açık kısmın önemli miktarını elinde bulunduran yabancılar bu sayede endeksi de, sahip oldukları bu hisseleri de istedikleri yönde etkileyebiliyor. Son yükseliş dalgasında Borsa'nın geneli yükselişe katılmadı. Az sayıdaki banka hissesiyle endeksin yükselmesi çok sağlıklı bir hareket değildi. Ancak son alımların ardından bir süredir düşüş eğiminde olan, en azından yükselişlerde geride kalan bazı sektör ve hisselerde benzer yükselişlerin yaşanma ihtimali kuvvetlendi. Daha çok sektörel bazda ayrışmaların olacağı, yüksek karlar elde eden bazı yatırımcıların hisse değişimleriyle farklı sektör hisselerini hareketlendirerek ayrışmadan faydalanabileceği unutulmamalıdır. Yılın ikinci yarısında yatırımcılar daha çok 2009 yılının ilk yarısında bilançosunu olumlu açıklayan şirketlere yönelecekler. Şimdiden para girişi olan likiditesi yüksek sektör ve hisselere yönelmeleri de buna işaret. 2009'un ilk yarısında ÖTV ve KDV indirimleriyle satışları artan şirketlerin yanı sıra birleşme yoluyla giderlerini büyük ölçüde azaltacak şirketler ön plana çıkabilir. Borsa'da gerek endekse gerekse bankalara göre hala fiyatı ucuz kalmış hisseler mevcut. Bu açıdan önümüzdeki haftalarda sektör ve hisselerdeki ayrışmalar artarak devam edebilir. Yatırımcıların seçici piyasanın başladığı şu günlerde alımlarında 6 aylık bilanço beklentisi iyi olan hisselere yönelmeleri veya altı aylık performansı görerek yatırım yapmaları tavsiye edilebilir. 1.030 dolar geçilirse altın daha da yükselir Haziran başında 990 doları gören altın fiyatları bir aylık bir düşüş trendi yaşayarak 905 dolara kadar gerilemişti. ABD'nin verdiği toparlanma sinyallerinin ardından yükselişe geçerek 937 dolardan haftayı kapattı. Haftalık bazda yüzde 2,2 yükselen altın iç piyasada ise yüzde 1 civarında arttı. Bu açıdan haftaya serbest piyasada yükseliş eğilimiyle başlayabilir altın fiyatları. Yükselişin devamı uluslararası piyasalarda doların değer kaybının sürmesine bağlı. Onsun analizine dönecek olursak 940-950 dolar seviyelerindeki direnç noktasının aşılıp aşılmaması önemli. Ancak 2009'da şu ana kadar yüzde 6,32 yükselen altın fiyatlarının 1.030 doları aşmadan çok yukarılara çıkması beklenmemeli. ABD Doları'nın değer kaybetmesi halinde zirve noktalarını hedefleyecek olan altının şimdilik 900-950 dolar aralığında hareket etmesi daha güçlü bir ihtimal. Önümüzdeki hafta açıklanacak uluslararası verilerde toparlanmanın sürdüğüne yönelik yeni ipuçları alınır, parite dolar aleyhine dönerse muhtemelen 950 dolarda bulunan direnç noktası kırılabilir. Bu durumda yeni kısa vadeli hedefler 990-1.030 dolarlar seviyesinde olacaktır. Fiyatlarda büyük yükseliş dalgası 1.030 doları geçmeden başlamaz.