11 Nisan'da açıklanan cari açık verisi, beklentilerin altında geldi. Böylece 2011 yılında notumuzu baskı altında tutan önemli bir ekonomik veri de atlatılmış oldu. Hatırlayacaksınız son çeyrek büyüme verisi ve dış ticaret dengesinin yanı sıra bütçe dengesi Türkiye'nin fırtınalı sularda doğru ve güçlü bir yol aldığını gösteriyor. Piyasalarda özellikle Brent petrolünün son üç ayda yüzde 15 yükselmesinin ardından cari açığın daha da büyümesi beklenirken ihracat odaklı büyümeye devam eden Türkiye ekonomisi makro açıdan bakıldığında doğru rasyoları tutturdu diyebiliriz. Kredi derecelendirme kuruluşları bir müddet daha izleyerek not artışına karar vermek durumunda olacaklar gibi gözüküyor. Başka çıkar yolları yok gibi.
Bununla birlikte kırılganlığa yol açan en önemli iki etken henüz ortadan kalkmadı. Birincisi Avrupa kurtarma mekanizmasının genişletilip genişletilmeyeceği konusu hâlâ bir muamma. Yunanistan'ı son anda iflastan kurtaran ve yük alan Avrupa daha büyük lokma olan İspanya konusunda ne yapacak? Geçen hafta adeta alarm sinyalleri veren başta CDS (risk primi) olmak üzere piyasa verileri gerçekten İspanya konusunda ciddi bir sıkıntının gelmekte olduğunu gösteriyor. Dahası İtalya ve Portekiz de bu ülkeye katılabilir korkusu piyasalar üzerinde karabasan etkisi yapıyor. Bu ülkelerin reform ve kemer sıkma politikaları büyüme üzerinde ciddi baskılar oluştururken yüksek benzin fiyatları ve enerji pahalılığının etkisiyle zor durumdan nasıl kalkabilecekleri bilinemiyor.
Türkiye, sıcak çatışmanın hemen yanında olmasına rağmen güçlü ve yüksek moralli duruşu, kabiliyeti yönünden bütün bu olumsuz gelişmelere karşı sıkı bir duruş sergileyerek adeta güven veriyor. Türkiye'de piyasalar Avrupa'ya hatta Asya bölgesine oranla ocak ayından bu yana daha olumlu bir seyir izliyor. Yabancı raporları Türk piyasasını Rusya ve diğer önemli gelişmekte olan piyasalara göre pahalı olarak nitelendirse de ilk üç aydaki para girişi ortada. İMKB daha çok banka hisseleri ile yükseliş yaşasa da sonuçta önceki yıllara göre hele hele geçen yılın ağustos ayına kıyasla daha güçlü. Ancak yine de yabancı yatırımcıların bir olumlu beklentiyi satın alarak Türkiye'de pozisyon almaları söz konusu olmalı, zira Avrupa kıtasının sorunlarla dolu olduğu sırada ve yanı başında sıcak çatışmaların artabileceği endişelerine rağmen piyasalar bu kadar rahat olamazdı.Önümüzdeki süreci değerlendirdiğimizde Avru-pa'nın bu gelmekte olan yeni krizi aşarak yola devam edebilmesinin piyasalara moral aşılamak ve desteklemekten geçtiğini anladığını görüyoruz. Ancak bir zamanlama sorunu var. Bu sorun piyasalara olumsuz etkide bulunuyor. Önümüzdeki hafta Avrupa tahvil ihalelerindeki sonuçlar ve ABD konut piyasasındaki veriler borsalara yön verebilir. Olumsuz trendler tepki yükselişine yerini bırakırsa İMKB yeniden 62 bin puanı aşmaya çalışacak. Tamamlanan 12 aylık konsolide bilançolarının ardından şirketlerin nisan sonunda başlayan ilk çeyrek bilanço verileri borsada satın alınmaya devam edebilir. Bankacılık sektörü kârlılık açısından olumlu bir beklentiye sahip. BDDK verilerine göre yüzde 15-20 kârlılık artışı söz konusu. Borsa bu sektör öncülüğünde hareket ettiğine göre nisan sonu veya mayıs ortasına kadar endeksin düşüşlerinde alıcılar bu beklentileri değerlendireceklerdir. Endeksin 63 bin ile 59 bin seviyesinin aşağıya veya yukarıya kırılıp kırılmayacağı yakın bir zamanda ortaya çıkacaktır.
İspanya Borsası çöküyor, yeni kriz kapıda mı?
Yunanistan'ın batmaktan son anda kurtarılmasının ardından İspanya, İtalya, Portekiz gibi sırasını bekleyen ülke borsaları başlangıçta toparlanıyor görüntüsü vermişti. Nitekim şu an zor durumda olduğu kabul edilen ve tahvil ihalelerinde bir öncekine göre sürekli kan kaybeden, risk primi yükselen ve temerrüde düşeceği hesaplanmaya başlayan İspanya'nın borsası şubat ayından bu yana yaklaşık yüzde 19 değer yitirerek 9 bin puandan 7.250 puana kadar geriledi. Cuma günü Avrupa borsalarının çökmesine yol açan düşüş İspanya'dan geldi. Sonuç olarak 2008 krizi sırasında düştüğü seviyelere yaklaşarak piyasalarda Yunanistan'dan sonra ikinci bir krize yol açmak üzere olan büyük lokma İspanya ciddi bir sorun oluşturmaya aday. Dahası İspanya'dan sonra İtalya ve nispeten daha küçük sorun olan Portekiz var. Hafta içinde gözler Almanya'nın iki yıllık tahvil ihalesinde olmakla beraber kurtarma fonunun genişlememesi durumunda spekülatörler Avrupa'ya yeni bir darbe vurabilirler. İspanya borsasının çökmesi ve domino etkisi korkusu, önümüzdeki günlerde gelişmekte olan borsaları bir süreliğine olumsuz etkileyebilir. Toparlanmalarda satış baskısına dikkat.
Selim Işıklar/ZAMAN