'Çift haneli büyüme bekliyoruz'
Sanayi Bakanı Nihat Ergün, 2010 yılı büyüme hedeflerini açıkladı
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Kocaeli'nin Gebze ilçesinde, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) tarafından Life Port Otel'de düzenlenen iftara katıldı.
Ergün, yemeğin ardından yaptığı konuşmada, son 7.5 yılda ekonomide ve demokratikleşmede birçok başarıya imza attıklarını, Türkiye'nin gücünü ve itibarını artırdıklarını söyledi.
Türkiye'de ekonomik olarak ne olup bittiğini Gebze'den çok net bir şekilde görülebildiğini ifade eden Bakan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye ekonomisi 2003-2008 yılları arasında yıllık olarak ortalama yüzde 6 gibi yüksek bir büyüme gerçekleştirdi. Mali disipline sıkı sıkıya bağlı kalarak, enflasyon ve faiz oranlarını, ekonomik makro dengelerdeki olumsuzlukları tek haneli seviyelere kadar çekmeyi başardık. Hafızalarımız bazı şeyleri rahat unutabiliyor. Daha birkaç yıl öncesinde parasının sonu altı sıfırla dolu olan bir ülkeydik. Şimdi lira ile alışveriş yapıyoruz. Daha önce ise milyonla milyarla yapıyorduk. En küçük rakamımız milyondan oluşuyordu. Milyondan küçük bir para tanımıyorduk. Şimdi milyonu olan zengin sayılır. Paramızın para olduğunun farkına vardık. 'Bizim paramız da paraymış meğer, pul değilmiş' noktasına geldik.''
Yaptıkları çalışmalar sonucu Türkiye ekonomisinin şu an dünyanın en güven duyulan ekonomilerden biri haline geldiğine bildiren Bakan Ergün, 2002 yılında 230 milyar dolar olan gayri safi yurt içi hasılayı 2008 yılında 742 milyar dolara çıkardıklarını, 2008 yılında kişi başına düşen milli gelirin de tarihte ilk defa 10 bin doların üzerine çıktığını belirtti.
2010'DA BÜYÜME HEDEFİ
Bakan Ergün, 2009 yılında küresel kriz nedeniyle üretim rakamlarımda bir miktar gerileme olduğunu, ancak tüm dünyayı derinden etkileyen krizden Türkiye'nin yine güçlenerek çıkmayı başardığını, kaybedilen üretimi, ihracatı, istihdamı geri kazanmaya başladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 11.7 oranında Türkiye ekonomisi büyüdü. Yılın 2. çeyreğinde de çift haneli bir büyüme bekliyoruz. 2010 yılının ilk 6 ayında ortalama yüzde 10'lar civarında bir büyümeyi Türkiye ekonomisi gerçekleştirmiş olacak. Kapasite kullanımına, sanayi üretimine ihracata, işsizliğe ve bütçe performansına baktığımız zaman olumlu seyrin devam ettiğini görüyoruz. Şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye özellikle 2009'un son çeyreğinden itibaren yakaladığı başarıyı dünyada olumlu bir konjonktür varken yakalamış değildir. Dünyadaki bütün olumsuzlara rağmen bu başarıyı yakalamıştır. Bu başarıyı birçok dünya ülkesinde bütçe açıkları ve borçlar büyük yük oluştururken, işsiz oranları sürekli artarken ve ülkelerin kredi notları sürekli düşerken ve her ülkede acı reçeteler devreye sokulurken yakaladık. Bu nedenle ekonomimizin nasıl güçlü ve başarılı olduğunu ve şartların nasıl Türkiye lehine geliştiğini daha iyi anlamalıyız.''
İHRACATTAKİ ARTIŞ
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, büyümenin motorunun ihracat olduğunu, bu nedenle de ihracatı artırma çabalarının devam ettiğini söyledi. 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın 2008 yılında 132 milyar dolara kadar çıktığına dikkati çeken Ergün, ''2009'da ise ihracatımız küresel krizin etkileriyle bir miktar azalarak 102 milyar dolara düşmüştür. 2010 yılının 8. ayında yıllık ihracatımız 116 milyar dolar seviyelerini yakalamıştır'' diye konuştu.
Ergün, 7.5 yıldır gece gündüz demeden tüm dünyayı dolaştıklarını, böylece iş adamlarına yeni yollar açtıklarını, ancak çabalarının muhalefet tarafından anlaşılamadığını belirtti.
Muhalefet partilerinin ''Ne işiniz var Güney Afrika'da Brezilya'da'' diyerek kendilerini eleştirdiğini ifade eden Bakan Ergün, ''Oraya gitme buraya gitme peki bu ülke sadece dar bir alana hapsedilebilecek bir ülke mi? Sadece birkaç Avrupa ülkesine ihracat yaparak büyüyebilir mi Türkiye?'' diye sordu.
DIŞ POLİTİKA-İHRACAT İLİŞKİSİ
İş adamlarıyla yaptıkları gezilerin sonunda Afrika ülkelerine, Rusya ve Kafkasya'ya yapılan ihracatın yüzde 500-600 oranında arttığını bildiren Bakan Ergün, şunları kaydetti:
''Bu eleştirilerin bir değeri yok. Bunlar Türkiye'nin gerçeklerini bilmeyen adamların eleştirileridir. Bunlar, Türkiye'nin hedeflerinden haberi olmayan adamların eleştirileridir. Bu sözler, Türkiye'nin varması gereken yeri Türkiye'nin gücünü bilemeyen adamların sözleridir. Ama çok şükür ki iş dünyamız onlara kulak asmıyor, işine bakıyor, açılan yollardan hızlı bir şekilde ilerliyor. Türkiye'nin ihracatını ve üretimini, istihdamını artırıyor. Önemli olan da bu. İş dünyamız inanın Türkiye'yi muhalefet partilerinden daha iyi tanıyan bir kesimdir. Türkiye'nin hedeflerini gücünü onlardan daha iyi bilen bir kesimdir. Çoğu zaman onların sözlerini hayretle takip etmişlerdir. 'Allah Allah nasıl bu kadar gerçeklerden kopuk bir anlayış olunabilir' diye hayretle izlediklerini görüyoruz.''