BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 67,80 1,19 352.560.000.000,00
ALBRK 8,29 1,97 20.725.000.000,00
GARAN 142,50 0,71 598.500.000.000,00
HALKB 37,78 -0,58 271.440.914.426,76
ICBCT 13,79 1,10 11.859.400.000,00
ISCTR 14,26 1,35 356.499.572.200,00
SKBNK 8,11 -0,98 20.275.000.000,00
TSKB 13,12 0,77 36.736.000.000,00
VAKBN 30,58 -1,10 303.228.880.173,34
YKBNK 36,36 1,39 307.134.784.686,24

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkGaranti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, enflasyon ve faiz beklentisini açıkladı----

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, enflasyon ve faiz beklentisini açıkladı

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, enflasyon ve faiz beklentisini açıkladı
08 Aralık 2025 - 09:47 www.finansingundemi.com

Garanti BBVA GM Akten: Faiz indirimi sürerken mevduat rasyoları maliyet baskısı yaratıyor. Büyüme güçlü ancak KOBİ'lerde NPL artışı var. Enflasyon yıl sonunda %25 öngörülüyor.

FİNANSINGÜNDEMİ.COM / İSTANBUL


Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, geçtiğimiz günlerde gazetecilerle bir araya gelerek reel sektörün finansmana erişimi, KOBİ kredileri ve Merkez Bankası'nın faiz kararlarına yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu.

KOBİ kredileri ve finansmana erişim

Reel sektörden gelen finansmana erişim şikayetlerine değinen Akten, "Banka, ‘KOBİ’lere kredi vermiyor’ demek doğru değil" ifadelerini kullandı. KOBİ kredilerinde Merkez Bankası'nın ayrı bir değerlendirme yaptığını ve buradaki büyümenin daha yüksek olduğunu belirten Akten, bankaların KOBİ'lere kredi vermekte istekli olduğunu ancak kredi değerlendirmelerinde ilgili KOBİ'nin sermayesi ve ödeme gücü gibi kriterleri titizlikle incelediklerini vurguladı. Yüksek faiz oranlarının yüksek taksit anlamına geldiğini ve bu durumun KOBİ'nin ödeme yeteneği üzerindeki etkisinin önemli bir değerlendirme boyutu olduğunu kaydetti.

Faiz indirimi ve kredilere yansıması

Akten, Aralık ayı enflasyon beklentilerini yüzde 1,35 olarak tahmin ettiklerini ve Merkez Bankası'nın faiz kararında 100 baz puanlık bir indirim beklediklerini de aktardı. Faiz indirimlerinin kredilere tam olarak yansımamasının temel nedenini ise mevduat faizlerinin yeteri kadar aşağı gelmemesine bağladı.

Garanti BBVA Genel Müdürü Akten'in, enflasyon, faiz politikaları, mevduat rasyoları ve Türkiye ekonomisine bankacılık perspektifinden bakışı ve beklentileri şöyle devam ediyor.

Enflasyon Beklentileri

Aralık ayı için 1.35% seviyelerinde bir aylık enflasyon bekliyoruz.
Eğitimle ilgili zamların geride kalması, yeni kıyafet ve sezon açılışlarına bağlı fiyat artışlarının tamamlanması, sene sonunda sezonsal olarak yardımcı olan etmenler.
Kasım ayındaki indirim dönemleri nedeniyle, kasımın genelde daha düşük enflasyon gördüğümüz bir ay olması da etkili.
Bu nedenle enflasyon için bu aralıkta bir beklenti taşıyoruz.

Faiz İndirimi Beklentisi

Faiz düşüşüyle ilgili beklentimiz 100 baz puan seviyesinde.
150 baz puan olma ihtimali de bulunuyor; ancak %80 ihtimalle 100 baz puan gerçekleşeceğini düşünüyoruz.
Şu anda faiz indirimi süreciyle ilgili temel bir sıkıntı görmüyoruz.
Faiz indirimlerinin devam edeceğini düşünüyoruz.
Tepe noktasından bu yana yaklaşık 600–650 baz puan faiz indirimi olduğunu görüyoruz.
Bunun mevduat faizine yansımasının ise sadece 350 baz puan seviyesinde kaldığını izliyoruz.

