ENDEKS 40.000'E GİDERKEN RİSKLER DE ARTIYOR
Ekonomist Dergisi 5 -11 Temmuz tarihlerinde yayınlanan 27. sayısında borsadaki yükselişi ve riskleri işledi. İşte '7 umut veren gösterge' başlığıyla verilen o haber...
Talip Yılmaz / Ekonomist
İMKB açısından 15 Eylül 2008de dünyanın en önemli yatırım bankalarından biri olan Lehman Brothersin iflasıyla patlayan global krizde yaşanan kayıpların açtığı yaralar sarıldı. Kriz patlak vermeden önceki seansta 37.034, puan seviyesini gören İMKB-100 Endeksi, 9 Marttan itibaren, global risk iştahının artmasıyla birlikte geçen hafta bu seviyesinin üzerinde kapanış yaptı.
Aylar bazında bakıldığında İMKB 100 Endeksi, mart ayında yüzde 7, Nisan ayında yüzde 23 yükseldikten sonra bu trendi devam ettirdi ve mayıs ayında da yüzde 11 arttı. Haziran ayındaki yükseliş ise yüzde 5.6 oldu. Böylece İMKB 100 Endeksi 4 ay üst üste arttı.
İMKBnin yükselişte global risk iştahının artmasının yanında IMF anlaşma beklentisi ve Türk bankacılık sektörünün karlılığını sürdürmesi de etkili oldu.
VOBun etkisi mi var?
Son dönemde IMF ile ilgili bir takım belirsizlikler yaşanıyor. Yine darbe planlarıyla ilgili haberler, gündemi meşgul ediyor. Buna rağmen, İMKB yükselişine devam ediyor. Bu yükselişte SPK Başkanı ve VOB Genel Müdürü söylenin doğru olmadığını açıklasa da VOBda pozisyon alan yatırımcıların, İMKBde endeks hisselerini yükselterek VOBda kazanç elde etmeye çalıştıkları iddialarını da hatırlatalım.
Mart ayından bu yana İMKBnin ve yabancı borsaların performansına bakıldığında ise İMKBnin ciddi oranda prim yaptığı görülüyor. Halihazırda yaşadığımız yükseliş trendi İMKBde de global piyasalara paralel olarak Mart ayında başladı. Mart ayı başındaki seviyesine göre İMKB-100 Endeksi yüzde 60 yükseldi. Aynı dönemde DJI Endeksi, yaklaşık olarak yüzde 30, Bovespa yüzde 40 ve RTX Endeksi yüzde 60 arttı. Bu dönem içinde yüksek endeks getirisi ile Türkiye hisse senedi piyasası ön plana çıktı.
Hedef 40.000 haberi
Gelinen seviyeler aslında Ekonomist okurları açısından çok da şaşırtıcı değil. Bundan 6 hafta önce 24-30 Mayıs tarihlerinde piyasada olan dergimizin kapak haberinde Borsada hedef 40.000 başlığıyla geniş çaplı bir çalışmaya yer verdik. 35.015 seviyesindeyken yaptığımız bu haberde özetle, kısa vadeli kar satışlarının gelebileceğini satışların alım fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini yazdık. Neticede 33.000 seviyesine gerileyen borsa, IMF beklentileri ve Merkez Bankasının faiz indirimi kararıyla 37.000 seviyesinin üstünü test etti. En yüksek 37.719 seviyesi görüldü.
Gelinen bu noktada yatırımcılar, yaz aylarında çıkışın devam edip edemeyeceğinin sorusunun yanıtını bulmaya çalışıyor. Buna göre de yatırım stratejisi belirliyor. Buradan yola çıkarak biz de yatırımcılara ışık tutucak bir çalışma hazırladık. Aracı kurumların yaz ayı ve sonrası için endeks beklentilerini sorduk. Riskler ve avantajları araştırdık. Hisse almak isteyenler için aracı kurumların model portföylerinde yer alan en son hisse senetlerini derledik.
