Borsa coşar
Piyasalar kısa vadede iki önemli gelişmeye endekslenmiş durumda.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası da dünya borsaları içinde pozitif yönde ayrışan birkaç borsadan biri oldu. Bu yıl önemli borsaların neredeyse yüzde 90'ının değer kaybına uğradığı bir dönemde İMKB endeksinin hala yükselişte olması her şeye rağmen önemli bir başarıdır.
Öncelikle dünya borsalarını ve bundan sonra olabilecekleri tahmin etmeye çalışalım. 2010'da başta Çin olmak üzere birçok borsa geçen yıla göre önemli kayıplarla karşı karşıya kaldı. Ekonomilerde belirgin bir toparlanma yaşanmasına rağmen borsalar buna negatif tepkiler verdi. Ekonomilerinin yüzde 11,9 büyümesine rağmen Çin borsasının neden yüzde 27,2 değer kaybettiğinin cevabını bulursanız kayıpların yaşanma sebebini kavrayabilirsiniz.
Sermaye piyasalarında beklentiler önce satın alınır. Geçen yıl ekonomiler ve önde gelen şirketler uçurumun kenarına geldiğinde borsalarda 2010 hatta 2011 yılı büyüme beklentileri satın alınmıştı. Birçok borsada yıllık getiriler yüzde 50'yi aşmıştı. Çin borsasının 2009 yılı getirisi yüzde 80'i bulmuştu. Çin borsası geçen yıl ağustos ayından bu yana parasal sıkılaştırma tedbirleri sebebiyle tedirginlik içinde hareket ediyor ve hala düşüş trendini sürdürüyor.
Avrupa borsalarında Yunanistan borsasının yanı sıra İspanya ve İtalya borsalarında da önemli kayıplar söz konusu. ABD, Japonya ve Latin Amerika borsaları da düşüşten fazlasıyla nasibini almış durumda. Yılın ikinci yarısında özellikle temmuz ayında dünya borsalarının zayıf hacimli bir ralli yapma ihtimali bulunuyor. Ama genel düşüş eğilimini değiştirecek bir yükselişten bahsetmenin zor olduğu görüşündeyim. Türkiye'ye dönecek olursak pozitif yönde ayrıştığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. ABD borsası Dow Jones endeksiyle mayıs ayından beri paralel bir düşüş yaşansaydı İMKB endeksinin şu an 45 bin puan sınırında olması gerekirdi.
TÜRKİYE NEDEN POZİTİF YÖNDE AYRIŞTI?
Birincisi Türkiye'nin IMF ile stand-by yapmamasına rağmen kendi orta vadeli programını oluşturup mali kuralı ortaya koyması. İkincisi Türkiye'nin dünyada kredi notu artış trendinde olan birkaç ülkeden biri olması. Son olarak belki de en önemlisi bankacılık ve finans sisteminin tıkır tıkır çalışması ve bankalarının her geçen gün piyasa değerinin artması. 2001'de 1 milyar dolar etmeyen 4 büyük bankanın piyasa değeri 60 milyar dolara ulaştı. 2003'te aktif büyüklüğü 100 milyar dolar olan bankacılık sisteminin 1 trilyon dolara adım adım yaklaştığı ve dünyada ilgi odağı olduğu bir dönemdeyiz. Sadece bankacılık sistemi değil, havayolu şirketleri başta olmak üzere birçok sanayi şirketi de son yıllarda piyasa değerlerini katlamış durumdalar.
Özetle 2010'un sermaye piyasaları açısından dış borsalara oranla daha pozitif olduğu, siyasi riskler sebebiyle piyasaların baskı altında kaldığını söylemek mümkün. Yarın Anayasa Mahkemesi'nden referandum ile ilgili bir karar beklentisi içine girdi piyasalar. Edindiğim bilgiler kararın 10-15 gün kadar sarkabileceği, zira raporların henüz okunmadığı ve sürecin birkaç hafta sonra belli olacağı şeklinde. Kararın ne yönde çıkacağını tahmin etmek henüz mümkün değil ama yatırımcıların muhtemel bir olumsuzlukta nasıl bir tepki vereceği oldukça açık. Cuma günü banka hisselerine gelen alımlar muhtemel not artışının yakın olduğunu gösteriyor. Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karara odaklanan piyasalar muhtemel coşkuyu sürekli erteliyor.
Dow Jones 10 binde tutunabilecek mi?
Dünya borsalarının genelinde olduğu gibi Amerikan borsaları da 2010 yılının ilk yarısında yüzde 7-8 değer kaybetti. Yıl içinde gördükleri zirvelere göre ise kayıplar yüzde 18'e yaklaşmış durumda. Dow Jones endeksi son 8 ayın en düşük seviyesi olan 9.686 puandan kapandı. Nasdaq, Standart and Poors'ta haftalık kayıplar yüzde 5,92-5,03, Dow'da ise 4,51 oldu. Dow Jones sanayi endeksinin 2009 yılının Mart ayında 6.400 puandan 13 ayda 11.200 puana kadar yükseldiğini, bu noktada düzeltme hareketinin başladığını görüyoruz. Son iki ayda aşağı baskıların hızlanmasıyla yaklaşık yüzde 14 değer kaybeden lokomotif endeksin satış sinyalini sürdürdüğünü görüyoruz. Bu noktada bu düşüşü alım fırsatı olarak mı görmek uygun yoksa büyük düşüş hareketinin daha başları olarak mı görmek gerekir. İkinci çeyrek bilançoları bağlandı ve önümüzdeki haftalarda bilançolar akmaya başlayacak. Bu sebeple Dow Jones, büyük ihtimalle 9.400-8.900 puan aralığında denge bularak önümüzdeki günlerde yeniden 10 bin puanı aşmaya çalışacaktır. Ama 11 bin puanı yeniden yakalaması şu an için oldukça zor. Daha uzun vadede ise 8.200 puana kadar geri çekilme riskleri de göz ardı edilmemelidir.
SELİM IŞIKLAR - ZAMAN