Altın için 2.000 dolar hayal değil
Avrupa ülkelerindeki borç krizi geçen hafta altının onsunun 1.200 dolara yükselmesine neden oldu
ÜZEYİR DOĞAN / Para Dergisi
Avrupa ülkelerindeki borç krizi geçen hafta altının onsunun 1.200 dolara yükselmesine neden oldu. Dolar değerlenirken, euro zayıfladı. Düzeltmeler olsa da altında çıkışın, euroda ise düşüşün sürmesi bekleniyor...
YUNANİSTANDAKİ krizin diğer Avrupa ülkelerine de yayılacağına dair endişeler piyasalarda tansiyonun yükselmesine neden oldu. Geçen hafta altın yükselirken, euro ise dolar karşısında değer kaybetti. İç piyasada dolar tekrar 1.60 lira seviyelerini zorladı, faizler de uzun bir aradan sonra ilk kez çift hanelere yükseldi...
Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean-Claude Trichetnin Yunanistan konusunda beklenen mesajları vermemesi, euronun dolar karşısında 14 ayın en düşüğüne gerilemesine neden oldu. Borsalar da değer kaybetti.
Trichet, Euro Bölgesi devletlerinden doğrudan tahvil satın almayı düşünmediklerini açıkladı. Bunun üzerine piyasalarda, Avrupalı yetkililerin, Yunanistanın borç krizinin yayılmasını engellemek için yeterli adımları atmayacağı yorumları güç kazandı. ECBnin Yunan tahvili satın alması durumunda, Atina hükümetine mali kaynak sağlanmış olacaktı...
İşte bu kaygılarla birlikte euro dolar karşısında değer kaybederek, 14 ay sonra ilk kez 1.26 seviyesinin altını gördü. Peki bundan sonra neler olacak? Altındaki yükseliş sürecek mi? Euro, dolar karşısında değer kaybetmeye devam edecek mi?..
ENFALASYON VE KRİZ
Enflasyon ve ekonomik kriz beklentisi... Bu iki kavram tarih boyunca altın fiyatlarında sert yükselişlere neden olan temel makroekonomik gelişmelerin başında yer alıyor. Nedeni ne olursa olsun sürecin enflasyona ya da ekonomik krize işaret etmesi altın fiyatlarının sert bir şekilde yükselmesine neden oluyor.
Şimdi de uzun vadede enflasyon endişeleri altın fiyatlarındaki artış beklentisini canlı tutuyor. Son birkaç haftada Euro Bölgesine yönelik endişeler altın fiyatlarında sert yükselişlere neden oldu. Son birkaç hafta yaşanan sert yükselişte ise bu iki etkenden biri yani ülkelerin borçlarını ödeyememe riskinin ortaya çıkardığı ekonomik kriz beklentisi rol oynadı.
Global kriz atlatıldı atlatılacak derken, Avrupada Yunanistanla başlayan ülke borçları sorunu gündeme bomba gibi düştü. Önceki aylarda kısaca PIGS adıyla anılmaya başlayan Portekiz, İtalya, Yunanistan ve İspanyanın borç sorunları uzun süre daha piyasalarda tansiyonu yükseltecek gibi görünüyor. Bu ülkeler içinde default riski en yüksek olan ve AB ve IMFnin tarihi yardım sözüne karşın bir türlü istikrar kazanamayan Yunanistanın ardından diğer ülkeler için de benzer spekülasyonlar üretilmeye başladı. Kredi derecelendirme kurumlarının sert not indirimlerine maruz kalan Yunanistandan sonra diğer ülkelerin de notlarının indirileceğinin gündeme geleceği beklentisi ABde finansal piyasalardaki istikrarı zedeliyor. Spekülasyonlar sadece not indirimleriyle de sınırlı değil. Yunanistanın ardından birçok ülkenin borç ödeme sıkıntısına girebileceği ve AB ile IMFnin kapısını çalabileceği de söylentiler arasında. Euro Bölgesinde liderlerin krizin derinliğini anlayamamış olmaları ve önlem almakta gecikmeleri tam bir kaos havası oluşturdu. Tüm bu söylentiler finansal piyasalara olan güveni zedelerken, yatırımcıların klasik tabiriyle güvenli liman olarak gördükleri altına sığınmalarına neden oluyor.
Bu süreçte Euro Bölgesindeki sıkıntılar euronun diğer para birimleri karşısında erimesine neden olurken, global kriz nedeniyle parasal genişlemede tavan yapmış olan ABD Dolarına da güven düşük seyrediyor. Ülkelerin iflasının konuşulmaya başlandığı bu günlerde tahvillere olan ilgi de düşerken, hisse senedi piyasaları çok hızlı kan kaybediyor. Borç krizinin yeni bir global kriz ve buna bağlı olarak durgunluk başlatabileceği endişesi genel olarak emtia fiyatlarında da gerilemeye neden oluyor. Tüm bu karamsar tablo içinde altın ışıldamaya devam ediyor.