Mevduat ve kredi faizleri dengesi

Merkez Bankası faiz indirirken mevduat faizlerinin aynı hızda gerilememesi, bizim açımızdan maliyet baskısı yaratıyor.
Bankacılıkta ana maliyetimizin mevduat, sattığımız ürünün ise kredi olduğunu biliyoruz.
Mevduat faizleri yeterince düşmeyince kredi faizlerini de aynı oranda indiremiyoruz.
Bu nedenle faiz indiriminin etkisinin yavaş yavaş yansıdığını görüyoruz.
İndirimin tamamı mevduata yansımadığında maliyet tarafımıza da tam olarak yansımıyor; bu da kredi faizlerine sınırlı şekilde yansıtmamıza neden oluyor.

Para politikası ve etkilerine bakış

Sıkı para politikasının göründüğünden daha sıkı olduğunu düşünüyoruz.
Enflasyonun kısa sürede çözülemeyecek bir konu olduğunu görüyoruz.
Kısa vadede memnuniyet yaratmasa da bu sürecin uzun vadede hem biz bankacılar hem müşterilerimiz için olumlu sonuç vereceğine inanıyoruz.
Bu sürecin kârımızı etkilese de uzun vadeli faydasının daha yüksek olacağını düşünüyoruz.

Mevduat rasyosu ve faiz görünümü

Bugün repo faizi ya da politika faizi %39,5 iken mevduat faizlerinde %41 – %41,5 – %42 seviyelerini görüyoruz.
Dolayısıyla “gerçek faiz nedir?” dendiğinde, gerçek faizin %39,5 olmadığını görüyoruz.
Çünkü Merkez Bankası’nın iki kontrol mekanizması bulunuyor: yalnızca politika faizi değil, aynı zamanda rasyolarla yönetiliyoruz.

TL mevduat rasyosu

Toplam bireysel mevduat içerisindeki Türk lirası rasyosu üzerinden işleyen bir sistem mevcut.
65 gibi iki kritik kırılım bulunuyor:
TL mevduat rasyosu 65 üzerindeyse, o ay TL mevduat rasyosunu artırmamız gerekmiyor.
60 olduğunda, rasyoyu 0.3 kadar artırmamız gerekiyor.
60’ın altına indiğinde, bu gereklilik 0.6 seviyesine çıkıyor.

Piyasa Etkisi

Bu nedenle her ay, bu rasyoyu tutturmak için Türk lirası mevduatı cazip hale getirmeye çalışıyoruz.
Dolayısıyla mevduat faizlerindeki düşüş, TL mevduat sahibi olanları aynı oranda etkilemiyor.

Türkiye büyüme rakamları & yüksek faiz politikası

Rezervlerimizin çok güçlü olduğunu görüyoruz ancak enflasyon hâlâ karşımızda duruyor.
Dün açıklanan büyüme rakamlarında %3,7’lik bir oran gördük; bu kötü bir büyüme değil.
Son 2-3 ayda yatırımlardaki artışın belirginleştiğini, özellikle inşaat başta olmak üzere yatırımların yüksek seyrettiğini gözlemliyoruz.
Türkiye ekonomisinin gerçekten çok güçlü bir ekonomi olduğunu her zaman söylüyoruz; bunu özellikle yabancı yatırımcılara sıkça vurguluyoruz.
Buna rağmen, yüksek reel faiz ortamında bu faiz seviyelerinden etkilenmemizin boyutunun bu kadarla sınırlı kaldığını düşünüyoruz.
Bizim için yumuşak iniş seviyesi üç buçuk – dört bandı. Faiz aşağı geldiğinde ve risklerin azaldığı bir ortamda daha hızlı yükselebilecek bir ekonomi dinamiğimiz var.
Büyümede daha yüksek seviyeler, ekonominin aşırı ısınması anlamına geleceği için dezenflasyon sürecine engel oluşturabilir.
Dolayısıyla yüksek faiz politikası hepimizin canını yaksa da ihtiyaç duyduğumuz bir politika olarak kalıyor.
Faizleri aşağı çekerken, mevduat faizi üzerinde baskı oluşturan rasyolarla politika faizinin kademeli şekilde mevduat faizine yansıdığını görüyoruz.
Politika faizi şu anda 39,5 seviyesinde; ancak bankalar olarak bu 39,5’in reel etkisini üç ay sonra hissedeceğimizi biliyoruz.

