Türkiye büyüyor. 2011 yılında büyüme yüzde 8.5 oldu. Ama 2011 yılında cari açık 77 milyar dolar civarında oluştu. Cari açığın yüzde 70’i ise yine enerji faturasından geldi. Bu sene büyümenin yüzde 5’ler civarında, cari açığın da Orta Vadeli Program’da 65.4 milyar dolar olması bekleniyor. Türkiye’nin net ithalatçı olduğu enerjide hükümetin teşvik paketinde attığı adımları olumlu bulan Turcas Petrol YK Üyesi ve CEO’su Batu Aksoy, sektörde hem liberalizasyonun hızlandırılması hem de piyasanın cazibesinin artırılması için Enerji Borsası’nın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyor.
Batu Aksoy ile hem sektördeki gelişmeleri hem de grup olarak hedeflerini konuştuk. Bugüne kadar enerji piyasasında önemli adımların atıldığını ifade eden Aksoy, “Türkiye’deki enerji sektörünün yabancı yatırımcılar için cazip bir ortam sunması için liberalizasyonun çok önemli” diyor. Aksoy, elektrik piyasasında hem üretim tarafında hem dağıtım tarafında küresel kriz nedeniyle sekteye uğrayan özelleştirme hamlesinin önümüzdeki 2 sene içinde hızlandırılarak bitirilmesinin önemine işaret ediyor. Dağıtım tarafında çok büyük bölgelerin kaldığını ve üretimdeki resim net olarak görülmeden dağıtım özelleştirmelerine yabancı ilgisinin beklenemeyeceğinin altını çizen Aksoy şöyle devam etti: “Elektrikte üretim tarafında özelleştirmenin hızlanması fiyatların piyasa maliyetlerine göre belirlenmesi lazım. Enerji sektöründe kamunun sadece iletim tarafında kalması geri kalan üretim ve dağıtımın yani ticaretin tamamen özel sektöre geçmesi gerektiğine inanıyorum. Bu tamamen gerçekleşmeden, üretimin tam anlamıyla resmini görmeden yabancı yatırımcılar dağıtıma gelmez. Önce üretim ardından ya da paralelinde dağıtım ihalelerinin yapılması lazım.”
Canlı ve yatırımcı yoğun bir piyasa olmalı
Aksoy, doğalgazda da bundan yaklaşık 10 yıl önce kamunun yavaş yavaş piyasadan çekileceği bir model benimsendiğini ama mevcut kontratların sürmesi, dış konjonktür derken gelinen noktada söz konusu piyasada kamunun hakimiyetinin devam ettiğine vurgu yaparak “Elektriğin yüzde 50’si yine doğalgaza bağlı olarak üretiliyor. Dolayısıyla doğalgazın fiyatı, elektrik fiyatı üzerinde vazgeçilemez bir etki yaratıyor. Elektrikte üretimin özelleştirilmesi, doğalgaz piyasasında özel sektörün payının artırılması, elektrik dağıtım ihalelerinin tamamlanması gibi hususların hepsinin birlikte ve hızlı gerçekleştirilmesi lazım ki yapılan özelleştirmelerden maximum verim ve kaynak elde edilebilsin. Şunu da söylemek lazım. Yatırımcının ilgisini bir şekilde piyasada canlı tutamazsak enerjide arz güvenliği ve arz sorunu ile karşılaşabiliriz. Türkiye büyüyor, elektrik talebi artıyor. Türkiye’nin her yıl en az 4-5 milyar dolarlık enerji yatırımına ihtiyacı var. Borçlanma faizlerinin yükseldiği, dünyanın son 4-5 senedir içinden geçtiği kriz finansmana erişimi de zorlaştırdı. Türkiye’nin yabancı yatırımcının öz sermayesine ihtiyacı var. Canlı ve yatırımcı yoğun bir piyasa oluşturmak gerekiyor. Bugün doğalgazda tüm pazarlıkların yükü kamuda bilanço yükü de Hazine’de. Eğer yük özel sektörün üzerinde olsaydı gerekirse konsolidasyon olurdu ama fatura kamuya kesilmezdi” diye konuştu.
Teknoloji üreten şirketleri çekmeliyiz
Aksoy, “Türkiye büyüyor, değer yaratıyor dolayısıyla en azından önümüzdeki 5 yıllık süreçte enerjide sürdürülebilir önlemler alınması gerekiyor. Bugün hem kamunun hem de şirketlerin enerji stratejilerinde üç unsuru göz önünde bulundurmaları gerektiğine inanıyorum. Birincisi çeşitlilik, ikincisi kendi kaynaklarının sahibi olmak ve üçüncüsü de teknoloji faktörü” dedi. Bunun yolunun enerji çeşitlendirilmesinden geçtiğine inandığını aktaran Aksoy, nükleerden, yenilenebilir enerjiye, rüzgara, güneşe, termik santrallere kadar birçok yatırımın düşünülmesi gerektiğine işaret etti. Aksoy, “Yenilenebilir enerjide teknolojiyi üreten büyük şirketleri de Türkiye’ye getirip üretimi burada yaptırmak lazım” ifadelerini kullandı.
