Borsada hisse değişimi başladı

Neredeyse sekiz aydır soluksuz yükselerek 54 bin puandan 87 bin puana ulaşan borsada geçen hafta dalgalı bir seyir izlendi.  Hâlâ piyasaların ana beklentisi, ikinci bir kuruluştan daha yatırım yapılabilir ülke notu alabilmek. Bu sebeple Moody’s’in not artışı ile ilgili vereceği her sinyal oldukça önemli. 28 Ocak’ta yapacağı konferansta not artışı açıklamayacağını söyleyen Moody’s, neden piyasaların buna hassas olduğu bir anda böylesi bir açıklama yaptı ve yanlış anlaşıldığını söyleyip çark etti bilinmez ama neredeyse bu beklentiler sebebiyle sekiz ayda 30 bin puan yükselen borsa, ilk ciddi uyarıyı yatırımcıya vermiş oldu.    
 Zaman gazetesi yazarı Selim Işıklar, bu haftaki köşe yazısında kar satışları gelebileceğini ancak piyasadaki yükseliş trendinin devam ettiğini yazdı. "2007-2010 yılları içinde iki kez dolar bazında 50 bin seviyesini yakalayan İMKB, bir kez daha 2013 yılının ilk ayında bu zirveye yaklaşmış oldu" diye yazan Işıklar yatırımcılar için şu uyarılarda bulundu:
    Dünya ekonomilerinin toparlanmaya başlaması ve son olarak Avrupalı bankaların 2011 yılı sonunda ECB’nin LTRO vasıtasıyla almış oldukları kredileri başarılı bir şekilde geri ödemeye başlamaları gibi haberler Avrupa borsalarına ilgiyi artırırken Türkiye’de kazanılan paranın bir kısmının da geriye dönmeye başlayabilir olduğu unutulmamalıdır. Belki de bu yüzden cuma günü artan Avrupa borsalarına giden paranın bir kısmı oldukça kârlı oldukları Türkiye’den kısa bir süre için gitmiş de olabilir.
    Sonuç olarak, piyasalarımız 2012 yılının özellikle ikinci yarısından itibaren yabancı etkisi ile sınırlı sayıda banka ve holding hisseleriyle yükseldi. Yükselemeyen sanayi hisselerine de sıçramaya başlayan bir süreç yaşanıyor. Ancak endeks, önemli bir doyum noktasında ve bunu hazmetmesi gerekiyor. Bu hazmetme sırasında temettü ve sermaye artışı beklentisi yüksek hisselere geçiş olma ihtimali cuma günü biraz daha kendini gösterdi. Son dakika satışları kısmen geneli etkilese de durum böyle. Beklenti sürdüğü sürece geri çekilmeler kâr satışı şeklinde ve düzeltme olarak algılanmalıdır. Yeni bir yükseliş dalgası bu düzeltmelerden sonra gerçekleşebilir.
Avrupalı bankaların uzun vadeli refinansman operasyonu borçlarını kapatmaya başlaması pariteyi yükseltti. Avrupa Merkez Bankası (ECB), 2011 yılı sonunda, 3 yıl vadeli ltro (uzun vadeli refinansman operasyonu) kapsamında Avrupa bankalarına verdiği borçların erken ve beklenenden yüksek miktarda geri ödenmeye başlanacağını açıklayınca borsalar hızla yükseldi. Parite geçen yıl şubat ayı sonunda gördüğü en yüksek seviyeye yaklaşarak 1,3453’ten kapattı. Teknik görünüme baktığımızda yükselişin sürmesi 1,3485’in yukarı kırılmasına bağlı gözüken Euro/dolar paritesinde orta vadede 1,42 beklentisi kuvvetlendi. ECB’nin ‘beklenenden önce ve yüksek miktarda geri ödeme’ açıklaması, Avrupa bankalarının toparlanmaya başladığının bir sinyali olarak algılanıyor. İlk etapta 80 milyar Euro’luk bir geri ödeme ve sonrasında 150 milyar Euro’luk ödemeyle ilk operasyonda aldıkları 490 milyar dolara yakın kredinin önemli bir kısmını kapatmaları bekleniyor. Sonuçta faizler üzerinde yukarı baskı yaparak Euro’nun yeniden değerlenmesine yol açan son durum borsaları da olumlu etkilemiş gözüküyor. Bir anlamda ünlü spekülatör George Soros’un ‘faizler yükselmeye başlayacak’ tezini de doğrulayan bir gelişme olarak görülebilir. Paritenin önümüzdeki haftalarda 1,3530 seviyelerine kadar yükselmesi sürpriz olmayacaktır. Geri çekilmelerde ise 1,3260 seviyeleri yine destek noktası olarak öne çıkacaktır. Orta vadede ise 1,42 seviyesindeki hedef için öncelikle 1,38’in aşılması gerekiyor.