BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 58,30 -0,68 303.160.000.000,00
ALBRK 7,53 -2,46 18.825.000.000,00
GARAN 129,20 -0,23 542.640.000.000,00
HALKB 26,98 -1,10 193.845.311.573,16
ICBCT 13,36 -0,67 11.489.600.000,00
ISCTR 12,32 -0,73 307.999.630.400,00
SKBNK 8,10 -4,59 20.250.000.000,00
TSKB 11,73 -2,17 32.844.000.000,00
VAKBN 26,80 0,30 265.746.696.816,40
YKBNK 31,96 -0,19 269.967.759.036,64

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomi Ekonomide 2012 senaryoları----

Ekonomide 2012 senaryoları

 Ekonomide 2012 senaryoları
21 Kasım 2011 - 02:09 www.finansingundemi.com

Kısa ve orta vadeli senaryoların arkasında mutlaka uzun dönem senaryosu olmalıdır.

Büyük resme istinat etmeyen strateji işe yaramaz. Benim senaryomda dünyada uzun sürecek ve acı vermeye devam edecek bir kriz dalgası var. Sonunun nereye varacağı da belirsiz. Çünkü büyük aktörlerin süregelen davranışları umut vermediği gibi neler yapabileceklerini kestirmek de çok zor.
Gelişmiş dünyayı artık demokrasinin yönetmekte yetersiz kalacağı bir sürece girdik. Kadere bakın ki; süreç, demokrasinin kucağında doğduğu Yunan'dan başladı. Sanki, Eski Yunan'da doğdu, yeni Yunan'da battı, der gibi. Anlayacağınız ekonomiden siyasete kadar masada her türlü senaryo var.
Arap dünyasında iktidarları hiç olmazsa 'görünürde' halklar devirirken, Avrupa'da sermaye seçilmiş hükümetleri deviriyor. Böylece her ülkeye bir Kemal Derviş bulup, istediklerini alıyorlar. Küresel sermaye demokrasiyi, açık toplumu ve bütün özgürlükleri tehdit eder hale geldi. Zaten öyle idi ancak şimdi artık bu ayan beyan ortada.
Gündem büyük sermayedarın alacaklarını garanti altına almaktan öteye gitmiyor. 2008-2009 kriz ortamında devletler, ekonomiyi canlandırmak için ve 'batırılamayacak kadar büyük' olduğu gerekçesiyle büyük sermayeyi, bankaları kurtarmak için derin bir borç sarmalına itildi. Oysa şimdi büyük sermaye devletlerin de hükümetlerin de gözünün yaşına bakmıyor. Köşeye sıkıştırmış, faiz-risk oyunu üzerinden kroşe üstüne kroşe indiriyor. 'Bindireceğin zamları, satacağın varlıkları açıkla, uygulama ve ödeme programın için yazılı taahhüt ver' diyorlar. Bunu aldılar ve alacaklar da.
Yakında birkaç aylığına Avrupa'da kısmi bir sessizlik olacak. Ancak ekonomilerin büyüme kabiliyetinin iyice kaybolduğu, bu nedenle işsizliğin artmaya devam ettiği, hem orta sınıfın hem de vergi gelirleri artamayan hükümetlerin borçlarını ödeyemez hale geldiği gerçeği yeniden masaya gelecek. Esas gümbürtü o zaman kopacak. Kriz bir katman daha derinleşecek. Kimse bana 'ne kadar da menfi bir adamsın' demesin! 2008-2009'dan beri onlarca yazı yazdık, çözüm listeleri verdik. Bunlar yapılmazsa, 2010-2011'de neleri konuşacağımızı ta o zamandan beri kaç defa tekrarladık. Şimdi o gün.
Peki, bütün bu gelişmelerin Türkiye ekonomisine etkisi ne yönde olacak? İlk olarak, en önemli gelişme büyük bir pazar daralmasının beklenmesidir. Dış ticaretin % 50'den fazlası Avrupa'ya. Avrupa seneye ne kadar mal çeker, belirsiz. Bu daralma içeride de üretim, istihdam ve geliri fena halde olumsuz etkileyecek.
İkinci olarak finansman kanalları daralacak. Artık yakın gelecekte 2006-2008 arasındaki gibi yıllık 20 milyar dolarlara yaklaşan bir doğrudan yabancı sermaye girişi olmayacak. Zaten hükümetin, özelleştirme, bankaların satılması, gayrimenkul satışı ve perakende zinciri gibi kısaca 'hazıra konma' anlamına gelenlerin satılması dışında ikna edici ve güven veren bir sıfırdan yabancı sermaye çekme stratejisi bulunmuyor. Bu konuda Kalkınma Ajansları ve Başbakanlık Yabancı Sermaye Ajansı tam bir hayal kırıklığı. Ayrıca bu ortamda uzun vadeli kredi kanalları da daralmaya devam edecek. Geriye, oynak ve pahalı kısa vadeli kanallar kalıyor. Bu kaynaktan ancak kısa vadeli tüketim finanse edilecek, yatırımlara giden kaynaklar daralacak. Maalesef yatırımsız bir dönem geliyor. Açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) da bunu söylüyor. Dış âlem artık müsait olmadığından, ustalık döneminin, hamle yerine konjonktür idaresiyle malul olması ihtimali var.
Dünyadaki borç tehdidi ve likidite daralması nedeniyle uzun süre kurlar da geri gelemeyecek. Bizim cari açık yüksek olmasaydı da Türkiye'de kurlar bu hale gelecekti. Cari açık sadece yaraya tüy dikti! Ekonomi daralırken cari açık 2012 yılında da yüksek kalmaya devam edecek. Artan kurlar ve gelen vergiler nedeniyle enflasyon da hedef patikanın dışında, çift hanenin sadece 'epsilon' kadar altında. 2012'de de hedef patikaya dönmez gibi.
Sözün özü şu: Dünya ve biz ekonomik durgunluğa doğru giderken, ekonomiyi soğutmak zorunda kalmamız, zararı faydasını geçecek bir tedbir oluyor İbrahim Öztürk - zaman

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!