Afrika'da enflasyon da üretim de yok

İSTANBUL (A.A) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, aşırı değerli TL?yüksek faiz sorununun bir ''kısır döngü'' haline geldiğini belirterek, ''Kur kısır döngüsü, bize Afrika örneğini hatırlatıyor. Afrika ülkelerinde enflasyon yok, ama üretim de yok'' dedi. Ahmet Akbalık, yazılı açıklamasında, Asya ekonomilerinin neden paralarını yabancı paralar karşısında düşük değerli tuttuklarına bakmak gerektiğine işaret ederek, dalgalı kur rejiminden beklenenin, aşırı değerlenme veya değer kayıplarının piyasa mekanizması yoluyla engellenmesi olduğunu kaydetti. Dalgalı kurdan çıkmak yerine, kurların bir bant aralığı içinde hareket etmesinin sağlanması gerektiğini belirten Akbalık, şu görüşlere yer verdi: ''Dolayısıyla bu bant aralığının, kurların düşmesinin ve artmasının minimum kabul edilebilir seviyeleri olması gerekir. Doğal olarak bu seviyeler ülke ekonomisinin üretim ve ihracat kapasitesini bozmayacak düzeyler olacaktır. Bu sağlanınca, ülke ekonomisi sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşabilir. Esasen Merkez Bankası da bu sınırların ne olduğunu kendisi de çok iyi bilmektedir. Yayınladıkları reel efektif kur endeksinden bu gözükmektedir. Örneğin ABD Doları/TL'de 1,550-1,700 aralığı gibi.'' Akbalık, Merkez Bankasının, TL'nin değerli olduğunu, reel efektif kur endeksini yayınlayarak açıkladığını ifade ederek, küresel rekabette Türk ihracatçısının üstünlüğünü kaybettiğini belirtti. İhracatın zor koşullarda halen 100 milyar dolar üzerinde olmasını, Türk ihracatçısının beceri ve verimli çalışmasına bağlayan Akbalık, Avrupa'daki şirketlerin Türkiye'de olması halinde, çoğunun iflas edeceğini savundu. Akbalık, aşırı değerli TL?yüksek faiz sorununun bir ''kısır döngü'' haline geldiğini ve bunun ithalatı cazip kılıp, Türkiye'yi üretim ve ihracat yapamayan bir ülke haline getireceği endişesini taşıdığını kaydederek, açıklamasında, ''Kur kısır döngüsü, bize Afrika örneğini hatırlatıyor. Afrika ülkelerinde enflasyon yok, ama üretim de yok'' ifadelerine yer verdi. Akbalık, TL'nin aşırı değerlenmesi veya değerinin çok altına inmesini engellenmek ve TL'nin değerlenmesini, dolar ve avro sepeti bazında değerlendirmek gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: ''Dolar-avro paritesindeki değişim nedeniyle bir para cinsine göre TL'nin göreceli değer kaybı, yani aşırı değerlenmenin ortadan kalktığı gözlenirken, sepet bazında durum böyle olmamaktadır. Önemli olan, yabancı paraların ortalama değerlerinin (sepetin), TL karşısında değer kazanmasıdır. Bu sağlanırsa, ancak TL aşırı değerlenmiş halinden daha gerçekçi kur seviyesine iner. Enflasyonda aşağıya yönelik hareketlerde Merkez Bankasının faizleri de düşürmesi gerekir. Örneğin, şu an için 0,5'lik faiz indirimi yerinde olacak ve kurlar üzerinde olumlu etki yaratacaktır.'' Merkez Bankasının para politikalarını belirleyen ana organ olan Para Politikası Kurulunun, ''piyasayı bilmeyen'' ve ''eli taşın altında olmayan'' insanlardan kurulu olduğunu iddia eden Akbalık, gelişmiş ülkelerdeki benzer kurullarda, sanayici, ihracatçı ve meslek örgütlerinden kişilerin görev aldığını kaydetti. Akbalık, kredi değerlendirme kuruluşlarının, yakın zamanda Türkiye'nin notunu artırmasının beklendiğine de değinirken, Mali Kural Yasa Tasarısı'nın ertelenmesinin Türkiye için iyi olmadığını, kredi derecelendirme kuruluşları Moody's ve S&P'nin Mali Kurula geçişini beklediklerini belirtti.