BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 49,48 2,02 257.296.000.000,00
ALBRK 6,08 1,16 15.200.000.000,00
GARAN 103,30 0,58 433.860.000.000,00
HALKB 20,08 -0,10 144.270.343.083,36
ICBCT 12,47 1,96 10.724.200.000,00
ISCTR 10,35 0,49 258.749.689.500,00
SKBNK 5,25 1,35 13.125.000.000,00
TSKB 10,44 -0,19 29.232.000.000,00
VAKBN 21,10 1,83 209.225.944.135,30
YKBNK 23,04 1,23 194.620.061.583,36

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara Piyasa15 bin yatırımcı ‘koruma’ altına girdi ----

15 bin yatırımcı ‘koruma’ altına girdi

15 bin yatırımcı ‘koruma’ altına girdi
07 Kasım 2009 - 02:00 www.finansingundemi.com

Düşük faiz ortamında, riski sevmeyen ya da az risk almak isteyen yatırımcılar, mevduat dışında yeni rotalar aramaya başladı. Anapara korumalı ve garantili fonlar da, bu yatırımcı grubu için cazip bir seçenek olarak öne çıkıyor. Mevcut yatırımcı sayısı 15 binin üstünde olan bu fon grubunun toplam...

Mine Zeybekoğulları/Ekonomist Küresel krizin finans sektörü cephesinde yarattığı toz dumanın ortadan kalkmaya başlamasıyla, son dönemde yatırımcı iştahı ve risk alma isteğinden daha fazla bahsedilir oldu. Ancak halihazırda piyasalarda güllük gülistanlık bir durum yok. Olumlu ya da olumsuz yönde piyasalarda yaşanan ani hareketler, yatırımcıları temkinli olmaya zorlamaya devam ediyor. Krizin en kötü dönemlerinde para kazanmaktan çok olan parasını korumaya odaklanan yatırımcılar, bunu sağlayacak alternatif araçlar aramaya başladılar. Burada esas amaç, “az risk-makul getiri” olarak ağırlık kazandı. Yurtdışında gelişmiş piyasalarda bu anlamda çok fazla sayıda seçenek bulmak mümkünken; geneli muhafazakar olarak adlandırılan yatırımcı profili de düşünüldüğünde, Türkiye’de başvurulan yatırım adresleri de sınırlı kaldı. Bu dönemde yatırımların mevduata yönelmesi de bu açıdan sürpriz olmadı. Yeni liman olmaya aday Ancak Kasım 2008’den itibaren Merkez Bankası’nın başladığı faiz indirimleri sonrasında gelinen noktada, mevduat gibi standart yatırım araçlarından eskisi gibi getiri elde etmek mümkün değil. Bu da Türk yatırımcısını da yeni alternatifler aramaya bir yerde mecbur bıraktı. Anapara korumalı ve garantili fonlar da, bu açıdan yatırımcıların yeni limanı olmaya aday alternatifler arasında. Genel olarak bakıldığında mevduata yatırım, sıfır risk ve ilk yatırılan parayı her şartta koruyabilme yönünden tercih ediliyor. Anapara korumalı ve garantili fonlar da, vade sonu beklenildiği takdirde yatırılan anaparayı geri almayı taahhüt eden ya da en iyi gayret garantisi veren bir yatırım seçeneği olarak öne çıkıyor. Altına ve çevreye yatırım Türkiye’de ilk kez Kasım 2007’de halk arz edilen bu fonlar, gelinen noktada altından çevreye ve tarıma kadar farklı alanlara yatırım imkanı sunarken, anapara korumasına ek olarak uygulanan farklı stratejiler doğrultusunda geniş bir aralıkta getiri de sağlayabiliyor. Şu anda dokuz banka çıkardıkları çok sayıda ürünle, bünyelerindeki portföy yönetim şirketleri vasıtasıyla bu fonlara yatırım imkanı sağlıyor. Ancak burada önemli olan, yeni fonların halka arz dönemlerinin iyi takip edilmesi. Garantili ve korumalı fonlara sadece halka arz döneminde yatırım yapılabiliyor ve 6-9-12 aylık değişen vade dönemi sonunda çıkış yapılıyor. Korumalı ve garantili fonların çoğu, belirli bir vadeye dayalı ve bu sebeple vade sonunda fondan mutlaka çıkılıyor. Ayrıca, bu fonlara aynı şartlarda tekrar girilemiyor. Bu fonlara yatırım yapmak isteyenler, halka arz dönemini kaçırmaları durumunda, yeni fon arzlarını beklemek durumunda. Ağırlık korumalı fonlarda İlk halka arz edildikleri büyüklükler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, şu