Yazdır

Bankaların cezasını birileri önceden mi öğrendi?

Tarih: 10 Mart 2013 - 08:20

Bankalara verilecek rekabet cezaları açıklanmadan kısa bir süre önce endekste yaşanan sert yükselişin özel bir nedeni var mı?

Cuma günü borsa kapandıktan sonra gelen Rekabet Kurulu kararı büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi. İddialar, ceza miktarını önceden öğrenenlerin banka hisselerinde yüklü miktarlarda alım yaptığı bunun da endeksi yüzde 2 yukarı taşıdığı yönünde. Eğer iddialar doğruysa birileri birkaç saat içerisinde milyonlarca dolarlık vurgun yaptı denilebilir. Borsaundem.com'dan sonra Zaman gazatesi yazarı Selim Işıklar da konuyu bu haftaki köşesine taşıdı. İşte Işıklar'ın bu haftaya damgasını vuracak tartışmaya ışık tutacak yazısı:
Rekabet Kurumu’nun 12 Mart Salı günü saat 14.00’te vermesi beklenen, 12 banka hakkındaki kararı beklenenden önce (ama piyasalar kapandıktan sonra) açıklandı.
Buna göre piyasaların beklediği sınırın altında 1.16 milyar liralık bir ceza kesildi. Piyasaların beklentisi en az 1,5 milyar lira civarındaydı. Hafta içinde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın konu ile ilgili yaptığı açıklamalar piyasalarda cezanın az olabileceği konusunda beklentiler oluşturmuştu. Kararın salı gününden önce açıklanması dikkat çekiciydi, zira piyasaların gözü kulağı adeta salı gününe çevrilmişti. Piyasalar cuma günü öğleden sonra açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verisine odaklanmış ve buradan gelecek haberi bekliyordu. ABD’den gelen verilerin beklentilerin çok üstünde bir istihdam artışı ve iyileşmeye devam eden istihdam piyasasını ortaya koyması, borsalarda tam tersi bir durum yaşanması beklenirken ilginç bir şekilde önce çok sert düşen bir piyasa izlendi. Ama hemen akabinde Vadeli İşlemler Borsası’nda ilginç gelişmeler yaşandı. Piyasa bir anda iki bankanın Borsa’da hızla yükselmesi ile allak bullak oldu. Yine genele yayılamayan ve sadece iki büyük banka hissesinin hızla yükseltilmesi ile endeks 83 bini aştı. Yükselişin sebebi nedir diye düşünenler gün bitiminde beklenenden önce açıklanan ve düşük bulunan cezaların bunda etkili olduğu fikrine kapılabilirler diye düşünüyorum. Belki önceden bilgi sızdırma olarak görülebilir ya da spekülatif bir gelişme de olabilir. Pazartesi günü büyük ölçüde belli olur.

    Piyasaların ana beklentisi parasal genişlemelerin sonuna gelinip gelinmediği, parasal genişleme ve teşviklerden çıkış stratejilerinin ne ölçüde başarılı olacağıdır. Her ne kadar borsalarda belirgin bir yükseliş hareketi yaşanırsa yaşansın endeksin 83 bin seviyesinde olması bile piyasaların gerçek durumunu göstermiyor. Endeksin iki hisseye bağlı yükselişini sağlıklı bulmadığımızı defalarca söylemiştik. Cuma günü yaşananlar bu konuda (endeksin yeniden hesaplanması konusunda) adım atılması ihtiyacını ortaya koyuyor.

    ABD başta olmak üzere son çeyrek büyüme verileri önümüzdeki haftanın en önemli konusu. ABD ekonomisinin toparlanma sinyallerini ısınmaya doğru çevirmeye başlaması ile rekor üstüne rekor kıran Dow Jones endeksinin seyri kadar düzeltmelerin ne zaman ve hangi düzeyde kalacağını belki 20 Mart tarihinden sonra daha iyi tahlil edebiliriz.

    Avrupa’da yeni belirsizliğin merkezi olan İtalya’nın not indirimi ve seçim sonuçları hayal kırıklığı olmaya devam ediyor. Türkiye ise önümüzdeki hafta açıklanacak ocak ayı cari işlemler dengesi verilerini takip edecek. Hafta içinde Fitch yapısal açığa dikkat çekerek bu açığın giderilememesi durumunda notun mevcut durumu yansıtarak değişmeyeceği uyarısında bulunmuştu. Bu açıklamalara rağmen yaz aylarında Moody’s’ten hâlâ bir not artışı beklentisi piyasalar üzerinde yukarı yönlü baskı yapmaya devam ediyor.
 

Altını, ABD’deki olumlu gelişmeler frenliyor
 

Hiç şüphe yok ki parasal genişlemelerin etkisiyle balonlar oluşturan piyasalarda bu politikalardan vazgeçilmesi durumunda 2008 yılındaki krizdekine benzer düşüş rallileri de beraberinde gelecektir. Açıkçası bu durumda Çin veya Hindistan gaza basarak düşüşü engelleyebilir mi? Sanmıyorum. Altından bahsedelim; her ne kadar 17 Şubat’ta ‘George Soros altınları satıyor’ haberinden sonra ons 20 dolarlık bir yükseliş yaptıysa da, ana trend hâlâ aşağı yönü gösteriyor. Bu düşüş eğiliminden çıkması için ons’un 1620 doları geçmesi gerekir. Kapanışta 1578 dolar olan ons’un açıklanan tarım dışı istihdam ve işsizlik verilerinde beklentilerin üstünde olumlu gelişmelerin yaşanması sonucu baskıda kaldığı gözlemlendi. Aynı şekilde Euro/dolar paritesi de benzer şekilde aşağı yönlü baskıda kaldı. Parite geçen ay içinde gördüğü 1.37 zirvesinden beklediğimiz gibi 1.29 seviyelerine kadar geriledi. Petrol ise 109 dolar sınırında tutunduysa da gelişmelerden bağımsız hareket etmedi. 20 Mart’taki FED toplantısında ABD ekonomisinde yaşanan ısınma sinyallerinin yeterli olup olmadığı tartışılacak, açıkçası son veriler piyasalarda parasal genişlemenin devamı konusunda kuşkular uyandırabilecek cinsten ama toplantı sona ermeden, beklentiler dalgalanmaların devamına yol açmaktan öteye de gitmeyebilir. Sonuç olarak gelişmekte olan ülke piyasaları FED’in açıklamalarına hiç olmadıkları kadar bağımlı. Emtia ve paritelerde ise Avrupa’nın kırılganlığı şimdilik durumu dengeliyor. Ne diyelim 20 Mart’taki kararları bekleyip görelim.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bankalarin-cezasini-birileri-onceden-mi/373427