Temmuz-Ağustos
İMKBnin temmuz ve ağustos ayı beklentilerine istatistiksel olarak bakıldığında şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz:
borsa kurulduğundan bu yana 22 yıl geçti. Yani 22 Temmuz ve 22 Ağustos ayı yaşandı. Temmuz aylarında sekiz kez negatif getiri söz konusu olurken, ağustoslarda 11 kez negatif getiri gerçekleşti. Temmuz aylarının yarısı yüzde 5.2'den fazla getiri ile tamamlanırken, Ağustos aylarının yarısında yüzde 0.4 negatif getiri söz konusu oldu. Yani genel olarak temmuzda hareketlilik sürerken, ağustos aylarının sıkıntılı geçtiği söylenebilir.
Ancak son 4 aydaki yükseliş sonrası analistlerin beklentilerine bakıldığında, bazı analistler 40.000 ve üstü seviyeleri hedef gösterirken, bazıları da satıcılı bir sürece girileceğini düşünüyor. Ancak her iki gurup da hisse bazında önemli fırsatların yaz aylarında da devam edeceğini ifade ediyor.
Özellikle ilk çeyrekte gerçekleşen hızlı daralmanın ardından gelecek üç çeyrek boyunca daralmanın daha düşük ama etkin bir şekilde devam edeceği beklentisi hakim olacak. Bu beklenti altında hisse senedi piyasalarının yaz aylarından dalgalı/azalan seyir içinde hareket edeceğini söyleyen Global Menkul Değerler Stratejisti Arzu Odabaşı, hisse senedi piyasalarının gelmiş olduğu seviye itibariyle pek çok iyimser beklentiyi içerdiğini belirtiyor. Odabaşı, yukarı hareketlerde 40.000in zorlanabileceğini de sözlerine ekliyor.
Bankalara ilgi oldu
Hem MB hem de yurtdışındaki birçok merkez bankası tarafından düşük faiz politikası destekleniyor. Bu politika ile faizlerde yaşanan aşağı yönlü trendin en çok fayda sağlayacağı sektörlere ilgi var. Bu sektörlerin başında bankacılık geliyor. Dolayısıyla yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından banka hisselerine daha fazla ilgi oluştu. Gelinen seviyelerde ise yeni alımların hız kestiğinin gözlenmeye başladığını söyleyen İş Yatırım Yurtiçi Piyasalar Uzmanı Altuğ Dağ, Şu aşamada genele yayılmış bir alım söz konusu değil. Daha çok mevcut pozisyonlarda alımlar devam ediyor diyor.
Yaz döneminde hisse senedi piyasasında yatay bir seyir olmasını bekleyen Altuğ Dağ, endeksin yüzde 10luk bir marjda hareket etmesini bekliyor. Son dönemde piyasada oluşan işlem hacminde de düşüş yaşandığının altını çizen Dağ, bunu da göz önüne alarak yazın endekste oluşacak yatay bir seyrin şaşırtıcı olmayacağının altını çiziyor.
Aşağı harekte 30.000 altı
Sonbaharda aşağı hareketlerde endeksin, 27.000 â 30.000 aralığını denemek üzere hareket etmesini bekleyen Arzu Odabaşı, düşüşü tetikleyen faktörlerin ise büyüme beklentilerinin 2010 yılına ertelenmiş olması ve ekonomide düzelme ivmesinin yavaş olması olduğunu söylüyor. Odabaşı, Bu süreç içinde IMF ile olan sürecin tamamlanmaması halinde satış baskısının daha da güçlenerek etkili olacağını düşünüyoruz diyor.
Yaz aylarında temelde IMF beklentili seansların yaşanmaya devam etmesini bekleyen A Yatırım Analisti Seyfullah Esen sözlerine şöyle devam ediyor:
Bunun yanında bankacılık sektörü lokomotif olmayı sürdürecek. Yaz sonuna kadar, yurt dışı piyasalarda olağanüstü bir gelişme olmazsa 40.000 üstü seviyelerin kırılmasının zor olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bankacılık karları ikinci çeyrekte de bono faizlerindeki düşüşün etkisiyle iyi gelecek. Ancak sonrasında ciddi bir kredi büyümesi beklenmediği için sıkıntılı bir süreç yaşanabilir.
