BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 58,00 -1,19 301.600.000.000,00
ALBRK 7,55 -2,20 18.875.000.000,00
GARAN 128,20 -1,00 538.440.000.000,00
HALKB 26,92 -1,32 193.414.224.890,64
ICBCT 13,36 -0,67 11.489.600.000,00
ISCTR 12,26 -1,21 306.499.632.200,00
SKBNK 8,12 -4,36 20.300.000.000,00
TSKB 11,71 -2,34 32.788.000.000,00
VAKBN 26,88 0,60 266.539.970.538,24
YKBNK 31,74 -0,87 268.109.407.754,16

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomiİhracat yüzde 10 arttı----

İhracat yüzde 10 arttı

İhracat yüzde 10 arttı
01 Şubat 2012 - 11:12 www.finansingundemi.com

Ocak ayında ihracat, 2011 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 10 arttı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, ocak ayında ihracat, 2011 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 10 artışla 10 milyar 554 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ''2011 yılından aldığımız moral ve motivasyon ile 2012'ye hızlı bir başlangıç yaptık'' dedi.
Büyükekşi, İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası'nda (İTSO), 2012 yılı ocak ayı rakamlarını açıkladığı basın toplantısında, geçtiğimiz ay ihracat açıklamalarını ve 2011'in ihracat genel değerlendirmesini Ankara'da yaptıklarını hatırlatarak, 135 milyar dolarlık cumhuriyet tarihi rekorunu Ankara'dan tüm Türkiye ile paylaştıklarını belirtti.
Mehmet Büyükekşi, başarılarında ve bu tarihi rekora imza atmalarında kendilerine destek veren herkese buradan tekrar teşekkür etmek istediğini ifade ederek, bu ay Anadolu'nun yükselen yıldızı İnegöl'den ihracat rakamlarını açıkladıklarını dile getirdi.
İnegöl'ün, mobilyası, kaplıcaları, köftesi, mehteri ve çınarları ile Türkiye'nin sembolik değerlerini yaşatan bir ilçe olduğunu vurgulayan Büyükekşi, dünyanın en eski zanaatlarından olan mobilyacılığı yaşatan, yalnızca yaşatmakla kalmayıp üretim ve ihracatı ile de Türkiye'yi liderliğe taşıyan İnegöl'ün kendilerini her alanda gururlandırdığını dile getirdi.
Büyükekşi, 2011 yılında 285 milyon dolar ihracat yapan İnegöl'ün, ihracatının yüzde 50'den fazlasını ağaç mamulleri ve orman ürünleri sektöründen gerçekleştirdiğini belirterek, bunun mobilya sektörünün 1,7 milyar dolarlık toplam ihracatı içinde önemli bir oran olduğunu vurguladı.
Mobilya sektörünün Türkiye'de 500 bin insana istihdam sağladığını kaydeden Büyükekşi, Bursa'nın incisi İnegöl'ün ihracat potansiyelini aslında daha yüksek gördüklerini, bu sebeple ilçenin, mobilya ihracatını daha fazla artıracağına inandıklarını, mobilyada tasarımla fark yaratılabileceğini ve bu alana yatırım yaptıklarını anlattı.
''Gelinen nokta gerçekten muhteşem''
Büyükekşi, TİM olarak birlikler tarafından düzenlenen tasarım yarışmalarını desteklediklerini belirterek, şöyle konuştu:
''İhracatçı birliklerimiz tarafından her yıl mobilya sektöründe Mobilya Tasarım Yarışması düzenleniyor. Bizler birliklerimize maddi ve manevi destek veriyoruz. 2012 yılında da Mobilya Tasarım Yarışması düzenlenmeye devam edecek. Ocak ayında yaptığımız mobilya inovasyon konferansı ihracatçı birliğimiz Ar-Ge proje pazarı yapma kararı aldı. Bizler de devam edeceğiz. İnegöllü ihracatçılarımızın daha fazla tasarıma yönelmelerini ve Ar-Ge'yi üretim modelinin merkezine almalarını bekliyoruz. İnanıyorum ki bu şekilde ihracatta ve üretimde katma değer artışı yakalayacağız. Dün İstanbul'da, Mobilya Fuarı'nın açılışını gerçekleştirdik. Birçok İnegöllü mobilya firmasının standını ziyaret ettim. Gurur duydum. Gelinen nokta gerçekten muhteşem.''
''Hızlı bir başlangıç yaptık''
Türkiye'nin 2012 yılı ilk ihracat verilerine dikkati çeken TİM Başkanı, şunları kaydetti:
