Borsayı 60.000 heyecanı sardı
Borsada ağırlıklı olarak banka hisselerine gelen alımla başlayan yükseliş tarihi zirve seviyelerine ulaştı
Gözde Yeniova / Mine Zeybekoğulları / Ekonomist
İMKB Ulusal-100 Endeksi geçen hafta tarihi günlerini yaşadı. 29 ayın zirvesine çıkan endeks 25 Mart Perşembe gününü rekorla kapattı. Gün sonunda yüzde 3.46 prim gören endeks, 57.045 puandan kapandı. Endeks en son 1 Kasım 2007'de 57.331 puandan kapanış görmüştü. İMKB tarihinde görülen en yüksek rakam ise 58.864 olmuştu. Borsa tarihinin en yüksek seviyesi olan bu rakama 15 Ekim 2007'de ulaşılmıştı.
Endeks, geçen hafta bu tarihi zirvesine çok yaklaştı. Peki piyasadaki bu yükselişin nedeni ne? İşte bu kapak haberimizde endeksteki birden bire ortaya çıkan yükselişin altında yatan nedenleri, endeks beklentilerini, bu seviyeden hangi hisselerde pozisyon alınması gerektiğini ve önümüzdeki sürece yönelik beklentileri araştırdık.
Endeksteki bu çıkışın nedenlerine geçmeden önce piyasalardaki gelişmeleri ve beklentileri aktarmak istiyoruz.
Yardım paketi
Geçen hafta yurt dışında durgun seyreden piyasalarda en önemli gündem maddesi Euro bölgesinde zor durumda olan ülkelerin kurtarılma süreciydi. Avrupa Birliğinin Yunanistana destek vereceğini bir kez daha yinelemesi ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) likidite operasyonlarında kriz nedeniyle gevşettiği teminat koşullarını 2011de de uygulanacağını açıklamış olması, yükselişte etkili olan gelişmeler olarak ortaya çıktı.
Euro bölgesi liderleri, haftalar süren görüşmelerin ardından ağır borç yükü altında bulunan Yunanistan'a sunulacak yardım mekanizması konusunda geçen hafta anlaştı. Varılan mutabakata göre, Yunanistan ağır zorluklarla karşılaşırsa Euro bölgesindeki ülkelerden eş güdümlü ikili kredi ve IMF'den parasal yardım alabilecek. Paketin 20-22 milyar Euro tutarında olabileceği söyleniyor.
Endekste 60.000 hedefi
Yurt dışındaki kurtarma sürecinin yanı sıra yurt içinde ise siyasi gelişmeler ön planda. Hazırlanan Anayasa paketinin onay süreci ve referandum, gündemi oldukça meşgul edecek faktörler olarak önümüzde duruyor. Anayasa paketinin özellikle yabancı yatırımcılar tarafından belirsizliği ortadan kaldırıcı bir unsur olarak algılandığı yönündeki görüşlerin yanı sıra bunu siyasi tansiyonu artıracak bir faktör olarak gören uzmanlar da var. Bu nedenle o tarafta yaşanacak yeni gelişmeler yakından izlenecek.
Öte yandan yine erken seçim söylentileri ve AKPye açılması olası kapatma davası da siyasi gerginliği tetikleyecek başka gündem maddeleri olarak gösteriliyor. Tüm bu gelişmeler ışığında endeks, geçen haftayı 56.*** seviyesinden kapattı. Tarihi zirvelere yaklaşan endekste önümüzdeki döneme ilişkin hedef için ise 60.000 seviyeleri konuşuluyor. Bu nedenle yatırımcıların önümüzdeki dönemde hisse seçiminde nasıl pozisyon alacağı çok önemli olacak. Ancak hisse seçimi yaparken analistler yurt içi ve yurt dışında etkili olacak gelişmelerin de yakından izlenmesini öneriyor. Şimdi çıkış trendinde olan endeksin kısa vadede ara ara yapılacak düzeltme hareketleri olsa da bu yönünü devam ettirmesi bekleniyor. Peki son çıkışın altında yatan neden neydi?
Çıkışta Garanti etkisi
Banka hisseleri, borsadaki çıkışın ardındaki itici güç oldu. Sanayi hisselerinin yükselişe katılımı çok sınırlıydı. Ağırlıklı olarak yabancı yatırımcılar geçen hafta bankalarda pozisyon alarak İMKByi yükselttiler. Bu alımlarda bankaların krizden etkilenmemesi ve açıklanacak ilk çeyrekte karlarının iyi geleceği beklentisi öne çıkıyor. Bunun dışında en önemli faktörlerden biri olarak ise Garanti Bankasındaki yabancı ilgisi gösteriliyor.