Yatırımcı stratejisi ne olmalı
Piyasada artan oynaklıkla beraber yatırım stratejisini belirlerken yatırım süresinin öneminin git gide arttığını söyleyen Altuğ Dağ uzun vadeli düşünen yatırımcı için son dönemde yaşanan seviyelerin alım için uygun olduğunu düşünüyor. Orta ve kısa vadeli yatırımcıların piyasaya girmek için bir süre beklemesini tavsiye eden Dağ, Ayrıca kısa vade de oluşabilecek oynaklığa dayanabilecek yatırımcıların pozisyon alması gerekir diyor.
Borsada endeksin 40.000 seviyelerini ve hatta daha yukarıları test etmesinin mevcut likidite ve yüksek risk algılaması sayesinde mümkün olduğunu söyleyen Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Onur Mutlu, Ancak daha sonra bilançolarda toparlanmanın zaman alacağı beklentileri öne çıkarsa ki bunun olasılığını yüksek görüyoruz, endekste ilk etapta 36.000, daha sonra da 33.000 seviyesine kadar gerileme olur diyor. Mutlu yatırımcılara hisse yatırımında aceleci davranmayıp, borsada kar realizasyonlarının arttığı dönemlerde portföy oluşturmalarını tavsiye ediyor.
Riskler artıyor
Piyasada risk iştahı yüksek ancak bunun yanında riskler de mevcut. Şöyle ki bankacılık sektörünün ilk 4 ayda yüzde 30 karlılığını artırdığı haberi, Türk bankalarının krizdeki gücünü yeniden ortaya çıkardı. İMKB, bu habere olumlu tepki verdi. Öte yandan, banka hisseleri endeksin eski diplere inmesini engellese de hisse bazında fiyatlarda dipler yeniden test edilebilir.
IMFnin son revizyonu sonrasında, bundan sonra artık dibin bulunup bulunmadığı değil, toparlanmanın ne kadar zaman alacağı gündemde daha önde olacak. Yine IMFli ve IMFsiz ekonomi tartışmaları fiyatlamaya başlanabilir. Bunun yanında Onur Mutlu yüksek olarak gördüğü riskleri şöyle sıralıyor:
Bilançolarda iyileşmenin uzun zaman alması, piyasalarda algılamanın bozulması. Avrupa ve Doğu Avrupa bankacılık sektöründen kaynaklanabilecek yeni riskler. Hedge ve emeklilik fonlarıyla ilgili süpriz bir olumsuz haber gelmesi. Hazine kağıtlarının yeni bir balon oluşturması riski.
Bilançolar izlenecek
Faiz seviyelerinde yaşanan düşüşün hisse senedi piyasasını alternatif yatırım aracı olarak olumlu yönde etkilediğini söyleyen Altuğ Dağ, global krizin çıkış noktasında yer almamamızın İMKByi kuvvetli kıldığını belirtiyor. Ancak global piyasaların birbiri ile artan korelasyonu nedeniyle yurtdışında yaşanan olumsuzluklardan kolay etkilendiğimizin altını çizen Dağ, Bu yüzden yatırım yaparken yurtdışı piyasalarda oluşabilecek riskleri de analiz etmek gerektiğini düşünüyorum diyor.
Kısa vadede yurt dışı piyasalara bakıldığında ise ABD'de bu ay finans sektörü reformu ve ekonomik veriler takip edilecek. Önümüzdeki günlerde ABD ve Avrupa bankacılık sektörünün ikinci çeyrek sonuçları ve sermaye ihtiyaçları gündeme gelecek. ABD'de ikinci çeyrek bilançoları, Alcoa ile temmuz ayının ortasından itibaren başlayacak. Buradan gelecek rakamlar önemli. Temmuzun son günü ise ABD'nin ikinci çeyrek büyüme rakamı piyasalarda etkili olacak.