ana kadar garantili ve korumalı fonlarda yapılan halka arz toplamı, 1 milyar lira seviyesinde. Ekim ayı itibariyle bu fonların toplam büyüklüğü ise yaklaşık 500 milyon lira ve pazar payları korumalı fonlar için yüzde 85, garantili fonlar için yüzde 15 olarak belirtiliyor. Şu ana kadar vadesi dolanlar dahil, ihraç edilen fon sayısı 40 olarak verilirken; 24 tanesi ise yatırım dönemi içinde bulunuyor. Son verilere göre, bu fonlardaki toplam katılımcı sayısı 16 bin 881 olarak ifade edilirken; korumalı fonlarda 11 bin 61, garantili fonlarda 5 bin 820 yatırımcı bulunduğu bilgisi veriliyor. Eylül sonunda bu sayı 11 bin 700 iken, yaklaşık bir aylık dönemde 5 binin üzerinde yeni katılımcı olduğu ortaya çıkıyor. Kişi başına düşen yatırım ortalamasının 50 bin lira civarında olduğunu ifade eden HSBC Portföy Genel Müdürü Namık Aksel, bugüne kadar çoğu ihraççının küçük yatırımcı dahil geniş tabanlara yönelik satış stratejisi izlediğini belirtiyor. Ancak son dönemde belirli özel bankacılık ve kurumsal bankacılık gibi daha bilinçli yatırımcılara yönelik özel fonlar da çıkarılmaya başladı. Namık Aksel, “Faizlerin bu denli düşük seviyelerde olması alternatif ürünlerin cazibesini arttırdı. Özellikle son bir iki ayda yatırımcının ilgisinin artmaya başladığını gözlemliyoruz” diyor. Getiri aralığı yüzde 0-73 Vadesi dolan korumalı ve garantili fonlar bazında elde edilen getiri oranları ise yüzde 0 ile yüzde 73 arasında geniş bir aralıkta ortaya çıkıyor. HSBC’nin yaptığı bir analize göre, itfa olmuş da dahil, eylül ayı sonu itibariyle ihraç olmuş fonlardan 18 tanesi ortalama mevduat faizinin üzerinde getiri sağladı. Namık Aksel, bu veriyi değerlendirirken, ilk ihraçlardan bu yana geçen dönemin büyük bölümünde riskli varlıkların getirisinin çoğunlukla eksi değerde olduğunu ve mevduat faizlerinin yüksek olduğu kriz dönemine denk geldiğini göz önünde bulundurmak gerektiğini vurguluyor. Bu yıl temmuz ayından beri 15 fon ihraç edildiğini belirten Ak Portföy Genel Müdür Yardımcısı Ertunç Tümen, son dört aydaki artışa dikkat çekiyor. “2010 yılı içerisinde en az 80 fonun ihraç olacağını, büyüklük olarak da toplam pazarın 2 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz” diyen Tümen, bu fon grubunun düşen faiz ortamında muhakkak portföylerde bulunması gereken bir alternatif olduğunu, özellikle yatırım vadelerini uzatmayı düşünebilen yatırımcılar için son derece uygun ürünler oldukları görüşünü dile getiriyor. Getiri uyarısı İş Yatırım Yurtiçi Piyasalar Müdür Yardımcısı Emrah Yücel, özellikle emtia başta olmak üzere korumalı ve garantili fonların sayısında artış bekliyor. Yücel’in bu konudaki yatırımcılara önemli uyarısı var: “Bu tip enstrümanların yerli yatırımcılar tarafından daha yoğun kullanılan sabit getirili menkul kıymetlere kıyasla daha yüksek volatiliteye sahip olma riski var. Dolayısıyla yatırım yapılacak ürünler hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olunması çok önemli.” Son 10 ayda korumalı ve garantili fonların 3 katın üzerinde büyüdüğünü belirten Finans Portföy Kıdemli Portföy Yöneticisi Murat İnce, “Bunun tamamen faiz oranlarındaki düşüşle birlikte, yeni ve az riskli alternatif arayışından kaynaklandığını söyleyebiliriz” diyor. Kendi risk algılamasına göre uygun fonu seçmek kaydıyla bu fonlara herkesin yatırım yapabileceğini söyleyen İnce’nin şu uyarıları önemli: “Öncelikle fonun içindeki opsiyon sözleşmesinin türü önem kazanıyor. Sadece faizlerin düşmesinden dolayı daha fazla kazanç amacıyla hareket eden yatırımcılar, fonun süresi boyunca hiç faiz kazanmama ya da beğenmedikleri mevduat faizinin altında bir