Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 69,70 | 1,31 | 362.440.000.000,00 |
GARAN | 137,40 | 1,33 | 577.080.000.000,00 |
HALKB | 26,76 | -0,59 | 192.264.660.403,92 |
ICBCT | 15,67 | 0,64 | 13.476.200.000,00 |
ISCTR | 14,11 | 1,73 | 352.749.576.700,00 |
SKBNK | 6,94 | -3,61 | 17.350.000.000,00 |
TSKB | 13,17 | 1,31 | 36.876.000.000,00 |
VAKBN | 27,60 | 0,44 | 273.679.434.034,80 |
YKBNK | 32,08 | 0,63 | 270.981.405.190,72 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Ama göstergelerin aşağı dönmesine rağmen endeks güçlü konumunu sürdürdü. Hafta başında Akbank'ta yüzde 20 hissesi olan Citigroup, Basel III kuralları sonrası sermaye yeterliliği olarak fazla etkilenmemek için Akbank'taki hisselerini en az yarısına indirmeye karar verdiğini açıklaması endeks üzerinde etkili olan bankacılık sektörüne satış getirmişti. Daha sonra bir başka satış haberi de Ereğli Demir Çelik ortağı Arcelor Mittal'den gelmiş ve bu hisseler satış haberiyle yüzde 15 değer yitirmişti. (Kasım ayında Arcelor'un satış yapabileceği konuşuluyordu.) Bu iki arz artırıcı ve önemli satış haberinin ardından Petkim Petrokimya Holding AŞ'nin sermayesindeki Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na ait yüzde 10,32 hissenin piyasa fiyatının yüzde 35 üstüne şimdiki sahibi Azeri Socar şirketine satılması, bu iki satış haberinin ardından piyasaya moral veren bir gelişme oldu.
Piyasalarımızı yakından ilgilendiren ve son dönemde belki de yabancı yatırımcıların yeniden ülkemize dönmesine sebep olarak gösterebileceğimiz en önemli beklenti kredi not artışı olacak. 2011 yılında söz verildiği halde yükseltilmeyen kredi notumuz ile ilgili kredi derecelendirme kuruluşları yine ayrı telden çalmaya devam ediyorlar. Ancak sanıyorum bıçak sırtında gözüken son durum, aşağıya veya yukarıya doğru bir adım atılacağını gösteriyor. Umarım Türkiye'nin son aylarda Avrupa'nın yaşadığı borç krizine ve Arap Baharı'nın ilk dönemdeki olumsuz etkilerine karşın ihracatını çeşitlendirerek artırma başarısı göstermesi, geçen hafta açıklanan dış ticaret açığında gözle görülür oranda iyileşme yaşanmasına etken oldu. Şimdi aynı başarı 11 Nisan'da açıklanacak cari açık verisinde görülebilirse malum kredi derecelendirme kuruluşları petroldeki fiyat yükselişlerine rağmen not artışını gündeme alabilirler. Eğitimde ve sosyal güvenlik alanında reformlar bu iyileşme ile birlikte Türkiye'yi olumlu etkileyebilir. 2012 başlarında özellikle dünya ekonomisinin gittiği yön piyasaları korkutsa da ilk çeyrek sona erdiğinde görünen ılımlı iyimserliğin devam ettiği yönünde. Yunanistan krizinin şimdilik de olsa arkada bırakılması, olası İspanya sıkıntısını erteleyebilir.
Bu hafta Avrupa liderleri IMF'nin de şart koştuğu Euro Bölgesi Kurtarma Fonu'nun genişletilip genişletilmeyeceği konusunda önemli bir toplantı yapacaklar. Genişleme yönünde karar alınması, finans piyasalarında yeni bir etki yapabilir. İçerde ise salı günü açıklanacak mart ayı enflasyon verilerinin yanı sıra haftanın ilk günü piyasaların yakından izleyeceği 2011 yılı Türkiye GSYİH verisi öne çıkacak. Haftanın ortasında Avrupa Merkez Bankası toplantısı ve alınan kararlar, haftanın son günü ise ABD istihdam verileri kısa vadede iç ve dış piyasalara yön verecek en önemli veriler olarak göze çarpıyor.
