| Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
|---|---|---|---|
| AKBNK | 58,30 | -0,68 | 303.160.000.000,00 |
| ALBRK | 7,53 | -2,46 | 18.825.000.000,00 |
| GARAN | 129,20 | -0,23 | 542.640.000.000,00 |
| HALKB | 26,98 | -1,10 | 193.845.311.573,16 |
| ICBCT | 13,36 | -0,67 | 11.489.600.000,00 |
| ISCTR | 12,32 | -0,73 | 307.999.630.400,00 |
| SKBNK | 8,10 | -4,59 | 20.250.000.000,00 |
| TSKB | 11,73 | -2,17 | 32.844.000.000,00 |
| VAKBN | 26,80 | 0,30 | 265.746.696.816,40 |
| YKBNK | 31,96 | -0,19 | 269.967.759.036,64 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

'Bu politika bileşimi çalışabilir’ iyimserliğini koruyanlar, şoke oldular. Neye mi? ‘Bekle gör’ politikası izleyeceğini düşündükleri Merkez Bankası’nın, zorunlu karşılıklardaki kabaca 4 puanlık arttırım kararına. Bir taraftan faizi indirip bir taraftan zorunlu karşılık arttırımı başlattığında, şunu yazmıştım; bu politika bileşiminin ‘sıkılaşma’ olarak adlandırılabilmesi için zorunlu karşılıkların çok daha yüksek oranda arttırılması gerekirdi.
Basit bir hesabı 17 Aralık günü bu satırlarda yazmıştım. Mantık şuydu; faiz indirimlerinin etkisini sıfırlayacak zorunlu karşılık artışı yüksek oranda olmalıydı. Hesap da ‘efektif fon maliyeti’ üzerinden yapılmalıydı. Merkez Bankası faizi yüzde 7’den yüzde 6.5’e indirdiğinde, bırakın sıkılaşmayı, sadece bu faiz indiriminin etkisini ortadan kaldıracak bir zorunlu karşılık artışı kabaca 6 puan olmalıydı. Bankanın zorunlu karşılıkları da yüzde 6’dan yüzde 12 seviyesine çekmesi gerekiyordu. Sıkılaşma sağlayabilmenin koşulu, bu zorunlu karşılık oranının üzerine çıkılmasıydı.
Üç ay sonra başa
Aralık ayında faiz indirimi ve karşılık artışı geldiğinde, yorumum; “faizlerin düştüğü ortamda, karşılıklar yoluyla önceki durumun üstünde bir sıkılaşma sağlanmasının tek yolu; karşılıkların yüzde 13’e çekilmesiyle olanaklı” olduğu yönündeydi. Daha sonra, ocak ayında da hem faiz indirimi hem de karşılık artışına devam edildi.
Aradan ne kadar süre geçti? Tam olarak üç ay. İşte Merkez Bankası’nın dönüp dolaşıp geç de olsa geldiği nokta bu. Önceki gün Merkez Bankası, zorunlu karşılık oranlarını sert biçimde yükseltti. Vadesine göre 3 ila 5 puanlık artış yapıldı. Mevduatın yoğunlaştığı bir aylık mevduata uygulanan karşılıklar 5 puanlık artışla yüzde 15’e çekildi. Aralık ayında bu vadedeki karşılıkoranlarının yüzde 6 olduğunu anımsatırım. Yani 9 puanlık bir artışa gidildi.
Bir aylık vadedeki mevduatlara uygulanan karşılık oranının 5 puan arttırılması, bankaların maliyetlerini yaklaşık yarım puan (50 baz puan) arttırdı. İşte şimdi, bankaların mevduat ve kredi maliyetleri yükselmiş, başa dönülmüş oldu. Bankaların kredi iştahı azalacaktır. Birincisi, artan maliyetle; ikincisi de, ikinci dalga büyük bir likidite daralmasıyla. Bankalar aralık ayındaki karşılık artışıyla
7.6 milyar TL, ocak ayındaki karşılık artışıyla 9.8 milyar ilave yükümlülük altına girmişti. Şimdi önceki günkü kararla, tam olarak 19.1 milyar TL daha eklendi.
Bünyeye zarar
Aşağıdaki tabloda, deneysel para politikasının aralık, ocak ve mart kararları var. Hem faiz indirimleri hem de gösterge olarak 1 aylık mevduatın faizi ve karşılık oranlarını yerleştirdim. En sağdaki sütunda ise alınan kararla geçerli hale gelen efektif fon maliyetleri yer alıyor. İşte son kararla, bir önceki duruma göre, 47 baz puanlık artış (yüzde 8.06’dan yüzde 8.53’e) sağlanmış oldu. Benim de 17 Aralık tarihli yazımda işaret ettiğim zorunlu karşılık oranı yakınına gelinerek!
İki soru ortada; birincisi, sıkılaştırma denilince neden İran Merkez Bankası gibi sadece zorunlu karşılıklara takılıp kaldık? Haydi böyle tercih ettik, neden bunu baştan zamana yayılacak biçimde kademeli açıklamayıp, üç ayda ekonomik bünyeye zarar verecek bu kadar fazla karmaşa yarattık?
UĞUR GÜRSES - RADİKAL
Şimşek: Sıkı duruş ve tedbirler dezenflasyon sürecini destekliyor
Lukoil uluslararası varlıklarını satmak için alıcılarla masada
ABD’deki büyük risk: K şeklinde ekonomi
O plan rafa kalktı, tahvil piyasası sarsıldı
Euro Bölgesi üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 büyüdü
İnşaat üretimi hızlandı: Endeks yüzde 30 arttı
Türkiye'de büyüme fren mi yapacak? İşte Deutsche Bank'ın öngörüsü
Çin ekonomisindeki yavaşlama işaretleri devam ediyor
Merkez bankaları İstanbul'da toplandı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.