Kredi rasyoları

İkinci bir rasyo söz konusu; genellikle “ikinci ihtiyaç tedbirleri” olarak anılıyor.
Bu ikinci rasyo krediyle ilgili; kredi rasyoları olmasa, faizden bağımsız kredi büyümesi çok daha hızlı ilerlerdi.
Kredi büyümesi, temelde para arzının artması demek; para basmak enflasyon anlamına gelir.
Bu nedenle, bankacılar olarak şu anda 8 haftada bir kredi büyümesi için bir sınır uygulanıyor.
Bu sınırın üzerinde büyüme yapamıyoruz; bu da sağlıklı bir uygulama çünkü aşırı büyüme enflasyona yol açar.
Hatta mevcut durumda bile kredi büyümesi enflasyonun üzerinde seyrediyor.
Yıllık TL kredi büyümesi %40’a ulaştı
Bu iki tedbir sayesinde, politika faizinin aşağı yönlü hareketi sağlıklı bir şekilde ilerliyor.

Türkiye sektörel değerlendirmeler

Türkiye’nin ekonomik dinamiklerinin çok güçlü olduğunu gözlemliyoruz.
Savunma sanayii sektörü öne çıkıyor; geçen hafta Ankara’da yerinde gözlemledik, inanılmaz bir performans var.
Turizm sektörü de iyi bir sezon geçirdi; her şeye rağmen kötü bir tablo yok.
Türkiye’de yaklaşık 6 milyon KOBİ müşteri bulunuyor, bunlardan yaklaşık %60’ını biz takip ediyoruz.
Türkiye’deki her iki bankacılık müşterisinden birinden fazlası bizim bankamızda ve hareketlerini, aktivitelerini görüyoruz.
KOBİ’lerimiz çok güçlü ve bazı sektörlerde dünyada lider konumdayız; özellikle çok “seksi olmayan” işlerde öne çıkıyoruz.
Kimya alanlarında ciddi bir başarı görüyoruz; ağır sanayi ve otomotiv sektöründe de güçlü bir pozisyonumuz var.
Çin’den yatırımcılar Türkiye’ye ciddi yatırım kararları almış durumda; bu ilerleyiş devam ediyor ve yakında daha fazla duyum alacağınızı gözlemledik.
Türkiye, jeopolitik olarak da yatırım için çok cazip bir konumda.
İnşaat sektörü her zaman güçlü ve dinamik; Avrupa’da, Romanya ve Hollanda başta olmak üzere, inşaat şirketlerinin yatırımlarına finansman desteği sağlıyoruz.
Dünyada 500’den fazla Türk sektörü var; bu potansiyeli düşündüğümüzde, biraz ivme kazandırırsak ekonomik büyüme hızlı olur; ancak enflasyonun aşağı çekilmesi kritik.
Uzun vadede potansiyel büyüme beklentimiz 4-4.5 seviyelerinde.
Ekonomide para akışının çok hızlı olduğunu gözlemliyoruz; altın ve diğer varlıklarda ani hareketler yaşanıyor.
Banka olarak, Türkiye’de anlamlı bir şekilde kripto işlemleri yapan öncü bankalardan biriyiz ve üç ayda ulaştığımız rakamlar oldukça yüksek ve etkileyici.

