Yabancı fonlar satışa geçti
Tarih: 21 Nisan 2013 - 08:46
Borsa’da hafta içinde yaşanan düşüşün arkasında, bazı yabancı fonların satışa geçmesi yatıyor
Yurtiçi ve yurtdışında borsalar oldukça dalgalı bir seyir izlemeye başladı. Endeksler bir gün çok sert düşüş ertesi gün sert bir yükseliş yapabiliyor. Geçtiğimiz hafta BİST'te endeks bir anda yüzde 2 gibi sert düşüşe sahne oldu. Önce endeksin neden düştüğü anlaşılamadı, ağırlıklı olarak banka hisselerine gelen satış faizlerdeki düşüşün banka karlarına olumsuz yansıyacağı için satışların geldiği yorumu yapıldı. Gün sonunda yabancıların yüklü satımlar yaptığı ortaya çıktı. Peki bu satış devam eder mi bu hafta piyasalarda neler bekleniyor? Zaman gazetesi yazarı Selim şıklar işte bu soruya şöyle cevap veriyor:
Borsa İstanbul, önceki hafta yurtdışı piyasalardan pozitif ayrışmıştı. BİST 100 endeksi, geçen hafta ise bazı yabancı fonların satışa geçmesi sebebiyle 82 bin puandaki önemli destek noktasına yaklaşarak korku verdi. 2013 ilk çeyrek bilanço verilerinin açıklanmasına az bir süre kaldı. Bankacılık sektörünün geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 20’nin üzerinde kâr artışı sağlaması bekleniyor. Siyasi alanda ise çözüm sürecine ilişkin gelişmeler yakından takip ediliyor.
Borsa’da hafta içinde yaşanan düşüşün arkasında, bazı yabancı fonların satışa geçmesi yatıyor. Bu fonlar bir koku mu aldılar? Yoksa yıl başından bu yana yine net alıcı pozisyonunda olan yabancı yatırımcılar stratejik bir manevra mı yapıyorlar? Açıkçası en güvenli liman olan altındaki yüzde 20’lik kaybın ardından, hele hele zirve noktalarına yakın seyreden bir borsada bu tip satışlar paniğe sebep olabiliyor. Borsa İstanbul’u zaten ‘banka İstanbul’ olarak gören yabancı yatırımcıların birkaç banka hissesinde satışa geçmesi tüm Borsa’yı baskı altına sokabiliyor. Cuma günü banka hisseleri kayıplarının önemli bölümünü telafi ederken, diğer hisselerin hafta başından itibaren yüzde 6’ya varan kayıpları endekse fazla yansımadı.
İplerin yabancı yatırımcının elinde olduğu Borsa’da yüzde 34’lük bir parçaya sahip olan yerli yatırımcılar tereddüt etmekte haklılar. Ancak Türkiye’nin hikâyesi onlara yeni bir alış fırsatı tanımıyor. Bir başka deyişle çok sert bir düzeltme ya da düşüş hareketi olmadığı sürece Borsa’ya girmekte çekingen davranıyorlar. Tahvil fiyatlarının inanılmayacak bir şekilde düşük seviyelere, yüzde 5 seviyelerine yaklaşması ve çözüm sürecinin 30 yıllık terörü ortadan kaldırarak Türkiye’nin en önemli sorununa neşter vurma ihtimalini göz önüne aldığımızda hisse senetlerinin daha fazla ilgi görmesi gerekirdi. Yabancı yatırımcılar Türkiye’nin en önemli şirketlerinin neredeyse yüzde 80’ini ellerinde bulunduruyor. Bu hisselere yerli yatırımcı pahalı diye ilgi göstermiyor. Yatırımcılar yeni halka arzlara gerek yüksek fiyat gerekse farklı sebeplerle kuşkuyla bakıyor. Bu sebeple yeni SPK ve Borsa yönetimi, durumu düzeltmek için çaba göstermek zorunda olduğunu biliyor ve yeni tedbirlerle yatırımcıların halka arzlardan kaybetmesini önlemek için müthiş çaba gösteriyor.
Altında 10 yılın düzeltmesi yaşanıyor, sıra petrolde mi?
İki üç hafta önceki analizlerimizde altının ons fiyatlarındaki düşüş eğilimini sürdürdüğünü ve kritik nokta olan 1.527 doların aşağı doğru kırıldığında sert düşüşlerin yaşanabileceğini belirtmiştik. Onsun 1.400, hatta 1.330 dolara kadar gerileyebileceğini vurgulamıştık. On yılın düzeltmesi olarak gördüğümüz düşüş hareketinde altın zirve noktasından iki yıl içinde yüzde 30’dan fazla geriledi. Eski zirve noktasına ulaşması için yüzde 42 yükselmesi gereken fiyatın hafta içinde belirttiğimiz alt destek noktası olan 1.330 doların hemen altında toparlanmaya başlayarak cuma günü 1.426 dolar seviyelerine çıkması tipik bir tepki yükselişi olarak adlandırılabilir. Altın on yılın hatta yüz yılın düzeltmesine geçerken, ekonomik anlamda yükselmesini gerektirebilecek faktörlerin başında gelen parasal genişlemeyle ilgili soru işaretlerinin iyice artması en önemli sebep. Spekülatörlerin satışlarının arkasında bu yatıyor. Para bolluğuna rağmen yaşanan bu sert düzeltmenin altında, altının 2001 yılından bu yana neredeyse hiç düzeltme yapmadan 8 kata yakın yükselmesi yatıyor. Unutulmaması gereken bir başka nokta da, 1980 yılında rekor kıran altın neredeyse 20 yıl bu zirveyi bir daha görememişti. Kısa vadede tepki yükselişi yaşayan ons’un 1.470-1.520 seviyelerini görmesi mümkün olsa da bu noktayı geçecek bir neden ortada görünmüyor. Düşüşün sona erip ermediği meçhul. Altındaki sert düşüş petrol fiyatlarına tam anlamıyla yansımadı, ancak aynı sebepler petrol için de geçerli. Mevcut şartlar değişmediği sürece petrolün 80 dolara kadar gerilemesi mümkün. Yaz aylarında en yüksek seviyesini göreceğini düşündüğümüz petroldeki düşüş umarım cari açıkta olumlu etki yapar.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yabanci-fonlar-satisa-gecti/378590