Garanti Bankasındaki General Electric paylarının satışına yönelik ilginin yüksek olduğu yönündeki haberler, bankalara olan ilginin devam ettiğini gösterdi. Dolayısıyla bu sektöre de alım getirdi. Fitchin bazı Türk bankalarının kredi notlarını yatırım yapılabilir seviyeye çekmiş olması ve IMFsiz bir ortamda sağlanan sendikasyonlar da sektörüne ilişkin beklentilerin öncelikli fiyatlanmasını sağladı.
Bankacılık sektörü hisselerinde Mart 2010da başlayan toparlanma ile birlikte söz konusu sektör endeksinin, sanayi sektörüne göre oldukça güçlü bir ivme yakaladığı görülüyor.
Acar Yatırım Araştırma Müdürü Zeynel Balcı, Para girişi banka hisselerinde hareket yarattı ama diğer hisselere yayılmış değil. Bunda ise bankaların ilk çeyrek bilançolarının iyi gelecek olması, Vakıfbank ve Akbankın sendikasyon yenilemesine gitmesi etkili oldu diyor.
Garanti Bankasına olan yabancı ilgisinin sektörde hala yabancıların ilgisi olduğunu gösterdiğini söyleyen A Yatırım Araştırma Müdürü Seyfullah Esen de bu yüzden bankalara alım geldiğini ifade ediyor.
Hisse önerileri
Oluşan görece yüksek performans paralelinde bankacılık sektörü Mart ayı içerisinde sanayi sektörüne göre yüzde 15 yüksek performansa ulaştı. Bu paralelde portföylerde önümüzdeki dönemde ise bankacılık sektöründen sanayi sektörüne doğru tercih değişimi ön plana çıkabileceği öngörülüyor. Meksa Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Özgür Yurttaşseven, bankacılık endeksinin ulaştığı seviye itibariyle portföylerde değişim yaşanabileceğini ve yatırımcı tercihlerinin daha defansif davranma eğilimi ile bankacılık sektöründen sanayi sektörü hisselerine yönelebileceğini düşünüyor.
Dolayısıyla endekste hisse bazlı hareketin devam ettirmesi bekleniyor. Beklentilere göre faiz düşük kalacak ve döviz piyasası da yatay seyretmeye devam edecek o nedenle borsada pozisyon alınabilir. Analistlere bu çıkışta ucuz kalmış diğer hisseler önümüzdeki dönemde tercih edilebilir. Bu nedenle biz de yılbaşından 25 Mart Perşembe tarihli rekor seviyeye kadar geçen dönemde en çok prim yapmış ve ucuz kalmış hisseleri bir tablo haline getirdik. Yandaki sayfada bunu inceleyebilirsiniz. Analistlerin bu dönemde önerdiği hisseler arasında ise beyaz eşya, otomotiv, holdingler dikkat çekiyor. Özellikle İMKB 30daki sanayi ve hizmet hisselerine yönelik beklentiler yüksek. Hisse olarak ise Aygaz, Turcas Petrol, Tofaş Oto ve Vestel Beyaz Eşya önerilenler arasında yer alıyor.
Beklentilerâ¦
59.000-60.000 seviyesini nisan ayı içerisinde görülme ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu söyleyen Ekspres Yatırım Genel Müdürü Haldun Alperat, Ancak yatırımcılar özellikle birinci çeyrek kar rakamları ertesinde bütün dünyadaki hisse senetlerinde ciddi bir kar realizasyonuna hazır olmalı diyor. Alperat, yeni açılan pozisyonlar için ise mutlaka stop loss seviyesi belirlenmesi ve uygulanması gerektiğine dikkat çekerek haziran ayındaki muhtemel referandumun piyasa önünde önemli bir engel olduğunu ifade ediyor.
Turkish Araştırma Müdürü Mehmet Baki Atılal, siyasetin ön plana çıkacağı bir dönemde volatilitenin yükselecek olmasının yatırım stratejisini belirlerken sürenin de kısalmasına neden olduğuna dikkat çekiyor. Atılal; dolayısıyla yatırımcıların önümüzdeki 3-4 aylık süreçte yatırım enstrümanlarından sepet oluşturmasını, faizlerin ve dövizin seyrine dikkat etmelerini buralarda bir bozulma gördüklerinde realizasyona gitmelerini öneriyor.