Banka kredileri & KOBİ kredileri

Banka kredi vermiyor denmesinin sebebi limit mi yoksa bilanço mu?
Üç ana kalem var; bunlardan biri maliyet. Ancak bu durum, “banka kredi vermiyor” veya “banka düşük faizle kredi vermiyor” yorumunu doğrulamıyor.
KOBİ kredilerini Merkez Bankası ayrı değerlendirdi; KOBİ tarafındaki büyüme daha yüksek. Ancak bankalar için bu büyüme limitini doldurmak kolay değil.
Biz KOBİ’lerimize kredi vermek istiyoruz; ancak ilgili KOBİ’nin sermayesi var mı, verilen krediyi ödeyebilir mi gibi değerlendirmeleri yapıyoruz.
Kredi değerlendirmesinin bir boyutu faiz. Yüksek faiz, yüksek taksit demek ve KOBİ bunu ödeyebilecek mi sorusunu gündeme getiriyor.
Geçen sene kredi kartı ve ihtiyaç kredisinde NPL’de bir miktar hareketlenme gözlemledik; batık oranları normalleşti ve Şubat-Mart’tan sonra faizler belli bir seviyeye oturdu.
KOBİ tarafında ve küçük ticarette, bilançoların biraz kötüleşmesi sebebiyle NPL’de bir hareketlenme gözlemliyoruz.
Bu müşterilerimiz normal zamanda da gelse, merkez bankasının kurallarıyla bağımsız olarak kredi veremeyiz; basiretli bir banka olarak vermememiz gerekir.
KOBİ’lerde bir miktar NPL artışı oldu; hareketlenme gözlemliyoruz.
Toplam NPL girişlerinin sektörel dağılımına bakacak olursak, bizim bankamızda %12-13’ü KOBİ’lerden gelirken, şu anda bu oran %18-20’ye çıktı; yani toplam NPL girişleri içerisindeki payı artmış durumda.

TL mevduata talep

İki ay önce gümüş ve altına çok ciddi bir talep vardı; TL’den gümüş ve altına çıkış olduğunda TL mevduatımız yeterince büyümüyor.
KKM’nin sonlanması TL mevduat rasyolarımıza katkı sağlamadı; önceki KKM dönüşlerinde %60-%70 TL’ye dönülürken, son kalanlar %80-%90 oranında dolara döndü.
TL mevduat rasyolarına katkı sınırlı oldu; bir aydan diğer aya kur hareketi olduğunda döviz mevduatının TL karşılığı da rasyoya yansıyor.
Fon, hisse ve kriptoya zaman zaman talep olduğu için TL mevduat rasyolarındaki büyüme etkileniyor.
Toplam rakama baktığımızda geldiğimiz seviyeler oldukça iyi.
Bizim beklentimiz ve görmek istediğimiz, rasyolardaki 0.3 büyümenin biraz fazla gelmiş olması; özellikle KKM’nin sona ermesi sonrası bunun aşağı gelmesinin iyi olacağını düşünüyoruz.
Kredi büyümesi ise daha zor bir konu; daha yavaş düzeltilmesi gereken bir alan.
Bu değerlendirmeyi banka perspektifinden değil, ekonomi perspektifinden yapıyoruz.

