Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 67,15 | 1,97 | 349.180.000.000,00 |
ALBRK | 8,51 | 3,03 | 21.275.000.000,00 |
GARAN | 145,90 | 2,03 | 612.780.000.000,00 |
HALKB | 27,02 | 0,67 | 194.132.702.694,84 |
ICBCT | 16,12 | 0,50 | 13.863.200.000,00 |
ISCTR | 14,60 | 1,11 | 364.999.562.000,00 |
SKBNK | 7,09 | 4,11 | 17.725.000.000,00 |
TSKB | 13,98 | 1,23 | 39.144.000.000,00 |
VAKBN | 27,98 | 1,16 | 277.447.484.213,54 |
YKBNK | 33,06 | 2,10 | 279.259.515.449,04 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Usta foto muhabiri Garbis Özatay, 19 Ağustos Dünya Fotoğrafçılık Günü’nde 79 yaşında yaşamını yitirdi. Uzun yıllar Milliyet Gazetesi’nde görev yapan Özatay, fotoğraflarıyla basın tarihine damga vurdu. 1946’da İstanbul’da doğan Özatay, 1962’de fotoğrafçılığa başladı ve Ara Güler’den ilham aldı. 1966’da “Yeniköy” vapuruyla çarpışan “Yeni Galatasaray” motorunun batışı sırasında çektiği fotoğraflarla Türk Haberler Ajansı’nda muhabirliğe adım attı. 1970’te Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ödülünü kazandı.
Kral fotoğrafı
Özatay, 1971’de dönemin Ürdün Kralı Talal’ın Şifa Yurdu Hastanesi’nde gizlice çektiği fotoğrafıyla birincilik elde etti. Bu fotoğraf için 10 gün hastanede bahçıvan olarak çalıştı. Özatay, “Bahçıvanlık yaptım. Yaprakları topluyorum, su taşıyorum. Avuçlarım su toplamıştı. Bir gün ezan başlayınca adam dışarı çıktı. Selam veriyor. Üzerinde ropdöşambır vardı. Fotoğrafını çektim. Ağacın üstündeydim, korkudan inemedim” demişti. Fotoğraflar yayımlanınca Özatay’ın Ürdün’e girişi yasaklanmıştı.
Cenaze töreni cuma günü
Garbis Özatay için 22 Ağustos’ta saat 13.00’te Kadıköy’deki Surp Takavor Ermeni Kilisesi’nde tören düzenlenecek. Özatay törenin ardından Bağlarbaşı Surp Haç Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Kibrit kutusuyla TBMM'yi çekti
Garbis Özatay, foto muhabirliği kariyerinde sıra dışı deneyimlerden birini de 1971’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşadı. Bir oylamayı görüntülemek için Meclis’e gittiğinde, güvenlik nedeniyle fotoğraf makinesi içeri alınmadı. Ancak yaratıcı bir çözüm bulan Özatay o günü şöyle anlatmıştı: “1971’de TBMM’de bir oylamaya makineyle alınmadım. Ben de kibrit kutusunu fotoğraf makinesine çevirdim. Merkezini buluyorsun, bir tane kalın ataç sokup çıkarıyorsun. Tamam, bu fotoğraf makinesi oldu. Buraya kırmızı bir seloteypi yapıştırıyorsun. Çekmecesini açıp buraya filmi kesiyorsun. Ve fotoğrafı çektim. Kabul edenler el kaldırıyordu, o anı çektim.”
Kardak krinizin fotoğrafı
Garbis Özatay’ın Milliyet Gazetesi’nde çalışırken en unutulmaz görevlerinden biri, 1996’daki Kardak krizinde kayalığa bayrak diken SAS komandolarının fotoğrafını çekmesiydi. O dönem Türkiye ile Yunanistan arasında büyük gerilime neden olan Kardak kayalıklarına ulaşmak için sürat botu kiralayan Özatay, yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: “Kardak krizinde sürat botu kiraladım. Sabah erkenden çıktık yola. Yağmur yağıyordu. Makinem ıslanmasın diye otelden aldığım poşeti sardım, sadece objektifin ön tarafı açıktı. Ana gemiden anons ettiler, ‘Durun’ diye… Biz durmadık, devam ettik. Kayalıklara çıktığımızda bir asker yukarı doğru tırmanıyordu. Ona baktım, Atatürk’ün Kocatepe’ye çıkarken çekilmiş bir fotoğrafı var ya işte o silüete benzettim. Öyle bir görüntü yakaladım.”
Papa'ya gardını aldıran fotoğraf
Garbis Özatay ile iilgili en ilginç anıyı ise hem meslektaşı hem de dünürü olar Reha Erus aktarıyor.
'55 yıllık meslektaşım ve dünürüm Garbis Özatay'ı kaybettim' diyen Erus, ilginç anısını da şöyle anlatıyor:
Benim Babıali’deki lakabım uzun yıllar “Papa’ya gard aldıran gazeteci” ydi. O zamanlar Katolik dünyasının ruhani liderleri medya için bir tabuydu. Hiç konuşmazlar, röportaj vermezler ve asla resim çektirmezlerdi. Demirperde’den gelen “sakıncalı Papa” II. John Paul, ülkesi Polonya’ya yaptığı ilk resmî ziyaret sonrası Fener Rum Patriği’ni ziyaret için İstanbul’u tercih etmişti.
