BORSAYI IMF BEKLENTİSİ TUTUYOR

Borsa'da düşüşü IMF ile anlaşma beklentisi engelliyor SELİM IŞIKLAR İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), 2009 yılına 27 bin puandan başladıktan sonra dünya borsalarındaki çöküş hareketinin sürmesi sebebiyle 22 bine kadar geriledi. Ulusal 100 endeksi, yıl başına göre yüzde 35, marta göre yüzde 65 yükseldi. Birçok hissede artış oranı yüzde 100'leri buldu. Bu yıla girilirken sık sık vurguladığımız endeks ve hisse yükselişleri beklentilerimiz doğrultusunda gerçekleşirken gelinen noktada Borsa'da tahminlerimizi de aşan gelişmeler oldu. Daha sağlıklı bir piyasanın varlığını sürdürebilmesi için endekste bir düzeltme yaşanması gerektiğini düşünüyoruz. Geçen haftaki analizimizde gelişmekte olan piyasaların gelişmiş piyasalara oranla bu yıl çok daha iyi performanslar gösterdiğini tablolarda belirtmiştik. Başta Çin borsası olmak üzere gelişmekte olan borsalar ortalama yüzde 30-40 aralığında artışlar sağlarken mart ayına göre artış oranları yüzde 70'lere yaklaştı. Bu borsalar geçen yılın büyük kayıplarını neredeyse telafi etmek üzereler. Özetle gelişmekte olan borsalar 2007 sonunda başlayan düşüş trendini sona erdirerek çok hızlı bir şekilde krizden çıktılar. ABD ve Avrupa borsaları için aynı durum söz konusu olmadı. Kısmi toparlanma ve tepki hareketi mahiyetinde kalan yükselişlere rağmen bu borsalar halen yıl başına oranla geri kalmış durumda. Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasaları bekleyen en önemli tehlike hisse fiyatlarının kriz öncesi değerlerine yaklaşmış olması ve 4 aydır belirgin bir düzeltme hareketinin gerçekleşmiş olmamasıdır. Rusya borsasının son haftalarda girdiği düşüş trendi, önümüzdeki günlerde benzer düşüşlerin yaşanabileceğinin bir işareti olabilir. Rus borsası yıl içinde 840 seviyesinden 1.907 puana kadar yükseldiyse de son haftalardaki büyük kayıplarla 1.200 puana kadar gerilemiş durumda. Benzer düşüş hareketi başlarsa İMKB endeksinde de ciddi kayıplar söz konusu olabilir. İMKB'yi halen IMF ile yapılacak anlaşma beklentisi ayakta tutuyor. Bu beklenti nedeniyle bir süredir dış piyasalardan farklı tepkiler veren borsa diğerlerinden ayrıştı. Özellikle son haftalarda belirgin bir hal alan ayrışmanın devam edip etmeyeceğini ve endeksin sert bir hareketle geri gelip gelmeyeceğini kısa bir süre sonra görmemiz ihtimali iyice yükselmiş durumda. Değerlendirmek için belki erken ama böyle bir düşüş trendinin başlaması durumunda endeks 30 bin puanın altına sarkar mı yoksa kar satışları daha üst bir bölgede alıcıları çeker mi bunu tahmin etmek oldukça zor. Ancak 36 bin puan aşağı kırılırsa 33 bin puan hatta 30 puan sınırına kadar bir düşüş hareketi benim için sürpriz olmayacaktır. Son haftalarda bir patinaj havasının, daha çok hisse bazında hareketlerin öne çıktığı bir eğilimin söz konusu olduğu Borsa'nın 'yükselemeyen borsa düşer' mantığıyla hareket etmesi, daha güçlü bir ihtimal olarak ortada duruyor. Başta banka hisseleri olmak üzere otomotiv sektöründe bazı düzeltme hareketleri göze çarpsa da endeks halen kritik 36 bin