2026 beklentileri – Enflasyon – Serbest piyasa ekonomisi

Sene sonu tahminleri bu şekilde olsa da (düşük seyretse de), ocak ve şubat aylarında enflasyon biraz daha yüksek olabiliyor; sezonsallık etkisi mevcut, örneğin asgari ücret artışları. Bizim beklentimiz daha muhafazakâr; sene sonunda enflasyonun %25 civarında olmasını öngörüyoruz. Faiz tahminimiz %32; bu kademeli olarak düşen bir süreç. Enflasyonu tetikleyen faktörler arasında sektörlerde yapılan zamlar, kira artışları, eğitim zamları ve geriden gelen etkiler yer alıyor. Faiz alan kesimde mutlaka harcama gerçekleşiyor; yastık altındaki altının değeri enflasyonun çok üzerinde arttı ve bunun servet etkisi var. Türkiye’de 1 milyon TL’nin üzerinde birikimi olan yaklaşık 2.7 milyon müşteri bulunuyor; bankadaki vadeli mevduatlar büyük bir rakam oluşturuyor. Enflasyonun en önemli kalemleri gıda, kira ve diğer giderler; tüketim kalıplarına bakıldığında büyük sayıların etkisi kritik. Pazardaki fiyatlar, market fiyatları ve benzeri veriler değerlendirildiğinde, ölçülen enflasyon bu gruplar tarafından tek başına tetiklenmiyor. Lüks segmentte fiyatlar Avrupa standartlarına yaklaşıyor; talep sınırlı ve arz-talep dengesine bağlı. Serbest piyasa mekanizması gereği, talep varsa üretici fiyatı artırabiliyor. Kiracı ve ev sahibi arasındaki fiyat tartışmaları da çoğu zaman enflasyonun üzerinde gerçekleşiyor. Özellikle düşük gelir gruplarında farklı sepet yapıları nedeniyle, gıda harcamalarının ağırlığının daha fazla olmasıyla, ortalama enflasyon daha yüksek çıkabiliyor. Yüksek gelirli gruplarda enflasyon daha düşük seviyelerde dahi gerçekleşebiliyor.

Kredi kartlarında büyüme – Ekonominin dijitalleşmesi & Sektörel değerlendirme

Kredi kartlarında bir önceki senede hızlı büyüme oldu; bu sene de hızlı büyümeye devam ediyor.
En çok büyüyen ürün kredi kartı; tüketim zaten büyüyor. Dijital ekonomiye geçiş büyük oranda tamamlandı; 200 TL’nin üzerinde banknot bulunmadığı için ödemeler kredi kartıyla yapılıyor. Bu durum, ekonomi açısından dijitalleşme ve vergi boyutu açısından olumlu. Kredi kartı harcamaları daha fazla yansıyor; harcamalar ortalama 27 gün bedava fonlanıyor. Tam ödeyen veya yarım ödeyen herkesi 27 gün boyunca fonluyoruz; ayın başında veya sonunda harcama yapılmış olabilir. Bu sayede kredi kartı kullanıcıları peşin nakit ödeme ile yaklaşık %3 kazanım sağlıyor; özellikle yüksek gelir grupları yoğun kullanıyor. Kredi kartlarında faizli kısım %30-35 civarında; tahminimiz, kullanıcıların 3’te 2’si zamanında ödemesini gerçekleştiriyor.

Global piyasalara açılan sektörler

Global piyasalara açılan sektörler, küresel yavaşlamadan etkileniyor; başta demir-çelik sektörü.
ABD’nin uyguladığı vergiler nedeniyle farklı ülkeler ürünlerini alternatif piyasalara yönlendiriyor; bu da Türkiye’yi etkiliyor. Kapasite fazlalığı olan sektörler fazla üretimden dolayı daha çok etkileniyor. Türkiye’de yavaşlama söz konusu değil; çimento gibi yüksek yatırım maliyetli sektörler etkileniyor. İşçiliğin fazla, yatırımın az olduğu sektörler yapısal sorunlarla zora girebiliyor; tekstil sektörü örneklerinden biri. Tekstil sektöründeki sıkıntılar kurdan mı yoksa yapısal sorunlardan mı kaynaklanıyor, bunu değerlendirmek gerekiyor. Ülke kişi başı geliri ve maliyetler arttığında, yüksek teknoloji ve katma değer yaratan sektörler öne çıkıyor. Tekstil sektöründe güçlü bilançolu ve perakendeci müşterilerimiz mevcut; kâr elde edebilen şirketler var.Başarılı perakende stratejileri, gerekli sezonu yaratmak, modayı takip etmek ve kaliteli üretim yapmak üzerine kuruluyor.