Düzelmenin takati kalmadı, boğalar yoruldu
Suhua Capital Türkiye Müdürü
Afa Boran
Borsa düşerken, dibi görünmeyen bir kuyuya düşer gibiydi. Çünkü ekonomik endikatörler son hızında kötüleşüyordu. Son 2-3 ayda o endikatörlerdeki yavaşlama/duraklama sonucu, borsalarda gerekli düzeltmeler yapıldı. Bundan sonraki ekonomik gidişat, borsaların genel yönünü belirleyecek. Bence düzelmenin takati bu kadardı, boğalar yoruldu. Büyük hisselere bakınca borsada artık cazip/ucuz hisse bulmak da zor. Bankalar, artık ucuz değil, gayet makul seviyelere geldiler (geçmiş seviyelerle kıyaslarken yabancı bankaların Türkiyede banka alma furyasının artık olmayacağını, aksine belki aldıklarını satabileceklerini dikkate almak lazım). Diğer büyük hisseler arasında ise bir kaç cazip var ama risklerini bilmek, onlara göre pozisyon almak lazım. Artık bir süre borsayı uzaktan seyretmek lazım. Tekrar cazip olursa almayı düşünün. Borsada analiz ve sabır stratejisini uygulayan kazanır.
En çok önerilen 9 hissedeki beklentiler
Bu çalışmayı hazırlarken 10 aracı kurumun model portföyünde yer alan hisse senetlerini de topladık. Çünkü endeks bazında değerlendirmeler yapılırken, düşüş olacağını söyleyen analistler de var. Ancak ortak görüş, hisse bazında hareketlerin süreceği yönünde. Buradan yola çıkarak 10 aracı kurumun model portföylerine bakıldığında toplamda 45 hisse senedinin adı geçiyor. Tabloda bu hisseleri kurum bazında görebilirsiniz. Bunun yanında en çok önerilen 8 hisse senediyle ilgili beklentiler ise şöyle:
TÜRK TELEKOM (5): 2009 yılında şirketin faaliyetlerinden elde edeceği nakit akımının yaklaşık 4 milyar TLye ulaşması bekleniyor. Yaklaşık 1.4 milyar dolar tutarındaki açık döviz pozisyonu, şirketi TLdeki olası hızlı bir değer kaybına karşı hassas hale getiriyor. Ancak şirket, nakit yaratma kabiliyetinin tamamını paydaşları ile paylaşma politikasını teyit etti. 2010 yılı temettü veriminin yüzde 12 olacağı hesaplanıyor. Sabit hat ve ADSL pazarındaki liderliğini önümüzdeki yıllarda da koruması beklenen şirketin Avea ile mobil pazarındaki yerini daha da güçlendirmesi bekleniyor. Hissenin olası halka arzı ise bir risk unsuru olarak görülüyor.
TÜPRAŞ (5): Yılın ilk çeyreği dönemsel olarak düşük sezona işaret ediyor. Yılın ikinci ve üçüncü çeyreği ise yüksek sezon olarak görülüyor. Global tarafta ise ürün talebindeki artış ve fiyatlardaki yükseliş beklentisi, endeksin altında performans sergileyen Tüpraşa ilgiyi artırabilir. Şirketin düzenli yüksek temettü vermesi de önemli bir avantaj. Hisse endekse yüzde 3.7 oranında etki ediyor.
TURKCELL (4): 3.6 milyar TL net nakit pozisyonu ve 8 ülkede 60 milyon müşterisi, Turkcellin gücünün en önemli göstergeleri. Ağustos ayında 3G hizmeti vermeye başlayacak Turkcell, yüksek ve düzenli temettü verme potansiyeliyle de dikkat çekiyor. Yüksek nakit varlığı sayesinde Turkcellin bölge ülkelerde yatırımlarına devam etmesi de bekleniyor. Hisse endekse yüzde 9.1 oranında etki ediyor.
AKENERJİ (3): CEZ ortaklığıyla gücünü daha da artırdı. Yaptığı hidroelektrik santralleri ve rüzgar enerjisi santralleriyle kapasitesini 2011 yılında 358 MWden 746 MWye çıkaracak. Böylece doğalgaz fiyatlarının olumsuz etkisinden kurtulacak. Yine Sedaş ihalesini kazanmış olması da Akenerjinin gücünü artırıyor. Kısa vadede de doğalgaz fiyatlarına şubat ve mayıs ayında yapılan indirimler, şirketin karlılığını olumlu etkileyecek.