Atılal, diğer taraftan ise siyasi gerginliğin aşılması halinde endeksin hedefinin kar realizasyonları ile birlikte 62.500 seviyeleri olmasını bekliyor.
A Yatırım Araştırma Müdürü Seyfullah Esen de, bundan sonraki dönemde de yükselişin süreceğini düşünüyor. Endekste 60.000 hedef seviyesi olduğunu ifade eden Esen, Önümüzdeki dönemde bankalar dışında tüm hisselerde özelilikle İMKB 30daki sanayi ve hizmet hisselerinde yine alımlar olacak diyor.
TL dirençli
Avrupada Yunanistanın sorunlarını çözmeye yönelik anlaşmaya varılması ve genel olarak küresel piyasalardaki iyimserlik, borsa dışında faiz, döviz cephesinde de yansımasını buldu. Bu arada Merkez, faiz silahına direnecek başlıklı haberimizden faizlere ilişkin daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Tekrar geçen haftaya dönecek olursak son gelişmeler nedeniyle faizler yüzde 9un altına gelirken, yine Avrupadaki gelişmelere ve paritedeki harekete bağlı olarak 1.55 seviyelerine çıkan dolar/TL de 1.54ün altına geriledi. Bundan sonra dövizdeki hareketin seyrinde, yine yurt dışı gelişmelerin nasıl bir yön izleyeceği belirleyici olacak. Ancak, Türk Lirasının dirençli olduğu vurgusu yapılmaya devam ediyor. TLde zaman zaman sert değer kayıpları yaşansa bile bu değer kaybı kalıcı olmuyor ve kur toparlanıyor. Dolar/TLdeki son hareket de buna paralel yorumlanıyor.
Siyasi gerginlik, IMF ile anlaşma olmaması gibi gelişmelerin ardından bile kurun içeride 1.55i aşmakta zorlandığına dikkat çekilirken, geçen hafta dolar/TLde görülen seviyelerin kurun üst ve alt hareket sınırları açısından fikir verici olduğu değerlendirmeleri yapılıyor.
Bununla beraber, paritede dolar lehine trendin sürmesi durumunda dolar/TLnin 1.56 seviyesine kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Bu da olumlu havanın devam etmemesi durumunda kurda sınırlı bir değer kaybına işaret ediyor.
Tek başına dolar yerine sepet
Özellikle böyle zamanlarda TLnin performansını döviz sepetine göre değerlendirmek gerektiği, her seferinde dikkat çekilen bir diğer nokta. İş Yatırım yurt içi piyasalar müdür yardımcısı Yasin Demir, Yatırımcıların pariteye yönelik bir beklentisi yoksa tek başına dolar alıp satmak yerine, Türk Lirasına karşı hem Euro hem dolarla işlem yapmak daha doğru olacaktır. Aksi takdirde Türk Lirası ile ilgili beklentiler gerçekleşse bile parite yüzünden terste kalmak söz konusu olabilir diyor. Döviz cinsi yatırımlar için bir alternatif olan Eurobondlar ise, halen iyi bir seçenek olarak görülüyor.
Faizlerdeki hızlı gerilemelere ve Avrupa ekonomilerinde yaşanan sorunlara karşı, Türk Eurobondlarında çok önemli bir bozulma olmadığına dikkat çekilirken, sayılan iki tehdit var. Bunlardan ilki, içeride artan siyasi riskin fiyatlara olumsuz yansıması. Diğeri ise, özellikle ABD doları ile ilgili faiz politikalarının beklenenden önce yukarı yöne dönmesi. Bu iki durumda Eurobond faizleri yukarı çıkabilir ancak her iki ihtimal de düşük görülüyor. Yasin Demir, düşük de olsa bu ihtimalden kaçınmak için Eurobondlardan çıkılması durumunda alternatif yatırım imkanlarının pek olmadığını, bu yüzden Eurobondların performansı konusunda olumlu beklentilerini koruduklarını aktarıyor.
Sıfır faizde altın tercihi sürecek
Piyasalarda hızlı değişimlerin yaşandığı dönemlerde kurtarıcı olan altın, paritedeki sert hareketlerin etkisi altında. Ancak, ekonomilere ilişkin belirsizlikler bir taraftan devam ederken güvenli sığınak olmaya devam ediyor. Eurodan yaşanan çıkışların bir kısmı altına yöneliyor ve Avrupadaki sorunlar devam ettikçe bu yönelişin süreceği beklentisi var. ABD Merkez Bankası FEDin düşük faiz politikasına devam edeceğini her fırsatta tekrarlaması, altına yatırımcı talebinin devam edeceğinin başka bir göstergesi kabul ediliyor.