Banka ve KOBİ portföyleri

Bankacılık sektöründe sermaye yeterliliğine yakın kârda olanlar var, çok altında olanlar var; çoğu banka tam olarak sermaye yeterliliğini sağlayamıyor. Ölçek meselesi önemli; müşteri sayısı arttıkça sabit giderlerin etkisi azalıyor. İşler iyi giderken aşırı kredi kullanımı ve düşük sermaye, volatil dönemlerde zorluk yaratıyor. Kötü dönemlerde bile bilançosu güçlü olan şirketler yatırım yapabiliyor; 2-3 yıl sonra daha başarılı oluyor. Geçmiş örnekler, kriz dönemlerinde güçlü bilançoya sahip şirketlerin başarılı satın almalar yaptığını gösteriyor. Banka olarak faiz ve enflasyondan bağımsız, bilançomuzu her senaryoya göre kurguluyoruz; spekülasyon yapmıyoruz. Her duruma karşı pozisyon alıyor, riskleri yönetiyoruz.

Danışmanlık ve risk yönetimi

Mikro düzeyde sıkıntılar olabiliyor; Türkiye’de 5,5-6 milyon KOBİ mevcut. KOBİ portföylerimize daha fazla danışmanlık hizmeti sağlıyoruz. Örnek: Tekstil sektöründe maliyet artışları (ör. asgari ücret) ve döviz geliri ile TL maliyetler arasındaki makas ile yönetim. Forward enstrümanları kullanarak döviz riskini hedge ediyoruz; böylece bilanço yönetimi daha sağlıklı oluyor. Bu tür danışmanlık yatırım dünyası, hazine ürünleri ve kompleks ürünleri kapsıyor; spekülasyondan uzak duruyoruz. Şirketlerin alakasız pozisyon alması riskli; biz müşterilerimizin risklerini minimize edecek şekilde destek oluyoruz.

Çin – Ekonomi ve teknoloji değerlendirmesi

Çin gerçekten iyi bir ekonomik model sunuyor; şehirleri ve finansal altyapısı oldukça gelişmiş.
Şangay, finansal merkez ve mobil bankacılık açısından en gelişmiş şehir; Alipay içinde 4 milyon uygulama mevcut. Şehirlerin temizliği, hayatın düzeni ve uzun çalışma saatlerine rağmen insanlar genel olarak memnun. Herkes sürekli işe odaklanmış ve nasıl daha ileri gidilebileceğini düşünüyor. Şenzen’de belediye başkan yardımcısı ve heyetiyle görüştük; herkes kendi bölgesinin başarısını artırmayı ve partide yükselmeyi hedefliyor. Özellikle otomotiv, teknoloji, chip sektörü ve yapay zekâ alanlarında ciddi ivme kazanılmış durumda. Otonom araçlar tamamen ses komutlarıyla çalışıyor; örneğin Huawei’nin aracında led TV aracılığıyla arka koltukta toplantı yapabiliyorsunuz, kimse sizi duymuyor. Teknoloji hızlı ilerliyor ve rekabet seviyesi çok yüksek.

Özel sektör yorumu

Kobilerin NPL girişlerindeki oranı %12-13’ten %18-20’lere çıktı. Kredi kartında hareket biraz duruldu. Kobideki etkilenme geriden geliyor; programlarımızla birlikte kredi büyümesi arttığında, faizler bireysel, ticari ve kurumsal müşteriye göre farklılaşıyor. Her kobiye ayrı bakmak gerekiyor; aynı sektörde bile durum farklı olabiliyor. Başarılı olanlar var, ancak genel bir hareketlenme mevcut. Yüksek faizler aşağı geldikçe bu hareketlenme devam edecek. Mevduat rasyonlarının rahatlamasıyla politika faizine yakın TL mevduat ve kredi faizleri oluşacak; bu durum bilançoları ve kobiler için daha sağlıklı kılacak. Kredi büyüme limitleri bankalar için belirlenmiş ve ciddi; bu limitler bizim operasyonumuzu sınırlamıyor.