getiri ile yetinmeyi de göze almalılar.” “Bir yılda yüzde 24 büyüdü” Gür Çağdaş – Garanti Portföy Genel Müdürü “Geçen yıl kasım ayında toplam sektör büyüklüğü yaklaşık 429 milyon liraydı. Bugün ise yönetilen varlık toplamı 534 milyon liraya çıkarak, yüzde 24 büyüdü. İçlerinde bulunan opsiyon pozisyonları aracılığıyla riskli piyasaların getirisini belli oranda yakalamaya çalışan bu fonlar, faizlerin düşük olduğu bir ortamda, ana para maliyetinin düşük olması nedeniyle de, alternatif bir varlık olarak portföylerde tamamlayıcı unsur vazifesi görüyor. Garanti Portföy olarak üzerinde çalıştığımız fon yapıları mevcut; 2009 sonuna kadar bir ya da iki fon arzı daha gerçekleştirebiliriz. 2010 için ise bugün piyasada olan ve talep görmüş olan fonlarımızın yapısında yeni arzlarımız olacak.” “2010’da 1 milyar lirayı aşar” Alp Keler-Fortis Portföy Genel Müdürü “Özellikle piyasa risklerinden kaçınan yatırımcılar açısından bu tip ürünler oldukça cazip. Risksiz ürünlerden riskli ürünlere geçişi sağlayan bu ürünlere, düşen faiz ortamında yatırımcı ilgisi de artarak devam edecek. 2009 sonuna kadar toplam 7-8 fonun daha halka arz edilmesini bekliyoruz. Fortis Portföy olarak biz de, İMKB-30 endeksi getirisi bazlı yeni bir fonumuzu önümüzdeki haftalarda yatırımcılara sunacağız. Bu halka arzlardan sonra 2009 sonunda bu fon grubunda toplam büyüklüğün 650 milyon liraya ve toplam yatırım fonları pazarında payının yüzde 2’ye yaklaşacağını tahmin ediyoruz. 2010 sonun ise fon sayısının 35-40 aralığında olmasını, bu fonların toplam büyüklüğünün 1 milyar lirayı aşmasını ve pazar payının yüzde 4 civarında olmasını bekliyoruz.” “Köprü vazifesi görecek” Arif Tepe - Yapı Kredi Portföy Satış Yönetimi Bölüm Başkanı “Düşük risk tercih eden yatırımcıların, bugüne kadar yüksek getirilerini uzaktan takip ettikleri bunun yanında risk seviyelerinden dolayı tercih etmedikleri ve yüksek faiz ortamında incelemeye pek de ihtiyaç duymadıkları yatırım araçlarına, faizlerin yüzde 10’ların altına indiği bu dönemde daha fazla ilgi göstereceklerini düşünüyoruz. Anapara garantili ve anapara koruma amaçlı fonların, yatırımcılara hisse, döviz, emtia gibi alternatif yatırım ürünlerinin getirilerinden anapara riski almadan faydalanma imkanı sağlaması bakımından, bu geçiş döneminde köprü vazifesi görecek stratejik bir ürün grubu olacaktır.” YATIRIMCILARA 6 KRİTİK UYARI 1- Bu fon grubuna sadece halka arz dönemlerinde yatırım yapılabildiği için, bu dönemler iyi takip edilmeli. 2 - Koruma amaçlı fonlarda anaparanın “en iyi gayret esası” ile korunması hedeflenirken, kurucunun anapara garantisi ilgili herhangi bir taahhüdü bulunmuyor. Anapara garantili fonlarda ise, anaparanın korunması garantiyi veren kuruluş tarafından taahhüt ediliyor. 3 - İzahname, sirküler ve diğer broşür gibi belgeler çok iyi okunmalı. Sadece yatırım stratejisi değil, yönetim komisyonundan anaparayı koruma şartlarına kadar tüm detaylar hakkında bilgi sahibi olunması öneriliyor. 4 - Anapara garantisinden yararlanabilmek için, fonun yatırım dönemi sonuna kadar elde tutulması gerekiyor. Fonun vadeden önce geri satım düzenlemeleri ve komisyon oranları da iyi incelenmeli. 5 - Fonun performansına baz teşkil eden varlığa ve fon getirisinin hesaplanma yöntemi hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak önemli. Fonun katılım oranı yani getiri baz endeksindeki artışın hangi oranda fon getirisine yansıyacağının da bilinmesi gerekiyor. 6 -Başlangıçta bu fon grubunun, portföy çeşitlendirme aracı olarak görülmesi ve portföylerin limitli bir yüzdesi ile yatırım tavsiye ediliyor.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)