puanın üstünde hareket etse de teknik göstergeler satış baskısına işaret ediyor. Yaklaşan 6 aylık bilançolar sektörel bazda bazı hareketleri gündeme getirse de önümüzdeki günler borsaların diken üstünde hareket edeceği ve alım için yeni fırsatların çıkmasını beklediği günler olacaktır. ÖTV ve KDV indirimlerinin bilançolara nasıl yansıdığı ve şirketlerin krizden çıkış döneminde nasıl bir performans gösterdikleri bu bilançolarda görülecektir. BİRLEŞEN ŞİRKETLERDE DEĞİŞİM ORANINA DİKKAT! Şirket birleşmeleri artıyor. Park Elektrik-Ceytaş, Arçelik-Grunding, Akal Tekstil-Aksu Tekstil, Yatırım Finansman Yatırım Ortaklığı-TSKB Yatırım Ortaklığı gibi birleşmeler, son yıllarda şirket birleşmelerinin hızlandığını gösteriyor. Vergi avantajı, verimlilik artışı ve rekabette öne geçmek gibi nedenlerle yapılan şirket birleşmeleri önümüzdeki dönemde de Borsa'ya damgasını vuracak gibi. Ayrıca Borsa kotundan çıkma isteğinde olan şirketlerle ilgili gelişmeler önümüzdeki günlerde gündeme oturacak. Özellikle şirket birleşmelerinde yatırımcılar birleşme oranı kavramını çok iyi anlayamadı. Son olarak Arçelik-Grundig birleşmesinde yaşananlar bunun delili niteliğinde. Zira açıklanan birleşme oranına göre ya Arçelik hissesinin Borsa'da işlem gördüğü fiyat çok ucuzdu ya da Grundig hisse fiyatı pahalıydı. Birleşme gününe kadar açıklanan orana göre Arçelik hisseleri yüzde 20 iskontolu ve Grundig hisseleri yüzde 20 pahalı işlem görüyordu. Belki birçok yatırımcı bu durumun farkında değildi ve yapması gerekeni yapmadı. Bu nedenle Borsa'da birleşecek hisseleri elinde bulunduran hissedarların daha dikkatli olmasında fayda var. SPK ve genel kurullar tarafından onaylanmış birleşmelerde açıklanan birleşme oranını dikkatle takip ederek buna göre işlem yapılırsa yüzde 20-30 kazanç elde etmek mümkün. Amerikan borsaları yine mi gerileyecek? fDow Jones başta olmak üzere ABD borsaları mart ayından temmuza kadar yüzde 35 yükseldi. Batma noktasına kadar gelen Citibank hisseleri 2,5 kat, Bank Of America hisseleri ise tam 5 kat prim yaptı. Aynı şekilde General Motors hisseleri bu dönemde 2 kat, JP Morgan hisseleri ise 2,5 kat yükseliş gösterdi. Bu çıkışlara rağmen bu şirketlerin 2007 yılında ulaştıkları piyasa değerlerinden halen çok uzak oldukları, yükselişin şimdilik tepki mahiyetinde olduğu görülüyor. Mart ayında büyük bir çöküş içindeyken 6.000 puan sınırından dönerek 9.000 puana kadar yükselen Dow Jones endeksi, son gelen verilerin olumsuz olması nedeniyle 8.200 puanı aşağı kırdı. Teknik göstergelerin satışı onayladığı bu düşüş hareketi önümüzdeki haftalarda Dow Jones endeksini 7.700 puana kadar geri çekebilir. ABD borsaları veri akışındaki olumsuz seyrin sürmesi kadar banka ve sorunlu otomotiv şirketlerinin borçlarını geri ödemelerindeki durumu yakından izleyecektir. Mart ayından bu yana yükselerek yorulan endeksin ihtiyacı olan bu düzeltme hareketinin bir süre daha devam etmesi normal karşılanmalıdır. Bu düzeltme hareketi kısa bir süre devam ederek ikili dip arayışı izlenimi verecek ve 7 binli seviyelerden tekrar yukarı dönecektir.