Türkiye’nin cari açık konusunda olumlu ilerleme kaydetmesi, bu yıl içinde sadece Fitch ile sınırlı kalsa da, not artışı yaşayan ender ülkelerden birisi olmasını sağladı. Yatırım yapılabilir ülke kategorisine yükselen Türkiye’nin borsasına yabancı ilgisi de devam ediyor. Bu yıl son büyük halka arz dahil edildiğinde yaklaşık 7 milyar dolarlık hisse alımı gerçekleştiren yabancı yatırımcıların sınırlı sayıda banka hissesi tercih etmeleri ise hisse senedi piyasalarındaki dengesiz fiyatlamaların en önemli nedenlerinden biri. Yabancı girişi devam edecek mi, borsada yükseliş hangi seviyeye kadar dtevam eder, 2013 yılı için neler bekleniyor? Selim Işıklar'ın Zaman gazetesindeki köşesindeki yorumları şöyle: 
Yabancı yatırımcılar halka açık banka ve büyük şirketlerde yüzde 70-80 civarında sahipliğe ulaştı. Tüm Borsa genelinde 63 milyar dolar civarında bir paya sahipler ki, bu yılın başında 40 milyar dolar civarındaydı. Bu oranları gerek net alımlarının yüksekliği gerekse hisse fiyatlarındaki yükselişlerle yakaladılar.
2012 yılında yabancı raporlarında Türkiye, 2011 yılının aksine oldukça olumlu gösterildi. Hisse fiyat hedefleri her geçen gün daha yüksek seviyeye çekildi. Önerilerde Rusya ve diğer ülkelere kıyasla daha fazla yer almasında not artış beklentisinin yanı sıra Mısır, Tunus gibi ülke borsalarının da rekor yükselişler kaydetmesi etkili oldu. Açıkçası az sayıda şirkete yatırım yapan ama seçtiği şirketler Türkiye’nin en önemli ve piyasa değerleri en yüksek şirketler olunca hem büyük kazanç elde ettiler hem de endeksi 73 bin puana kadar getirdiler. Bir başka borsa olan vadeli işlemler borsasında ise yabancı payı İMKB’dekinin aksine yerliden yana. Yerliler yüzde 78, yabancılar yüzde 22 paya sahipler (işlem hacmi olarak). Sonuç olarak 2012 yılında Borsa yerli yatırımcılara birkaç hisse senedi dışında pek keyif vermezken yabancı yatırımcıların uzun süreden beri ellerinde bulundurdukları bankacılık sektörü başta olmak üzere şirketler performans açısından belki de en başarılı dönemlerinden birini yaşıyor. Yerli yatırımcılar ise Borsa’nın her yükselişinde biraz daha gerilime giriyorlar. Nedeni gayet basit; hisse fiyatları ya yerinde sayıyor ya da geri gitmeye devam ediyor. Yatırımcıların halka arzdan aldıkları marka olmayan, tanınmayan küçük şirketleri aslında çok yüksek fiyattan aldıklarını sonradan fark ettiklerinde iş işten geçmiş oluyor. Yabancı yatırımcı sayısının artmadığı, yerli yatırımcıların alternatifinin VOB ve Foreks olarak görülmesi bu yüzden.

Borsa’nın toplamında yabancı payı 2013 yılında yüzde 70’i bulabilir. Zira yeni not artış beklentisi ve ABD’nin mali uçurum konusunda piyasaları tatmin eden bir anlaşma sağlaması halinde yabancı, Türkiye borsasına bir süre daha ilgi gösterecektir. Zaman zaman çeşitli bahanelerle teknik düzeltme dediğimiz kayıplar yaşansa da lira bazında rekor kıran Borsa’nın dolar bazında rekora gitmesi yeni lokomotif hisselerdeki yükselişlerle mümkün gözüküyor. Dolar bazlı rekor 51.070 seviyesinde bulunuyor, bu da yaklaşık olarak 91 bin puan demek. En iyimser senaryoda şubat ortasına kadar piyasaların olumlu hareket edeceği ve bu süre içinde endeksin şimdiye kadarki en yüksek lira bazlı seviyeye yükselerek ilgi çekebileceği mümkün. Kötümser senaryoda ise enerji ile ilgili olumsuz gelişmelerin etkisiyle bölgede ya da farklı bir noktada yaşanabilecek herhangi bir savaş ya da çatışma ihtimalinin yayılma riski nedeniyle ya da ABD’nin yakın sürede bütçe açığının azaltılması konusunda anlaşma sağlayamamış olması ve ekonomik durgunluğa girilmiş olması halinde bu zirve noktalarından yüzde 20’ye yakın kayıplar yaşanma ihtimali göz ardı edilemez.

Şimdilik olumlu senaryolarla hareket eden Borsa, düzeltmeleri kısa tutarak yoluna devam ediyor.

NOT: Eğer Borsa bir bütün olarak değerlendirilecekse ve endeks o bütünü tanımlayan bir gösterge ise o endeksi oluşturan şirketlerin endekse etkisinin hesaplamasında muhakkak bir değişime tabi tutulmalıdır. Zira böyle giderse üç beş hisse koskoca bir Borsa’yı indirip çıkarmaya devam edecektir. Ayrıca halka arzların daha şeffaf bir şekilde ve yangından mal kaçırma şeklinde değil, tam tanıtımlı projeksiyonlu ve mali yapısını net bir şekilde ortaya koyacak bir şekilde ve çok cazip bir piyasa fiyatı ile yapılması elzem gözüküyor. Şirket patronları halka arz ve ortaklık kültürünün ne olduğu konusunda bir sınavdan geçirilirse hiç fena olmaz.