Alan da satan da memnun
Yüksek enflasyon ve faizler nedeniyle uzun yıllardır hareketsiz olan özel sektör tahvilleri yeniden gündemde yer alıyor
Özel Sektör Tahvillerinde alan da satan da memnun
Türkiyede sınırlı olan finansal piyasalardaki yatırım alternatifleri, faizlerin düşüşüyle artmaya başladı. Yüksek enflasyon ve faizler nedeniyle uzun yıllardır hareketsiz olan özel sektör tahvilleri (ÖST) yeniden gündemde yer alıyor. Piyasa koşullarının ve yasal düzenlemelerin etkisiyle 2010un ilk sekiz ayında yaklaşık 1,5 milyar TLlik ihracın önü açıldı. Bu yıl sonunda rakamın 2 milyar TLye çıkması bekleniyor.
Kıvanç Özvardar / Ekonomist
Gelişmiş sermaye piyasalarında banka kredilerine alternatif olarak kullanılması yaygın olan ÖSTler, faizlerde düşüşe ve SPKnın yaptığı yeni düzenlemelere bağlı olarak yeniden gündeme geliyor. Finansal koşulların yanı sıra özellikle 2010 yılının başından itibaren ihraç limitleri ve SPK kayıt ücretleri gibi konularda alınan Bakanlar Kurulu kararları ve döviz cinsi tahvil ihracına yönelik çalışmalar, özel sektör tahvil piyasasının gelişiminin mevzuat yönünden de desteklendiğine işaret ediyor.
Son yıllara bakıldığında 1994 sonrası 2005 yılında uzun bir aradan sonra gerçekleştirilen 13 milyon liralık ilk ÖST ihracı, piyasalar açısından umut verici oldu. 2006 yılında iki şirketin toplam 120 milyon TL'lik ihraç gerçekleştirdiği ÖST piyasasında, 2007 yılında üç şirket 5 işlemde 290 milyon TL, 2008 yılında dört şirket 270 milyon TL, 2009 yılında beş şirket 8 işlemde 290.4 milyon TL ihraç gerçekleştirdi. Bu yıl ise 11 şirketin 19 işlemde 1 milyar 545.5 milyon TL'lik ihraç işlemi oldu.
Kredibilite ön planda
Tahvil ihracına aracılık eden kurumlardan Finans Yatırım Danışmanlığı Birim Yöneticisi Berna Özdemir, son aylarda yükselen trendin nedenini, bankalardan kredi almakta zorlanılması, kredilerin yüksek maliyetli olması ve Hazine bonosu ve devlet tahvillerinin getirisinin düşük faizler nedeniyle düşmesi olarak tanımlıyor.
Ancak ÖSTlere kurumsal yatırımcıların ciddi risk analizi ile yaklaştığını belirten Özdemir, tahvilin getirisinden ziyade değerlendirme önceliğinin tahvil çıkartan şirketin iş planı, risk ve nakit akımının ile şirketin kredibilitesinde olduğunda dikkat çekiyor.
Bireysel yatırımcılar için ise tahvilin getiri oranının belirleyici olduğunu söyleyen Özdemir, Tahvili çıkartan şirketin ismi de bireysel yatırımcılar için önem arz etmekle birlikte, bireysel yatırımcılar kurumsal yatırımcılar gibi şirketin risk analizini yapmamakta. Bu noktada, bono faizleri düşerken mevduat faizlerinin düşmemesi özel sektör tahvillerine olan bireysel yatırımcı ilgisini sınırlamakta diye konuşuyor.
Zamanlama önemli
Akfen Holding Genel Müdürü Süha Güçsav, 2008 yılından sonra bu yılın mart ayında gerçekleştirdikleri ÖST ihracına beş kat talep gelmesinde yalnızca faiz oranının değil, doğru zamanda ve piyasanın kabul edebileceği rakamlarla ihraç stratejisinin etkili olduğunu açıklıyor.
Yatırımcılar açısından Türkiyenin en büyük sorunlarından birini dövizle yatırım yapma zorunluluğu olduğuna işaret eden Güçsav, ayrıca özel sektörün TL cinsinden 5-7 yıl gibi orta ve uzun vadede tahvil ihracı ile finansman yaratabileceği modellerin oluşması gerektiğinin altını çiziyor. Güçsav, vadeler TL cinsinden uzadığı takdirde piyasanın da derinleşeceğini ifade ederek, bu noktada uluslararası ve yurtiçi piyasalarda istikrarınönemli bir etken olacağını dile getiriyor.
Koşullar uygun
Tahvil ihracında bulunan kurumlardan TSKB Hazine, Yatırım Bankacılığı ve Dış İlişkilerden sorumlu genel müdür yardımcısı Şeniz Yarcan ise gerek kurumsal, gerekse bireysel yatırımcının içinde bulunduğu düşük faiz-yüksek getiri arayışının ihraçlara talebi olumlu etkilediğine işaret ediyor.