ALTIN İÇİN UZUN SOLUKLU DÜŞÜNÜN
Geçen hafta altın fiyatlarında yaşanan sert yükselişten sonra bu hafta içinde piyasalarda bir miktar sakinleşme olabilir. Böyle bir durumda fiyatlarda bir miktar geri çekilme yaşanabilir. Altına yatırım yapmak isteyenlerin kısa vadede bu riski göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Yani kar realizasyonlarına hazırlıklı olunmalı. Olası bir geri çekilmenin de çok iyi bir alım fırsatı yaratmaktan öteye gidemeyeceğini ve altının uzun vadede (en azından 1-2 yıl) yatırımcısına çok yüksek kar fırsatları sunabileceğini söyleniyor. Fakat Euro Bölgesinden her kafadan bir ses gelmeye devam eder ve piyasaların istediği güven verecek adımların atılmasında geç kalınırsa altın fiyatlarında bu tür bir gerileme beklemek yanlış olur. Bu nedenle altın yatırımcılarının bu hafta içinde Euro Bölgesi liderlerinin yapacağı açıklamalar dikkatle takip etmeasinde fayda var. Altında yeni dönem stratejilerine değinmeden önce geçen hafta yaptığımız yorumu sizlerle paylaşmak istedik.
İLK HEDEF 1.220 DOLAR
Yeni haftaya gelince... Altında ilk hedef olan 1.200-1.220 dolar aralığı geçen hafta test edildi. Şimdi kısa vadede bir sonraki aşamada 1.270 dolar aralığına kadar bir çıkış daha gerçekleşebilir. Fakat bu oranda bir çıkış için pozisyon almak yerine beklemede kalarak 1.270 direncinin de aşılıp aşılamayacağının izlenmesi ya da olası bir düzeltmeyi beklemek daha doğru olabilir. Bu nedenle çok kısa vadede (birkaç gün ya da hafta) 1.230 doların aşılmasıyla 1.270 dolara kadar olacak bir çıkış hedeflenebilir. Ancak asıl yükseliş sinyalinin 1.270 doların üzerine tutunması durumunda ortaya çakacağı söyleniyor. Bu durumda orta vadeli hedef olarak gördüğümüz 1.350-1.400 dolar aralığına olacak bir hareket erkene alınmış olacaktır. Bu nedenle 1.270 doların aşılmasıyla birlikte alım yapanların kar realizasyonu için bu seviyeleri beklemeleri doğru bir adım olabilir. Olası bir düzeltme hareketinde ise 1.100 dolar altında kalıcı bir hareket oluşması olasılığını düşük görüyoruz. Bu nedenle biraz daha orta ve uzun vadede alım yapmayı düşünenler, olası bir gerilemede bu seviyelerden ortalama bir maliyet yapabilirler.
2.000-2.500 DOLAR ARALIĞI...
Geçen hafta 1.200 dolar direncini aşan altında, uzun vade için bu fiyatların dahi düşük olduğu dile getiriliyor. Buna temel olarak da satın alma gücü paritesine göre altının düşük fiyatlandığı gösteriliyor. Buna bir de önümüzdeki bir iki yıllık süreçte enflasyonist sürece geçileceği beklentisi eklenince altın fiyatlarında yukarı yönlü potansiyelin devam ettiği görülüyor. Birçok analiste göre de altın fiyatlarının birkaç yıllık vadede gideceği seviyeler 2.000-2.500 dolar aralığı olarak gösteriliyor. Bizler de bu görüşü destekliyor ve altının uzun vadede ışıldamaya devam ettiğini düşünüyoruz.
DOLAR 1.65 TL OLABİLİR
Peki euro/dolar paritesi nasıl bir seyir izleyecek? Geçen hafta Avrupada yaşanan gelişmelerle birlikte euro/dolar paritesi 1.2520 seviyelerine kadar geriledi. Daha sonra toparlanan parite tekar 1.27 seviyelerini gördü. Uzmanlar artık paritenin çıkışını değil ne kadar düşeceğini konuşuyor. Orta vadede yönün aşağı olduğunu düşünen uzmanlara göre, parite 1.2395leri görebilir. 1.2395lerin üzerinde kalınması durumunda ise düzeltme alımları gelebilir. Ancak parite tekrar 1.31lerin üzerine çıkmadıkça satışların süreceği öngörülüyor. Bu seviyelerin üzerindeki düzeltmelerde ise düşük bir olasılık olsa da 1.3250ler görülebilir. Euroda kısa vadeli direnç 1.3005-1.2805, destekse 1.2480-1.2340 seviyelerinde bulunuyor.
