Avrupa'da gergin saatler

Euro Bölgesi'nin kader toplantısı öncesinde liderlerden art arda açıklama geldi. İngiltere "Çıkarımıza uyarsa" derken Almanlar anlaşmanın zor olduğunu söylüyor. Yunanistan ise eurodan çıkmamakta kararlı.
Euro Bölgesi'nin kaderini belirleyecek olan liderler toplantısı öncesinde olumlu hava art arda gelen açıklamalarla yerini karamsar ve gergin bir bekleyişe bıraktı. Her kafadan bir sesin çıktığı toplantı öncesi hayal kırıklığı yaşanacağı da piyasalara hakim oldu. İngiltere Başbakanı David Cameron, "Euro krizinin çözümü için yapılacak anlaşma değişikliğine ülkesinin çıkarlarına uymazsa onay vermeyeceklerini" açıklaması yaptı. Cameron Times gazetesindeki makalesinde, İngiltere'nin önceliğinin krizin çözülmesinin yanı sıra, AB pazarı ve İngiltere'nin finans servis sektörünün korunması olduğunu kaydetti. Euro krizinin çözüm arayışlarında görevinin 'İngiltere'nin çıkarlarını korumak' olduğunu belirten Cameron, "İngiltere AB üyesi. AB'nin kurumları tüm üye ülkelere ait. Tek pazarda olmaktan fayda sağlıyoruz, bu pazarı korumalı ve genişletmeliyiz" ifadelerine yer verdi.
BORSALARA ALMAN GÖLGESİ
Alman yetkililerden ise toplantıdan sonuç alınmasının zor olduğu yönünde açıklamalar geldi. Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'nın, Avrupa Birliği Liderler Zirvesi'nden çıkacak sonuçlara ilişkin karamsarlığını ortaya koyması ve bir yetkilinin Almanya'nın Euro Bölgesi'nin geçici ve kalıcı kurtarma fonlarının birleştirilmesi önerisini reddettiğini söylemesinin ardından Avrupa borsaları kazançlarını iade etti ve düşüşe geçti. Euro Bölgesi'nden çıkıp çıkmayacağı tartışılan Yunanistan Başbakanı Lukas Papadimos ise tartışmalara "Yunanistan Avrupa'ya aittir" sözleriyle nokta koydu. Öte yandan Fransa ve Almanya, Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'a gönderdikleri mektupta, Birlik çapında kurumsal vergi tabanı belirlenmesini, finansal işlemlerden vergi alınmasını ve istihdamda yeni bir çerçeve kurulmasını istedi.
SP AB'NİN NOTUNU İZLEMEYE ALDI
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) dün AB'nin "AAA" olan kredi notunu olası bir indirim için izlemeye aldı. S&P, AB'nin borçlarını yeniden ödemesini desteklemede Euro Bölgesi ülkelerinin finansal yeterliliğine odaklanacağını açıkladı.
MERKEL KARİKATÜRLERİ AVRUPA BASININDA
Zirve öncesi Merkel ve Sarkozy'nin karikatürleri Avrupa basınının sayfalarını süsledi. Guardian gazetesi, Merkel'i Salome olarak, İngiliz Daily Telegraph gazetesi de süperkadın olarak çizdi. Sunday Times, Merkel'i Alman birası servis eden garson şeklinde sayfalarına taşıdı . İtalyan Libero gazetesi ise Merkel'in yüzüne bir Hitler bıyığı kondurmuştu.
IMF'DEN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ÖVGÜ
Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye ile 4'üncü madde gözden geçirmelerini tamamladı. IMF, Türk ekonomisinin 2011'in ilk yarısında güçlü büyüme göstermeye devam ettiği, ancak büyüme oranının, zayıf sermaye girişleri nedeniyle 2012'de hızla yüzde 2'ye düşmesinin beklendiğini açıkladı. Açıklamanın "arka plan'' başlıklı bölümünde, Türk ekonomisinin, bir önceki 10 yılda uygulanan yapısal reformlar ve yenilenmiş politika çerçevelerinin semeresini gördüğü belirtildi. Enflasyonun 2011'in sonunda yüzde 9.5'a ulaşmasının tahmin edildiği, bu seviyenin yüzde 5.5'lik hedefin üstünde olduğuna işaret edildi. Dıştan finanse edilen talep patlamasının Türkiye'nin direncini zayıflattığı da kaydedilen açıklamada, İcra Kurulu Direktörlerinin Türkiye'yi, küresel kriz sırasındaki becerikli ekonomi yönetiminden dolayı kutladığı belirtildi.
FT, AB'YE IMF'NİN TÜRKİYE REÇETESİNİ ÖNERDİ
Avrupa Merkez Bankası'nın, zordaki AB ülkelerini, IMF aracılığıyla fonlaması olasılığına ilişkin tartışmalar sürerken Financial Times gazetesi, IMF'nin 2001 krizi sırasında Türkiye'ye yaklaşımını alternatif olarak gösterdi. Financial Times'taki, Avrupa Merkez Bankası fonlarının borçlu AB ülkelerine IMF aracılığıyla sağlanması önerisine ilişkin görüşlerin aktarıldığı John McDermott imzalı haberde, IMF desteğinin, borçlanacak ülkenin piyasalara erişimi kaybetmesinden sonra sağlanması halinde etkisinin azaltılacağı savlarına yer verildi. Haberde buna karşın işin içinde IMF'nin bulunmasının daha iyi olacağı da savunuldu.