ANADOLU SİGORTA (3): 2008 yıl sonu prim üretiminde yüzde 3 daralma yaşamasına rağmen, teknik karlılığı 22 milyon TLden 97 milyon TLye artarak yaklaşık 4.5 katına yükseldi. Net karlılık alanında ise 54 milyon TLden 118 milyon TLye yükselerek 2 katına çıktı. Anadolu Sigortanin 2009da net karında yüzde 16 düşüş bekleniyor. Ancak bu rakamın 2010 ve sonrasında toparlanarak tekrar eski büyüme seviyelerini koruması bekleniyor.
ENKA İNŞAAT (3): Bir dönem İMKBnin en değerli şirketi olan Enka İnşaat, Rusya Gürcistan savaşı (Rusyada büyük inşaat projeleri ve yüksek kira geliri var) ve sonrasında global krizle birlikte altı sıralara geriledi. Elektrik gelirleri ve kira gelirleri arntmasına rağmen inşaat gelirlerindeki düşüş, şirketi olumsuz etkiledi. Ancak İMKBnin altında performans sergileyen hisse, özellikle ucuz hisse arayanlar için bir fırsat olarak görülüyor.
İŞ BANKASI C (3): Mevcut mevcut piyasa değerinde İMKBdeki diğer bankalara göre iskontolu. Banka, takipteki alacakları için yüzde 100 karşılık ayırıyor. Bu durum, makro görünümün düzelmesiyle 2009un ikinci yarısında ve 2010da tahsilatlardaki artışla net karı destekleyecek. Kısa vadede ise ilk çeyrekteki 606 milyon TLlik net karın ikinci çeyrekte 860 milyon TL olması bekleniyor.
TEKFEN HOLDİNG (3): 1.1 milyar dolar faaliyet portföyüne sahip olan Tekfenin Ortadoğu ve Hazar Bölgesinde imzalanacak yeni projelerle 2009 sonunda 2 milyar dolar 2010da ise 2.5 milyar dolar proje büyüklüğüne ulaşması bekleniyor.
THY (3): Filosuna yeni uçakları katarak uçuş noktalarını artırmaya devam eden THY, yılın ilk çeyreğinde krize rağmen yolcu sayısında yüzde 9luk artış yakaladı. Gelirlerinin ağırlıklı olarak döviz bazlı olması da şirketin net satış gelirlerinin artmasını sağlıyor. Şirketin yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde de yüksek sezonla birlikte olumlu performansını devam ettirmesi bekleniyor.
Reel sektör sıkıntılı
Gedik Yatırımın 2009 yılında reel sektör şirketlerinin bilanço beklentileri ile ilgili tespit ve tahminlerini Araştırma Müdürü Onur Mutlu 9 maddede şöyle sıralıyor:
Ekonomide toparlanmanın V değil U şeklinde olmasını bekleyen Gedik Yatırımın Araştırma Müdürü Onur Mutlu dolayısıyla bankalar haricinde şirketlerin satış ve karlarındaki iyileşmenin çok güçlü olmayacağını söylüyor. 2008in son çeyreğinden itibaren bozulmaya başlayan bilançolarda kriz öncesi satış ve karlılık düzeyine dönüşün 2010 ilk çeyreğinden önce gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını söyleyen Mutlu, reel sektör bilançolarıyla ilgili beklentilerini 9 maddede şöyle sıralıyor:
1- Gelirler azalacak.
a) Düşen talep ve ürün fiyatları nedeniyle satış gelirleri azalacak.
b) Düşen faizler nedeniyle faiz gelirleri azalacak.
2- Maliyetler aynı hızla düşmeyecek.
3- Sabit faaliyet giderleri aynı hızla düşmeyecek.
4- İştirak/gayrimenkul satarak kaynak sağlama imkanı kısıtlı olacak.
5- Finansman giderleri yükselecek.
6- Kredi verenlere karşı taahhütlerde zorlanma ortaya çıkacak.
7- Nakit akışlarında sıkıntı olan şirketlerin borç bulmakta da sıkıntıları olacak.
8- Yatırım harcamaları ertelenecek.
9- Net karlarında kayıplar artacaktır. (Beklentimiz ortalama yüzde 20 kar düşüşü)