''2011 yılından aldığımız moral ve motivasyon ile 2012'ye hızlı bir başlangıç yaptık. Dünya ekonomileri ise 2012 yılına karamsar bir tablo ile başladılar. Avrupa ekonomileri bütçe açıkları ve borç stoku ile boğuşuyor. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar dünya çapında yıllık büyüme tahminlerini düşürdü. IMF dünya ekonomisinin 2012 yılında yüzde 3,3 oranında büyüyeceğini, Avro bölgesinin ise binde 5 oranında küçüleceği tahmin ediyor. Ülke risklerindeki artış, bankaların borçlarını azaltamaması ve ilave mali önlemler, sorunları daha çok derinleştiriyor. Kemer sıkma politikaları büyümeyi tehdit etmekte, Avrupa ülkelerinde resesyon çanları çalmakta.''
''Tahminlere katılmıyoruz''
Büyükekşi, Dünya Bankasının, ''yeni krize hazırlanın'' şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya ekonomisinin yüzde 2,5, Türkiye'nin ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme yakalayacağını öngördüğünü belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz bu tahminlere katılmıyoruz. TİM olarak Türkiye'nin 2012 yılında yüzde 4'lük büyüme hedefini yakalayacağını bekliyoruz. 2012 yılının üçüncü çeyreğinden sonra bu beklentinin revize edilerek daha yukarılara taşınacağını düşünüyoruz.
Öte yandan, Amerika'nın daha fazla parasal genişlemeye gitme ihtimali bulunmaktadır. Eğer bu ihtimal gerçekleşirse, piyasalara olumlu yansımaları olacaktır. Bu durumda faizler aşağı inerken, borsalar çıkacak, dolar değer kaybedecektir. Bu parasal genişleme gelişmiş ülkelerin içinde bulunduğu üretememe sorununun sümen altı edilmesine neden olacak. Yine varlık değerleri şişecek. Bu adım, sorunun çözümü yönünde atılacak bir adım değildir.''
Doların değer kaybetmesinin ABD için olumlu bir adım olabileceğini, ancak bu durumun gelişmekte olan ülkelerin rekabetçiliği için zararlı sonuçlar doğuracağını ifade eden Büyükekşi, parasal genişlemeden bu zamana kadar fayda gelmediğini, bundan sonra da fayda geleceğine inanmadıklarını vurguladı.
Büyükekşi, Davos'taki karamsar beklentilerin aksine, Avrupa'nın yılın ikinci yarısından başlayarak kademeli bir şekilde iyileşeceğini düşündüklerini ifade ederek, aynı şekilde, Türkiye'nin 2012 yılında hem büyüme hem ihracatta sürpriz yaparak beklentilerin üzerinde performans sergileyeceğine inandıklarını bildirdi.
''Birtakım çevreler...''
Doğunun, batının krizinden olumlu yönde ayrıştığını, bu ayrışmanın, 2008'den beri süregelen sürecin en önemli dönüm noktalarından birisi olduğunu belirten Büyükekşi, bu yönelimin Türkiye'yi etkileyen ve ilgilendiren yönlerinin olduğuna dikkati çekti. Büyükekşi, şöyle dedi:
''Birtakım çevreler, Türkiye'nin yeniden eski paradigmaya dönmesini istiyor. Yani yüksek faiz, düşük kur ve yüksek kısa vadeli sermaye girişi ve kura uygun borçlanma süreci istiyorlar. Bunun için faizlerin yükseltilmesini nihayet IMF resmen istedi. TİM'in kura bağlı olmayan, küresel rekabete dayalı ihracat stratejisinin bir kez daha önemi ortaya çıkıyor. Merkez Bankasının açıklamaları gösteriyor ki Merkez Bankası faizleri piyasaya bırakacak. Burada kararlı. O zaman kur, gerçekçi, yani Orta Vadeli Program'da öngörülen çerçeveye oturacak. Biz Merkez Bankası'nın proaktif politikasını destekliyoruz.
Gelişmekte olan ülkelere yönelik ''ralli'' kendisine yön ararken, Doğu piyasalarına dönük bu ilginin ne kadar gerçekçi ve kalıcı olduğu sorusunun çok önemli olduğunu vurgulayan Büyükekşi, şöyle devam etti:
''Kriz artık gelişmiş dünyaya sıkışıyor. Gelişmekte olan ülkeler yalnız Avrupa'dan olumlu ayrışmıyor. ABD'den gelen veriler de umut verici değil. Burada Türkiye çok hızlı hareket etmeli. Teşviklerden başlayacak reformlara devam etmeli. İş gücü piyasasının esnekleştirilmesi başta olmak üzere bir dizi alanda reform sürecini devam ettirmeli ve gelişmekte olan ülkeler arasında da en iyi performansı gösteren ülke olmalıdır.''

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!