Dolar/TL de bu gelişmelerden nasibini alıyor. Çok değil iki hafta önce doların 1.45 TLye kadar gerileyeceğin öngörülüyordu. Geçen hafta ise 1.60 liralara dayandı. Doların bu çıkışında, hem uluslararası piyasalarda euronun değer kaybetmesi hem de hisse senedi piyasalarındaki satışlar etkili oldu. Uzmanlara göre, doların 1.60 TLye kadar yükselme olasılığı var. Ancak bu, hisse senedi piyasalarındaki düzeltmenin bir süre daha devam etmesine bağlı. Aksi takdirde 1.55-1.60 bandı bir süre daha geçerli olabilir.
Altına nasıl yatırım yapılabilir?
Fiziki olarak altın almanın yanında altına yatırım yapmanın birçok yolu var. Buna karşın fiziki olarak altına yatırım yapılmak isteniyorsa, işçilik masrafı az olan cumhuriyet altını, çeyrek altın, Ata lira, gramlık külçeler gibi enstrümanların seçilmesinde fayda var. Bunun haricinde birçok banka yatırımcılara vadesiz altın hesabı ya da birikimli altın hesabı açma imkanı tanıyor. Vadesiz altın hesabı, gram bazında altın almanızı sağlayan bir depo hesap türü⦠Vadesiz altın hesabı sayesinde, TL ya da dolar karşılığı kadar gram altın alınabiliyor ve alınan bu altınlar banka güvencesinde saklanıyor. Birikimli altın hesabı da benzer hizmeti sunmakla birlikte, önemli farkı, verilen talimatla kredi kartından ya da hesaptan belli bir tutar çekilerek düzenli olarak altın alınması ve bu şekilde bir birikim yapma imkanının tanıması. Birçok bankada bu işlemler için hesap işletim ücreti de alınmıyor. Bu şekilde yapılan yatırımda hem saklama hem de işçilik masrafı ortadan kalkmış oluyor.
Bankalarda vadesiz altın hesabı açtırmanın yanında altın fonlarını alarak altına yatırım yapmak da mümkün. En çok bilinen altın fonlarının başında ise İMKB'de işlem gören Goldist (GLDTRF) yatırım fonu geliyor. Goldist, yatırımcılara uluslararası piyasa koşullarında altın alış ve satış imkanı sunuyor. İMKBden herhangi bir hisse senedi alım satımında farkı olmayan Goldistte her bir pay (lot) ile yaklaşık 1 gram altın dünya altın fiyatı üzerinden alınmış oluyor. Alınan altınlar İstanbul Altın Borsası'nda fiziki olarak da saklanıyor. Goldist aracılığıyla altına yatırım yapabilmek için herhangi bir aracı kurumda veya İMKB'de işlem yapma yetkisine sahip bir bankada yatırım hesabı açtırmanız yeterli.
Altına yatırım yapmanın bir diğer yolu da Vadeli İşlemler Borsasından (VOB) altın sözleşmesi almak. 100 gram 995-1.000 saflıkta rafine edilmiş külçe altına dayalı sözleşmelerin işlem gördüğü borsada fiyatlar 1 gram altının Türk Lirası cinsinden değeri olarak veriliyor. Sözleşmeyi almak için yatırılması gereken tutar 400 TL. Bu 400 TLlik sözleşme size 100 gram altının fiyat değişiminden kaynaklanan kar ve zarara ortak olmanızı sağlıyor. Burada aynı zamanda altın fiyatlarının düşüşünü öngördüğünüzde, elinizde altın ya da sözleşme olmasa da satış yönünde (short) pozisyon alarak, altın fiyatlarındaki gerilemeden de kar sağlayabiliyorsunuz. Bu işlemleri yapmak için Vadeli İşlemler Borsasında işlem yapma yetkisi olan bir aracı kurumda hesap açtırmanız gerekiyor.
Uluslararası piyasalardan da altın alım satımı yapmak mümkün. Bunun için yurtdışı emtia piyasalarında işlem yapma imkanı tanıyan aracı kurumlarımız mevcut. Bu aracı kurumların sağladığı platformlar aracılığıyla, İMKB ya da VOBda işlem yapar gibi yurtdışı borsalarda da (emtia borsaları dahil) işlem yaparak altın ve diğer emtiaları da alıp satmak mümkün.