Enerji Borsası, yatırımların da önünü açar
Batu Aksoy, Türkiye Enerji Sektörünün daha cazip olmasının, daha çok yatırım çekmesinin bir şartının da Enerji Borsası kurmak olduğuna atıfta bulunarak Enerji Ticaret Derneği olarak dünyadaki diğer enerji borsalarını incelediklerini anlattı. Aksoy, Enerji Borsası’nın yasal bir zemine Meclis’te bekleyen elektrik piyasasında değişiklik yapan kanunla oturacağını da hatırlatan Aksoy, şöyle devam etti: “Enerji yatırımcısının temel endişesi ‘ürettiğim enerjiyi nereye satacağım’ düşüncesidir. Bu endişenin olmaması lazım. Bu aynı hisse senetleri piyasası gibi olmalıdır. Neden İMKB var. Fiyatı düşük de olsa pahalı da olsa herhangi bir şirketin hissesini alıp satabileceği bir platform var İMKB de. İMKB’nin olması o hissenin fiyatını artırmıyor ya da düşürmüyor. Tamamen piyasa koşulları, yani arz ve talep belirliyor. Alıcı ve satıcıya şeffaf ve rahat bir işlem platformu sağlanıyor. Bugün Türkiye’deki enerji piyasası likit bir piyasa değil. Üretici 1 yıl, 3 yıl ya da 5 yıl vadeli ürettiği elektriği, satabiliyor olması lazım. Tabii sadece elektrik değil, doğalgazın da kömürün de karbondioksit emisyonlarının da ve sınır ötesi ticaret haklarına kadar enerji ile ilgili bir çok emtianın el değiştirebileceği bir ortam oluşturulması gerek.”
Manipülasyon endişeleri yersiz
Kamuoyunda Enerji Borsası olursa manipülasyon mu olur, endişeleri olduğuna da değinen Aksoy, “Ben buna inanmıyorum. Manipülasyonun önlenebileceği disiplin ve otoriteler var. Manipülasyon olacak diye korkarak bir enerji piyasasının, borsanın oluşturulmamasına yazık olur. İMKB’de de manipülasyon oluyor o zaman kapatmak mı lazım?” dedi.
Enerji Borsası’nın İMKB’den bağımsız olarak kurulması yönünde çalışmalar olduğunu geçtiğimiz günlerde Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın açıkladığını belirten Aksoy, söz konusu borsaya özel sektörün hatta yurtdışındaki borsalarında da yatırımcı olarak çekilebileceğini anlattı. Çok ortaklı bir yapı oluşturulabileceği üzerinde duran Aksoy, özel sektörün de Enerji Borsası’nda aktif bir rol oynaması gerektiğine vurgu yaptı.
[TURCAS İÇİN NE DEDİ?]
Bu yıl ortakları ile 700-800 milyon TL yatırım planlıyor
Uzun vadede ise doğal kaynak üreticisi olmak istiyor
PORTFÖY ÇEŞİTLENECEK: Enerji Dolu 80 yılını geride bırakan Turcas, ortakları ile birlikte değişik projelerde 2012 yılı için 700-800 milyon TL yatırımı gerçekleştirecek. Birkaç milyar dolarlık bir enerji şirketi olmak istediklerini söyleyen Batu Aksoy, “Biz şirket olarak hem elektrik sektörünün alt dallarında hem de genel olarak enerjide çeşitlendirilmiş bir portföye sahip olmak istiyoruz. Akaryakıt dağıtımı ve madeni yağlarda Shell ile ortağız, Socar ile rafineri işimiz var. Elektrik üretiminde Alman RWE ile ortağız. RWE ile Denizli’de yaptığımız santral doğalgaza dayalı. Ama enerji portföyümüz için ithal kömür ve yerli kömür linyite dayalı bir santral daha kurmak lazım, rüzgarı göz ardı etmemek lazım, jeotermal konusunda çalışmalar yapmak lazım diyoruz” dedi.