“Acaba bu değişik, sıra dışı din adamı ile röportaj yapabilir miydim?” diye düşündüm. Ve nasıl yapacaktım? Düşüncemi yılların usta foto muhabiri, deklanşörünün hiçbir kareyi affetmediği Garbis Özatay’a açtım. “Bakarız” dedi. Vatikan’ın Türkiye temsilcisi Monsenyör George Marovitch’e konuyu açmış. Tabii ilk yanıt olumsuz olmuş. Garbis ısrarını sürdürmüş, sonunda ev sahibi temsilci pes etmiş ve “Papa hazretleri şafak vakti tek başına dua eder. Siz Harbiye konutuna gelin, ben sizi arka kapıdan bahçeye alacağım. Duası bitince mini salonda karşılaşırsınız. Gerisi size kalmış” demiş.
Sanırım 1979 Kasım’ının son günüydü. İki saat boyunca yağmurun altında zangır zangır titreyerek, içeri alınma anını iple çektik. Sonunda kapı açıldı ve biz içeriye daldık. Papa II. John Paul karşımda duruyordu. Yanına adeta dar alanda koştum ve; “Papa hazretleri, ben dünya spor yazarlarını temsilen huzurunuzdayım. Lütfen bir mesaj verir misiniz?” diye sordum.
Din adamı birden iki elini boksör gibi sıkarak, “Ooo, ben çok spor yaptım. İyi bir boksördüm. Şimdi gardını al” diyerek vururmuş gibi yaptı.
O an ben yiyeceğim yumruğu değil, Garbis’in bu anı görüntüleyip görüntülemediğini düşünüyordum. Papa bir mesaj yazacağı sözü verdi ve yanından ayrıldık.
Dışarıda Garbis’e “Gard alma anını çekebildin mi?” diye sordum. “Reha, dört kez deklanşöre bastım. İnşallah vardır. Ben de heyecanlandım” yanıtını verdi.
Papa’nın Fener Patriği’ne yapacağı ziyareti izleyeceğim için makarayı bana verdi. Meslek hayatımı değiştirecek o makarayı paltomun cebinde sımsıkı tutarken, 33 dakikada banyo edilecek filmden ne çıkacağı merakı da ayrıca beni çıldırtıyordu.
Gazeteye geldim, önce film yıkandı. Elime aldığımda gıcır gıcır dört kare vardı. Papa bana yumruklarını sıkmış, başını hafif sağa eğmiş, dikkatle rakibi yani beni süzüyordu. Garbis Özatay yine mesleğini konuşturmuştu.
Spor servisine indim ve müdürümüz, rahmetli Namık Sevik’e: “Abi, ben Papa ile röportaj yaptım” dedim. Okkalı bir küfür yedim. “Vallahi şaka yapmıyorum. Bunlar da resimleri” dedim.
Ertesi gün gazetemin birinci sayfasında şu başlık vardı: “Papa, Milliyet muhabirine yumruk attı.”
Sevgili Garbis Özatay büyük başarılarına bir yenisini daha eklerken beni de dünyaya tanıtmıştı. Ajanslar ve belli başlı yabancı gazeteler “İşte Papa’nın yanına kadar girebilen ve dini liderden yumruk yiyen Türk gazeteci” diye o ünlü fotoğrafı kullandılar.
Tek kare ile kaderim değişmişti. Arka arkaya ödüller geldi ve sonunda yeni kurulan Güneş gazetesi beni İtalya ve Vatikan temsilcisi yaptı.
Milliyet'in Garbis abisi
Garbis Özatay, 1975’te çalıştığı Hayat mecmuasından Abdi İpekçi’nin isteğiyle Milliyet Gazetesi’ne geçti. Daha sonra Güneş Gazetesi’nde fotoğraf editörü olarak çalıştı. 1990’da Cumhuriyet, 1994’te yeniden Milliyet’te görev aldı. Milliyet’te “Gidilmemiş ve Bilinmeyen Yerleriyle Türkiye” adlı proje üzerinde çalıştı. 1995’te “İstanbul’un Yanı Başı Cennet”, 1996’da “Tarih Doğa İç İçe, İç Anadolu Bölgesi”, 1997-1998 yılları arasında “Tarih Doğa İç İçe Karadeniz ve Ege Bölgesi”, 2000 yılında da “Adım Adım GAP” çalışmasıyla projesini tamamladı. Kardak fotoğrafıyla 1997’de Sedat Simavi Fotoğraf Ödülü’nü aldı. Milliyet Gazetesi’nden 19 yıllık çalışması sonrası ayrıldı. 2023-2025 yılları arasında TGC Yönetim Kurulu’nda görev yaptı. Özatay, 2019 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü ve Sürekli Basın Kartı sahibiydi; evli ve bir çocuk babasıydı.
TGC: Unutmayacağız
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Özatay’ın vefatının ardından yayımladığı mesajda, “Gazetecilik mesleğine uzun yıllar başarıyla hizmet eden önceki yönetim kurulu üyelerimizden Garbis Özatay’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Onu hiç unutmayacağız. Meslektaşımızın ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Ara Güler son yolculuğuna uğurlandı
Usta gazeteci Hikmet Çetinkaya vefat etti
Nihat Genç'ten acı haber geldi!
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.