Dış ticaret açığında yaşanan olumlu gelişme ve 11 Nisan'da açıklanması beklenen cari açık ile ilgili beklentiler, iyimserliği artırırken Borsa'da 63 bin puanın net alımlarla aşılıp aşılmayacağı da oldukça önemli. Zira endeks 60 bin puanın üstünde tutunuyor ama teknik göstergeler satış baskısına işaret ediyor. Bu durumdan kurtulması için endeksin 63 bin puanın üstüne atması önemli. Nisan ayında şu ana kadar açıklanmayan konsolide 12 aylık bilançolar ve sonrasında yönetim kurullarının genel kurullara teklif edeceği kâr payı ödemeleri beklenti oluşturuyor. Sonrasında ise mayıs ayında açıklanacak 3 aylık performanslar satın alınmaya başlanacak. Genellikle mayıs ayına kadar yükseliş yönünde hareket eden Borsa'nın aynı performansı gösterebilmesi, yabancı yatırımcıların tavrına bağlı gözüküyor. Sonuç olarak, Türkiye'nin not artışının söz konusu olabilmesi için başta cari açık ile ilgili toparlanmanın yaşanması bekleniyor. İhracattaki artış oranı ve ithalattaki yavaşlama, bu yönde umutlu olmamızı sağlıyor.
Altın fiyatları, istikrarsız bir seyir izleyebilir
2000-2011 yılları arasında sürekli yükselerek rekorları altüst eden ons, geçen yıl haziran ayında 1.921 ons/dolara kadar yükselerek tarihi bir seviyeye ulaşmıştı. Adeta altına hücum edilmiş, yüksek fiyatlardan birçok yatırımcı daha önce belki de yarı fiyata pahalı bularak sattığı altına yönelmişti. 2011 yılı Haziran ayından bu yana ise altın fiyatları 1.520-1.800 dolar aralığında dalgalanmaya devam ediyor. Geçen yıl sonunda 1.550 dolar seviyelerde bulunan altın, 3 aylık süre sonunda yüzde 6 yükselerek 1.669 dolar seviyesinden kapattı. Hafta içinde 1.700 dolara ulaşan ons, hızlı bir düşüşle 1.650 doların altına kadar gerilemişti. Altın fiyatlarındaki bu istikrarsız seyir, son 10 yılda sürekli yüzde 10 civarında büyüyen Çin başta olmak üzere 2012 yılında büyümelerde belirgin bir yavaşlama olabileceğinden kaynaklanıyor. Merkez bankalarının önceki yıllarda çeşitlendirme maksatlı alımlarının yavaşlaması ve alım gücündeki yavaşlama, altındaki yükselişin hızını kesmiş gözüküyor.
Hindistan'daki grev faktörü de şimdilik altının yeterli talebi görmemesine bir sebep olarak gösterilse de altın fiyatlarını baskıda tutan asıl sebep, fiyatların halen geçen yılların ortalamalarının çok üstünde olmasında yatıyor. Orta ve uzun vadede 1.900 dolar aşılamadığı sürece yeni bir yükseliş trendi başlaması oldukça zor. Kısa vadede ise 1.700-1.630 aralığı bir süre daha dalgalanmanın devam edeceği aralık olarak göze çarpıyor. Gerilemelerde geçen yılın dip seviyesi 1.523 dolar oldukça önemli. Kısa vadede 1.634-1.627 dolar alım, yükselişlerde 1.700-1.715 direnç noktaları olarak değerlendirilebilir.
selim ışıklar -zaman
yabancı payı hep % 62-63 arası ne zamandır, alım falan yok, çapraz al-satla borsayı yükseltiyorlar yanlızca
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.