Fiyat düşüşlerinde Uzakdoğu ve Hindistandan fiziksel talep geldiği belirtilen altın fiyatları, şu an 1.080-1.1130 bandında gidip gelen bir görünüm arz ediyor. Fiyat üst bant hareketi yaptığında talebin kesilerek satıcıların ağır bastığını ifade eden Garanti Bankası Hazine bölümünden senior dealer Alper Kalyoncu, altının ons fiyatının 1.030 dolar direncini kırması durumunda 1.220 dolar zirvesine doğru hareketine devam edeceği tahminini yapıyor. Olası gerilemelerde 1.050 dolar seviyesinden tekrar talep gelmesiyle birlikte tutunma beklenirken, uzun vadede altının yönünü yukarı çevireceği öngörüsü geçerliliğini koruyor.
Kısa vadede fiyat düştükçe alım yapılmasının, 1.130 dolar üzerinde ise satış yapılmasının uygun olabileceğini belirten Kalyoncu, ABD 'de faizler sıfır seviyesinde kaldıkça yatırımcıların altını tercih edeceklerini söylüyor. Kalyoncuya göre, FEDin sıfır faiz politikası devam ettikçe, borsalarda yükseliş sürerek emtiaları da yukarı taşıyacak. Ancak FED faiz artırımlarına başladığında dolar daha çok tercih edilecek bir yatırım aracı olacak.
Olumlu trend devam edebilir
Nergis Kasabalı / Ata Yatırım Araştırma Müdürü
Olumlu kredi büyümesi ve faizlerin son bir hafta 10 gündür aşağı yönlü seyri ile bankacılık sektörü ilk çeyrek bilançolarının tahminlerin üstünde geleceği beklentisi sektör hisselerini hareketlendirdi. Sektör hisselerinin bir süredir İMKBnin gerisinde performans göstermiş olması da hareketi destekleyen başka bir faktör oldu. Ağırlıklı yabancı alımlarından kaynaklandığı söylenen bu yükselişe biz hem yerli hem de yabancı yatırımcıların katıldığını düşünüyoruz.
Önümüzdeki dönemde bankacılık sektöründe kısa dönemde olumlu trend bir süre daha devam edebilir; endeksi de biraz daha yukarılara 60.000e doğru sürükleyebilir. Yatırımcıların bu seviyelerde dikkatli olmalarını, bundan sonraki yükselişleri acele etmeden yavaş yavaş kar realizasyonu için değerlendirmelerini öneririz.
Sanayi hisseleri portföylerde olmalı
Erkan Savran / Ak Yatırım Araştırma Müdürü
Endekste hedef seviyelere yakın bir seyir söz konusu, son hareketle birlikte değerlemeler açısından maksimum yüzde 10 civarı bir yer kalmış gözüküyor. Bu noktadan sonra hedef değerlerin yukarı yönde revizyonu için beklentilerden daha güçlü bir toparlanmanın gerçekleşiyor olması gerekir ki, şu an için böyle bir revizyona gerek olmadığını düşünüyoruz. Bunun en önemli nedeni, makro tarafta ekonomik toparlanmanın kademeli ve yavaş gerçekleşiyor olması.
Endekste kısa vadede 60.000li seviyeler denenebilir. Ancak, bu seviyelerin aşılmasının kolay olmayacağını düşünüyorum. Artı, önümüzdeki donem politik belirsizliklerin artma olasılığının yüksek olduğu bir dönem (potansiyel referandum, kapatma davası açılacağı ile ilgili basında yer alan spekülasyonlar, secim senaryoları, vs.). Kısa vade için banka kağıtlarında trade denenebilir. Orta vade için temeli güçlü, ekonomik toparlanmaya duyarlı, sanayi hisseleri mutlaka portföylerde yer almalı.
Yabancılar beklemekten vazgeçti
Reşit Toygar / Akbank Genel Müdür Yardımcısı
Piyasalarda pozitif bir hava doğunca, faiz biraz fazla aşağı gitti. Bu tabii alıcı ve satıcı taraflar arasında belirleniyor ancak yüzde 9un altını doğru görmüyorum pek. Alımlar durulunca yüzde 9un üzerine tekrar çıkar diye düşünüyorum ama çift hane beklentim yok. Yeni gösterge kağıtta bileşik faiz 9.30-9.40 seviyesinde oluşabilir.