JEOTERMALDE RUHSAT ALDI; RÜZGARDA PAZARLIK YAPIYOR: Aksoy, orta vadeli planlarının bir doğalgaz ve/veya linyit, rüzgar ve/veya jeotermale dayalı enerji üretim tesisi yapmak olduğunu da kaydetti. Bir çok projeyi araştırıp çalıştıklarını anlatan Aksoy, şöyle devam etti: “Jeotermalde İzmir, Aydın ve Denizli il özel idarelerinden 4 arama ruhsatı aldık. Jeofizik çalışmalarımızı bitirdik. Sondaj aşamalarına geliyoruz bir iki sahada. Rüzgarda bir iki lisans sahibi ile görüşmeler yapıyoruz. Linyit tarafında bir kömür madeni bakıyoruz. Aldığımız bir şey yok ama paralelde de Türk linyiti ile hangi teknoloji en büyük verimi sağlar bunu araştırıyoruz. Enerji tarafında kendimizi bu şekilde çeşitlendireceğiz. Bundan sonraki yatırım ‘gaz’sız yatırım olacak. Yani linyit, rüzgar ya da yenilenebilir enerjinin bir başka çeşidi olacak.”
ANA VİZYON ÜRETİM: Peki Turcas’ta uzun vadeli vizyon ne? Denildiğinde ise hedef petrol, doğalgaz ya da kömür gibi bir doğal kaynağın üretimine adım atmak. Aksoy, 10-15 yıl sonra üretimin içinde de olmak istediklerini anlatarak bu nedenle de Irak, Akdeniz ve komşu ülkelerdeki gelişmeleri takip ettiklerini belirtti.
Akaryakıtta bu yıl 50 istasyon 5 yılda 800 milyon TL yatırım
Aksoy, Shell Turcas’ın 2011 yılını 11 milyar TL ciro ile kapattığını, 1.000 adet istasyon olduğunu kaydederek bu yıl 50 yeni istasyon daha açılması planlanmaktadır; dedi. Aksoy, şu bilgileri verdi: “Piyasada benzin ve madeni yağ satışlarında pazar lideri, beyaz ürün satışlarında ikinciyiz. Bir taraftan da istasyon ağımızı ve istasyon başına satışlarımızı koruyup artırmak için çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Geçen sene sadece 250 milyon TL yatırım yaptık. Shell Turcas’ın 2012 de hedeflediği yatırım tutarı 150-200 milyon TL civarında. 2010-2015 yılında toplamda 700-800 milyon TL yatırım yapmış olacağız.”
2013 Denizli’de full üretim yılı olacak
Enerji üretiminde bir başka iş kolu olan, Alman ortakları RWE ile birlikte Denizli’deki 800 megawatlık doğalgaz çevrim santrali yatırımları hakkında da bilgi veren Aksoy, “Toplam 1.4 milyar TL’lik bir yatırıma imza atmış olacağız. Bu yıl orada bu yatırımın son kısmını tamamlamak için 400 milyon TL’lik yatırım yapacağız. Tesisin inşaatının yüzde 85’i tamamlandı. Ekim - Kasım gibi devreye girer. 2013 yılı full üretim yaptığımız ilk sene olacak ve en az 20 yıl ömrü olan bir santral hayata geçmiş olacak” dedi.
Rafinerinin finansmanı ‘exim’lerden gelecek
Socar-Turcas olarak ise Ege rafinerisine odaklandıklarını belirten Aksoy, 5 milyar dolarlık yatırımda mühendislik çalışmalarının bittiğini, teknoloji ve lisansör seçimlerinin tamamlandığını arsa ile ilgili hafriyat çalışmalarının başladığını söyledi. “İnşaatın başlaması için finansmanı kapatmamız lazım. Finansmanı kapatmaktaki hedefimiz de 2012 sonudur” diyen Aksoy, “Müteahhit seçimini de yıl sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Yani hem müteahhidi hem de finansmanı yıl sonuna kadar tamamlayacağız. 4 büyük konsorsiyum oluştu. Dünyanın en önemli şirketleri geldi. Japonya, Kore, İtalya, İspanya, İngiltere, ABD ve Hindistan’dan gelen bir çok ülke şirketinin yer aldığı konsorsiyumlar oluşturuldu. Finansmanı için de bu ülkelerin eximbankalarına gitmek bizim ana stratejimiz. Dolayısıyla konsorsiyumlarda yer alan ülkeler bizim için önemli. Öz sermayemizi koyacağız. IFC, EBRD gibi uluslar üstü kalkınma bankalarını da alacağız bu paketin içinde yerli ticari bankalar da olacak. 2015-16’da üretime geçmek istiyoruz. Finansman aşamasındayız ama öz sermayeden ciddi yatırım da yapıyoruz 150-200 milyon TL civarında da finansman kapanışı öncesinde 2012’de yatırım öngörüyoruz” bilgisini verdi.
Dünya
Yazdır