GÖRÜŞLER
Banu KIVCI TOKALI / Destek Türev Genel Müdür Yardımcısı
Altının yükselişi sürecek
Global trendle ilgili öngörülerin sürekli yön değiştirdiği ekonomik ortamda altın, yatırım araçları arasında fiyat hareketleri açısından farklılık arz ediyor. Krizden hızlı toparlanma senaryolarının destek bulması ve artan risk iştahıyla diğer emtialarla birlikte güçlenen altın fiyatları, büyümeye yönelik endişelerin belirmesi ve bu endişelerin risk algılamasında artışa neden olması durumunda güvenilir yatırım aracı işleviyle yine yükseliyor. Bunun en çarpıcı örneğini, Euro Bölgesi ülkelerinde borçların artacağı senaryolarıyla gördük. Altının onsu 1.200 doların üzerine kadar çıktı.
Yükseliş yönündeki trendi destekleyen temel faktörlere; yükselen kamu borçları ve üretim maliyetleri, finans sektörünün talebi, merkez bankalarının net alıcı pozisyonları, Hindistan başta olmak üzere mücevherat olarak gösterilen ilgiyi de eklemek mümkün.
1.222 doların üzerinde kapanış olması durumunda altın alımları hızlanabilir. Yükselişin sürmesi için düzeltmelerin 1.184 doların üzerinde kalması gerekiyor. 1.184 doların altında 1.172 dolar civarı test edilebilir. Ancak yönün aşağı dönebilmesi için 1.154 doların altında kapanış olmalı. Kısa vadede 1.205-1.225 dolar bandı satış hareketlerini beraberinde getirebilir. Ancak bu hareket çok kapsamlı bir düzeltme şeklinde gerçekleşmeyebilir.
Gökhan ŞEN / Ata Portföy Yönetimi Uzmanı
Altın 1.226 doları deneyebilir
Altın fiyatlarındaki yükselişi tamamen global borç sorunlarıyla ilintili görmek lazım. Ülkeler borçlarında ödeme zorluğu yaşadıkça ve buna bağlı olarak para birimleri değer kaybettikçe bu para birimleri cinsinden altın değer kazanıyor. Sonuçta altın, para birimleriyle rekabet ediyor ve onlara alternatif oluyor.
Ülkelerin borç yapılarına ilişkin sorunlar sürdükçe altında kısa vadeli ataklar görmek mümkün. Yukarı yönlü hareketlerde psikolojik 1.200 sınırından sonra 1.226 seviyesi hedef olabilir. Altında kısa vadeli fırsatları değerlendirmeye çalışırken, genel problemlere karşı bir koruma olarak tutma fikri göz ardı edilmemeli.
Kısa vadede piyasadaki gelişmeler yakından takip edilmeli. Ülkelerin borç krizine ilişkin haberlerin altın fiyatlarını destekleyeceği unutulmamalı. Orta vadeli haber akışının temelini ise muhtemelen enflasyon/deflasyon ikilemine ait haberler oluşturacaktır. Diğer taraftan, borç krizinin 2011 yılına sarkma ihtimali de altın fiyatlarını desteklemeye devam edecektir. Uzun vadeye bakınca ise baz senaryo olan ekonomik toparlanmayla birlikte kontrol altında bir enflasyon resminin finansal piyasalara da istikrar getireceğini ve altın fiyatlarının hissedilir ölçüde düşeceğini tahmin ediyoruz.
Osman SARAÇ / İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili
Yatırım portföylerinin sigortası
Yurtdışındaki gelişmeler, endişeler ve diğer hususlar bir araya geldiğinde altının kolay kolay gözden düşecek bir yatırım aracı olmadığı görülüyor. Hatta yatırım portföylerinin sigortası olarak bir kez daha kendini gösterdiği söylenebilir.
Piyasa oyuncularının genel beklentileri, 2010 yılında da altının piyasalardaki gelişmeler doğrultusunda inişli çıkışlı bir seyir izleyeceği yönünde.
Başta ABD olmak üzere önde gelen ülkelerin yılın ikinci yarısında faiz oranlarını yükseltme ihtimali ve düşüşte olan gayrimenkul fiyatları da önemli etkenler arasında. ABD ekonomisinin ve halkının tüketim alışkanlıkları ve halen yüksek oranda borçlu olmasının global ekonomide yarattığı baskı, Avrupa Birliğindeki Yunanistan gibi bazı ülkelerin mali krize girmesi ile euronun baskı altında kalması, Çin ekonomisindeki büyümenin sağlam ve sürdürülebilir olup olmadığına dair endişeler... Bunlara ek olarak Venezüella, Afganistan, İsrail, Pakistan gibi ülkelerde terörist faaliyetlerin ve savaşın meydana getirdiği jeopolitik risk gibi hususları bir araya getirdiğimizde, altının kolay kolay gözden düşecek bir yatırım aracı olmadığını ve hatta yatırım portföylerinin sigortası olarak bir kez daha gücünü ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.