Yatırım bankacılığı – Konvansiyonel bankacılık üzerindeki etkisi

Yatırım bankacılığı, konvansiyonel bankacılık üzerinde etkili değil. Biz, çok sayıda iştirak ve şube ağı ile her türlü hizmeti sunuyoruz; yatırım bankacılığı da bunların içinde.Kripto dışında girmediğimiz alan yok; kripto alanında da şu anda tek oyuncuyuz. Hisse senedi ve benzeri yatırım işlemlerini şube ağı ve dijital kanallar üzerinden etkin bir şekilde yürütüyoruz.

Yatırım bankacılığı – Özel krediler

Özel krediler zor bir alan; dünyada da durum benzer. Amerika’da da en çok konuşulan konulardan biri bu. Bu tür kredilerde batık oranlarının ne olacağı yatırımcılar ve yatırım bankaları için kritik. Türkiye bankacılık sektörü bu anlamda ileri; krediyi verme ve değerlendirme süreçlerinde güçlü bir altyapımız var. Bizim vermeyeceğimiz kredileri vermek farklı bir iş modeli, fakat kolay bir iş değil.

Teknoloji trenini kaçırdık mı? Türkiye değerlendirmesi

Çin, Avrupa ve Amerika’ya kıyasla çok hızlı ilerliyor; biyofarma ve ilaç sektöründe ciddi yatırımlar ve hızlı gelişim gözlemleniyor. Türkiye, Avrupa Birliği’nin sınırında ve jeopolitik açıdan çok avantajlı bir konumda. Türkiye’de çok fazla start-up bulunuyor; geçmişte milyar doları bulan start-up’lar oldu.
Türkiye’deki hızlı aksiyon alma ve iş yapma kültürünün, birçok Avrupa ülkesinin önünde büyümeyi sağlayacağını düşünüyoruz. Çin farklı bir dünya; sürekli ivmeleniyor ve hızlı hareket ediyor, belli noktalarda yavaşlama olabilir. Türkiye yüksek reel faiz ortamında bile %3.7 büyüyebildi; başka bir ülkede bu eksi 10’u bulabilirdi. Ülkenin dinamikleri çok güçlü; bazı sektörlerde ve kontrolümüz dışında sorunlar olsa da genel fotoğraf olumlu. Tarife savaşlarının etkisini takip etmek zor; Türkiye’den ihracat yapan yabancı şirketler 20-30 ülkeye ulaşıyor. Genç ve eğitimli nüfus, iş yapma hızında büyük avantaj sağlıyor; Avrupa’daki yavaş ilerlemelerle kıyaslandığında belirgin fark var. Türkiye’de karar verildiğinde finansmanı bulmak ve ilerlemek mümkün; bu süreç Avrupa’da daha yavaş ilerliyor. Bizim görevimiz, gençlerin ve kobilerin yanında olmak; Türkiye’de tabana yaygın olarak en büyük kobi bankacılığını yapan banka biziz ve bunu bilinçli olarak yapıyoruz. Tüm sektörlere bu destekleri ithal ederek yaygınlaştırıyoruz.

Garanti BBVA “Kariyerime ilk adım programı” gençlerle buluşuyorGaranti BBVA “Kariyerime ilk adım programı” gençlerle buluşuyor

 

Ekonomistlerden Merkez için 'indirim' ağırlıklı faiz tahminiEkonomistlerden Merkez için 'indirim' ağırlıklı faiz tahmini

 

Garanti BBVA'dan sürdürülebilir sendikasyon kredisiGaranti BBVA'dan sürdürülebilir sendikasyon kredisi

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!