Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 49,88 | -0,08 | 259.376.000.000,00 |
ALBRK | 6,23 | -2,81 | 15.575.000.000,00 |
GARAN | 101,20 | 0,50 | 425.040.000.000,00 |
HALKB | 20,26 | 1,10 | 145.563.603.130,92 |
ICBCT | 12,95 | -0,15 | 11.137.000.000,00 |
ISCTR | 10,31 | 0,19 | 257.749.690.700,00 |
SKBNK | 5,31 | 3,91 | 13.275.000.000,00 |
TSKB | 10,71 | 1,13 | 29.988.000.000,00 |
VAKBN | 22,50 | 0,27 | 223.108.234.267,50 |
YKBNK | 24,18 | 1,26 | 204.249.700.047,12 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Mekanizması bir tür 'sigorta' gibi çalışıyor. Bankacılık sektörünün vermiş olduğu kredilerden; tanımlanmış olan kriterlere uyanların; batması durumunda belli bir miktarına kadarını bankaya geri ödemeyi taahhüt eden bir sistem. Son artış sırasında KGF (Hazine aracılığıyla) 250 milyar TL'lik yeni limitin yüzde 7'sine kadarlık kısmını; yani 17,5 milyar TL'ye kadar batacak kredileri; bankalara ödemeyi garanti ediyor. Batık miktarı daha fazla olur ise bu bankacılık sektörünün kendi riski olacak!
Cumhurbaşkanlığı referandumu öncesi devreye alınan yeni limit ile iş dünyasına bir anlamda nefes alma imkanı getirildi. Ekonominin çarklarının yavaşlamaya başladığı, hele ki Suriye başta olmak üzere dış politikadan ve küresel piyasalardan kaynaklanan sorunlar nedeniyle durma riskinin arttığı bir dönemde devreye alınan KGF, çarkların yeniden dönmesine, ekonomik büyümeye yardımcı oldu. Ekonominin çarklarının durduğunu düşünsenize; yeniden harekete geçirmek hem zor, hem de çok daha maliyetli olacaktı. Niyet ve çıkış yolu oldukça pozitifti.
Bankacılık sistemi malumunuz "okumuş çocukların" yoğun bulunduğu bir sektör. Devlet böylesi bir destek verince; hele ki bunun kullanılabileceği tek yol bankacılık olunca; okumuş çocuklar da fırsatı kaçırmadılar. Sorunlu hale gelmiş veya buna aday olan, kendileri için risk olarak gördükleri kredileri KGF şemsiyesi altına aldılar. Hatta bunun için oldukça zeki yöntemler de bulmadı değiller.
Bankalar KGF'den limitler' alıyorlar, bu limitlere bağlı kalmak kaydıyla KGF'ye "kredi havuzlarını" bildiriyorlar. KGF her bir kredi bazında yüzde 15'e, "kredi havuzunun" ise toplamının yüzde 7'sine kadar garanti veriyor. Bankacılar bu kuralların etrafından dolaşmayı da gayet güzel başardılar. 85 TL’lik kredisi olan müşterisine "yeni" 100 TL’lik kredi veriyor. 15 TL'sini kredinin vadesi boyunca mevduat olarak alıp, buna da bloke koyuyor, 85 TL'si ile de eski krediyi kapatıyordu. Böylelikle KGF kredilerinin çok önemli kısmı (Bir ara yüzde 64'ü olarak açıklandı!) yeni kredi verilmiş olarak istatistiklere giriyordu. Ancak durum daha çok yukarıda anlattığım veya benzeri şekilde, eski ve sorunlu kredilerin tamamının değilse de bir kısmının bankalar için garantiye alınması şeklinde çalıştı. Hatta bu durum Ağustos ayı başında Cumhurbaşkanlığı ekonomi baş danışmanlarınca da basında paylaşıldı.
Son olarak 205 milyara ulaşmış olan bu imkanı; bu kadar hızlı kullandırmak yerine, biraz daha ince eleyip, sık dokuyarak; sorunlu, belki de hiç bir zaman kurtulamayacak şirketler yerine; katma değer üretebilen, teknolojide fark yaratabilecek olanlara verilmesi gelecek için çok daha faydalı olabilecekti.
Şimdi KGF'nin kalıcı bir mekanizma haline gelmesi veya ikinci bir KGF döneminden söz ediliyor. Kalıcı hale gelecek olur ise kimlere hangi koşullarda destek olunacağının prensiplerinin önceden açıklanması ve şeffaflığa özen gösterilmesi; hem dağılımı, hem de sonuçlarının takip edilebilmesi adına önemli olacak. Özellikle KGF'nin geçmiş performansı konusundaki şeffaflık, gelecekteki kullanımının daha iyi tasarlanabilmesi açısından daha önemli olacak! Bu kaynak nihayetinde hepimizin vergileriyle oluşturuluyor. Bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi, KGF'nin gelecekte kalıcı hale gelmesi durumunda daha da önemli hale gelecek. Kamu eliyle sağlanan bu destekten sadece bankacılık ve sorunlu hale gelmiş (belki de hiç kurtulamayacak) şirketler değil, umut vaat eden şirketler de yararlanabilmeli. (Ali Ağaoglu/Fortune Türkiye Dergisi)
Hazine garantili kefalet işlerinde KGF türü bir kuruma ihtiyaç yoktur. Hazine müsteşarlığı bünyesinde görevlendirilecek bir daire bile yeterli. Bankalara limit ayır, PGS tazmin oranı belli zaten, kontrolünü de hazine kontrolörleri ve BDDK murakıpları yapar, mevcut kgf'ye bile gerek yok değil ikincisi.
sen devlet bankalarından yatandaşlara kredi ver şirketi boşaltsınlar devlette senin verdiğinin bir kısmını geri ödesin kimin parasını kime dağıyonuz kul hakkı yok sanıırm bunlarda.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.