Tahvil piyasasında yabancı alıyor, yabancı girişinde sorun yok. Bakıldığında son bir haftada yaklaşık 1.5 milyar lira alım yapmışlar. Bu ani ortaya çıkan yabancı ilgisini biz de anlamaya çalışıyoruz. Şöyle bir şey var; bunlar 6-7 aydır faiz yukarı gidecek diye bekliyorlar, bu da gerçekleşmiyor. Daha fazla beklememeye karar verip, artık pozisyon almak gerekir diye düşünmüş olabilirler.
UZMAN GÖRÜŞÜ
Halil Reçber / Anadolu Yatırım Stratejisti
İlk hedef 60.000, ikincisi 62.000
Endeks, ilk adımda 60.000 seviyesini hedef yaptı. Ardından mayıs ayı içinde 62.000 seviyesi ikinci adım hedef olarak izlenebilir. Normal seçim süreci çerçevesinde ise İMKB-100 hedef seviyemizin, 2006-2009 yıllarını dikkate aldığımızda 48.000-58.000 bant bölgesi üzerinde 70.000 olacağını söyleyebiliriz.
Anayasa değişikliği ile geçmiş dönemde oluşan bu risklerin ele alınıyor olması, başta parti kapatmalar olmak üzere diğer önemli politik risk olarak görülen birçok konu, Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde, yüksek fiyatlamada itici güç olarak önemlidir. Politik riskler arttığında piyasalar nasıl negatif etkilendiyse, son durumda algılama anayasa değişikliği ile olumlu algılanıyor. Anayasa değişikliği ile bir takım politik risklerin ortadan kaldırılması gündemde olacağı için ve bu risklerin ortadan kalkması ihtimaline karşılık, yukarıda bahsetmeye çalıştığımız algılama, yabancı ve yerli yatırımcı tarafından fiyatlanırken, pozitif algılanmaya da daha duyarlı. Bunlar, endeksin 62.000 ve seçim tarihine 10 ay kala ise 70.000-73.000 bölgesine gitmesi için itici güç oluşturacak. Bu risklerin ortadan kalkması ile anayasa değişikliği süreci boyunca, özellikle İMKBde ve piyasalarda olumlu hava esmeye devam edecektir.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN RİSK FAKTÖRLERİ
Piyasalardaki genel beklenti endeksin ara ara düzeltmeler olsa da 60.000 seviyesine çıkacağı yönünde. Ancak analistler, bu süreçte yaşanacak gelişmelere paralel olarak bazı risklere dikkat çekiyor. Risklere yol açacak gündem maddeleri bu nedenle yatırımcılar tarafından takip edilmeli. İşte o riskler;
⢠Piyasaların tercihi anayasa değişikliği gibi gerginliğe yol açacak gelişmelerin hiç olmaması, seçimlerin normal zamanında yapılması, siyasi istikrarın korunması yönündeydi; şimdi bunların test edildiği süreç başlayacak.
⢠Bu hafta ile birlikte siyasi etmenler nedeniyle dalgalanmanın artacağı bir sürece girilmesi bekleniyor. Anayasa değişikliğinin tartışılmaya başlanacağı, bu tartışmaların siyasetin yeniden gerilmesine neden olup olmayacağını öne çıkacak.
⢠Referandum halinde ya da bunun yol açacağı bir erken seçim ihtimalinde olabilecekler tartışılacak.
⢠IMF çıpasının da olmadığı bir ortamda mali dengelerin nasıl korunacağı bulunmaya çalışılacak.
⢠Özellikle Wall Street'te Şubat 2010'dan bu yana sürdürülen iyimserliğe ilişkin önümüzdeki dönemki eğilim, global piyasalar açısından da belirleyici olacak.
⢠Şubat 2010'dan bu yana özellikle ABD'den gelen olumlu makro veriler ve şirket haberleri, global anlamda hisse piyasalarını destekleyen ana unsur. Buna karşın şimdilik Avrupa kaynaklı risklerin etkisinin de azalmış olması küresel iyimserlik görüntüsünü besliyor.
⢠FED'den önümüzdeki aylarda piyasalardaki likiditeye ilişkin gelebilecek yeni ayarlamalar ve/veya Avrupa'nın risk potansiyeline sahip ülkeleri Portekiz, İrlanda, İspanya kaynaklı olası olumsuz haberler piyasalarda düzeltme sürecini tetikleyebilir.