Talebin daha çok yurtiçi kurumsal müşteriler ve özellikle portföy yönetim şirketlerinde yoğunlaştığını vurgulayan Yarcan, yasal düzenlemelerin tamamlanmasıyla uygun piyasa koşullarının oluştuğu görüşüne katılıyor.
2010 yılında yakalanan ivmenin istikrarlı ekonomik koşulların korunduğu takdirde artarak devam edeceğine olan inançlarını belirten Yarcan, TSKBnin özellikle orta vadeli TL kredi talebindeki hıza bağlı olarak bono ihraç etme yolu ile kaynak sağlanacağını da sözlerine ekliyor.
Güven esas
Finansal esnekliklerin artırıldığı mevcut konjonktürde ihraçların talep görmesi için bazı faktörlere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen İş Yatırım Kurumsal Finansman Müdür Yardımcısı Başak Selçuk İhraççı şirket tahvilin vadesi süresince esas faaliyetlerinden yaratacağı nakit akışları ile faiz ödemelerini ve ana para geri ödemelerini gerçekleştirebilecek olduğuna yatırımcıları ikna etmeli diyor.
2010da gerçekleşen 1,5 milyar TLlik ÖST ihracı için Başak Selçuk, bu noktada ihraçların süreklilik kazanabilmesi ve arz sonrası 2. el piyasada işlem görerek likiditenin sağlanabilmesi için halka arz yöntemi ile gerçekleşen ihraçların artırılması gerektiğine işaret ediyor.
Piyasada henüz risk-getiri analizi ile riskin fiyatlandırılması için gerekli olan derecelendirme sisteminin tam oturmadığını, bu nedenle ikinci el piyasadaki likiditenin yeterli olmadığını belirtiyor. Selçuk, buna karşın 2010 yılı toplam ihraç miktarının 2 milyar TLyi aşmasını beklemekteyiz öngörüsünde bulunuyor.
Selçuk, bunların yanı sıra finansal şirketlere devlet tahvili ve hazine bonolarının faiz ödemelerinde ve itfasında yüzde 1 olarak uygulanan Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV)nin özel sektör tahvillerinde yüzde 5 olmasının fiyatlamalara yansımakta ve maliyetleri artırmakta olduğuna da dikkat çekiyor.
Tahviller notlanabilir
Garanti Bankası Yatırım Bankacılığı Birim Müdürü Zeki Şen, gün geçtikçe hacim ve likiditesi artan özel sektör ve bono ihraçlarının yatırımcılara portföylerinde çeşitlilik, bankalar içinse ürün alternatifi anlamına geldiğini belirterek, Özel sektör tahvil ihraçları özellikle B Tipi ve sabit getirili fonların yatırım enstrümanlarının kısıtlı olması nedeniyle çok önemli bir alternatif sunmakta diyor.
SPKnın yatırım fonları ve emeklilik fonlarında yaptığı düzenlemelerle ilginin önümüzdeki dönemde artması beklentisini dile getiren Şen, ayrıca vakıf, dernek ve sigorta şirketleri gibi atıl fonları fazla olan ve uzun vadeli yatırım yapan kurumlar için de önemli bir alternatif teşkil ettiğini ifade ediyor.
Şen, önümüzdeki dönemde şeffaşığın ve güvenilirliğin artması için bu tahvillerin rating kuruluşları tarafından notlanabileceği önerisinde bulunarak, aracılık eden kurumların ikincil piyasalarda bu tahvillere likidite sağlamasını da piyasayı hareketlendirebilecek diğer bir unsur olarak belirliyor.
Herkes için KAZAN-KAZAN modeli
Ak Yatırım aracılığıyla gerçekleştirdiği 40 milyon TLlik tahvillerin satışını 1.5 saat içinde tamamlayan Boyner Büyük Mağazacılık Genel Müdürü Aslı Karadeniz, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
Bu tahvil ihracı ile yatırımlarımızın fonlamasını doğru bir maliyet ve vade yapısına oturttuğumuzu düşünüyoruz. Yatırımcılar açısından; piyasada düşük seyreden faiz yapısı karşısında yatırımcılar daha yüksek getirili alternatif enstrümalar arayışında, ÖSTler bu arayışa cevap veriyor. ÖST ihraçları hızlı bir şekilde artacak, çünkü ihraçcı için de yatırımcı için de kazan â kazan yaratan bir durum. Bir yandan da halka açık şirket sayısında artış olması önemli. Halka açık şirketler için prosedürler basit ve hızla ihracı gerçekleştirmeye izin veren şekilde düzenlenmiş.
Uluslararası piyasalardaki dalgalanmalar, Türkiyeyi pozitif etkiliyor, yabancılardan ciddi piyasa girişi var. Türk piyasasının vaat ettiği getiri özellikle de düşük enşasyonlu ülkeler için reel olarak çok cazip. Şu ana kadar yapılan ihraçlar ilk versiyon, bundan sonra daha sofistike özellikleri olan ihraçlar da tasarlanacaktır.