Fantastik getiri var, para kaybetmek zor'

Kerim KARAKAYA / SABAH Borsa haftayı 47 bini aşarak 19 ayın zirvesinde kapattı. Global piyasaların dip yaptığı 9 Mart'tan bu yana yüzde 125 yükselen borsa, en çok yabancı fonların yüzünü güldürdü. İşte o fonlardan biri olan Deutsche Bank'ın iştiraki DWS... DWS Başkan Yardımcısı Sebastian Kahlfeld Türkiye'de para kaybetmenin çok zor olduğunu belirterek "Gerçekten fantastik bir getiri yakaladık. En çok kazandıran fonumuz Türkiye Fonu oldu" dedi. 2 milyar euro büyüklüğe sahip olan DWS Fonu'nun Türkiye'ye 350 milyon euro yatırdığını bildiren Kahlfeld ağırlıklı olarak bankalara yatırım yaptıklarının altını çizdi. Kahlfeld, "Türkiye'de ağırlıkli olarak bankalara yatırım yaptık. Çünkü Türk bankacılık sistemi dünyada en iyi düzenlenmiş bankacılık sistemi. Doğu Avrupa ülkelerine baktığımızda bunu göremiyoruz. Tüm bu kriz ortamında Garanti bankası temettü dağıtıyor, bu inanılmaz bir şey" dedi. REYSAŞ'A DA YATIRIM YAPMIŞ Sebastian Kahlfeld, fonlarında 70 şirket bulunduğunu, bankalar dışında enerji, inşaat ve lojistik şirketlerini izlediklerini belirtti. "Türkiye önemli bir enerji koridoru olma yolunda hızla ilerliyor" diyen Kahlfeld, bunun enerji şirketlerini cazip hale getirdiğini kaydetti. Son günlerde yanlış satış işlemi ile gündeme gelen Reysaş hisselerine de yatırım yaptıklarını anlatan Kahlfeld, "Gelişmeleri yakından takip ediyoruz" dedi. Düşen faizlerin gayrimenkul sektörünü hareketlendireceğini tahmin eden Kahlfeld, gayrimenkul yatırım ortaklığı hisselerinin önemli potansiyel taşıdığını vurguladı. TAHVİL YATIRIMI ARTIK RİSKLİ Hisse senetlerinin cazibesini sık sık vurgulayan Sebastian Kahlfeld'e göre tahvil yatırım artık riskli... Faizlerin tek haneye çok hızlı bir şekilde gerilediğine işaret eden Kahlfeld, "Artık buradan daha aşağı gidiş için çok fazla yer olduğunu düşünmüyoruz. Ayrıca ekonomik toparlanma ile birlikte enflasyon yükselişe geçebilir... Bu nedenle Türkiye'de sabit getirili yatırımları tercih etmiyoruz" dedi. Merkez Bankası'nın faizlerin 3 yıl boyunca tek hanede kalabileceği yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Sebastian Kahlfeld "Bu iddialı bir açıklama" dedi ve ekledi: "Üç yıl çok uzun bir süre... Bu sürede neler olup biteceğini bilemeyiz" SEBASTIAN KAHLFELD KİMDİR? Almanya'da bankacılık ve finans eğitimi alan Kahlfeld, Vereins-und Westbank ve HypoVereinsbank'dan sonra 2005 yılından bu yana da DWS Fonu için çalışıyor. Doğu Avrupa gelişmekte olan ülkeler piyasalarından sorumlu olan Kahlfeld, sık sık Türkiye'ye gelip gelişmeleri takip ediyor. Afrikalı da Türk fonuna yatırım yapıyor Türkiye fonumuza dünyanın her yerinden talep geliyor. G.Afrikalı, Kore'den insanlar bu fona yatırım yapıyor. Mali alandaki gelişmeleri izliyoruz. Bu konuda atılan adımlar ve orta vadeli bir program çok önemli. Hisse senetleri krizde aşırı değer kaybetmişti. Son dönemde borsalarda yükselen yükselişi bir 'balon' olarak tanımlamak bu nedenle doğru değil. 3 yıldır lojistik hisselerinde yatırımcıyız. Gerçekten çok ilginç bir sektör. Reysaş'ta yatırım yaptığımız şirketlerden... Enerji fiyatı yükselirse borsa rakibiniz Rusya öne çıkabilir KAHLFELD'E göre Rusya Borsası Türkiye'nin en büyük rakiplerinden. Başta petrol ve doğalgaz olmak üzere enerji maliyetlerinin yükselmeye başladığına dikkat çeken Kahlfend, "Türk borsası derin bir piyasa ama Rusya'da dev enerji şirketleri var ve bunların büyüklüğü Türk şirketlerinin çok üzerinde. Enerji fiyatları yükselmeye devam ederse Rusya Borsası daha çok ön plana çıkmaya başlayabilir" diye konuştu. Siyasi gelişmeler piyasalar tarafından henüz fiyatlanmadı 23.08.2009 Kahlfeld, IMF ile anlaşma olmayacaksa önlerini görmek için program gerektiğini söyledi KAHLFELD Türkiye'deki bütün gelişmeleri yakından takip eden bir isim. Türkiye'deki siyasi gelişmelerin henüz piyasalar tarafından fiyatlanmadığını kaydeden Kahlfeld, IMF anlaşmasının uzun süredir olmaması ve sürekli gündemde kalmasının rahatsız edici olmakla birlikte, yatırım kararlarını şu anda etkilemediğini söyledi. Kahlfeld, uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi: "Anlaşma olmasa bile Türkiye iyi performans göstermeye devam edecektir. Ama IMF anlaşması olmayacaksa önümüzü görmek için bir programa ihtiyacımız var."