Amerika ve Avrupa ekonomilerinin büyüme verilerine odaklanarak yön bulmaya çalışan piyasalarda, yatırımcılar bir taraftan da perde arkasında Türkiye’nin tam ortasında bulunduğu coğrafyada Suriye kaynaklı artan gerilimi takip ediyor. Son olarak Suriye Dostları’nın İstanbul’da gerçekleştirdiği toplantı ile gerginlik çeperine İran’ın da dahil olması bu yöndeki soruları artırmış durumda. Bölgede Suriye kaynaklı olası bir gerginlik, hiç şüphesiz yatırımlarını orta ve uzun vade planlayan yatırımcılar için daha da ön plana çıkıyor.
İntegral Menkul Değerler tarafından yapılan analize göre, bölgede Suriye kaynaklı olası bir savaşın etkileri önce kendisini petrolde gösterecek. Şu anda 102 dolar civarında seyreden ABD ham petrolünün fiyatı hızla 120 dolara yükselebilir. Petrol fiyatlarının altını da tetikleyeceği uyarısında bulunan uzmanlar, İstanbul Menkul Değerler Borsası’nın (İMKB) 52.500 desteğine kadar gerileyebileceğini, doların 1.85 TL’nin üzerini zorlayabileceğini düşünüyor. İntegral Menkul Değerler Hazine Bölümü Direktörü Niyazi Yılmaz, Arap Baharı sırasında yaşanan Ortadoğu kaynaklı sermaye girişinin tersine bir durum yaşanabileceğini belirterek, “Suriye kaynaklı bir savaşın bölgede yaratacağı politik belirsizlik, bu kez sermaye girişinden çok Ortadoğu sermayesi üzerinde olumsuz bir etki yapabilir” dedi.
Bölgede olası bir siyasi, politik gerginliğin öncelikli yansımasının petrol fiyatlarında olacağını belirten Niyazi Yılmaz, “Geçtiğimiz dönemden de hatırlanacağı üzere, ABD-İran gerginliği sonucunda ABD ham petrol fiyatları 110 dolar seviyelerine kadar yükselmişti. Bu durumda da olası bir savaş durumunda petrol fiyatlarında 115 – 120 dolar aralığına kadar sert yükselişler görülebilir” dedi. Suriye kaynaklı bir savaş durumunda, Türkiye bölgede tampon konumunda olduğu için piyasalarda negatif yansımalar gözlemleneceğini kaydeden Yılmaz, şu tahminlerde bulundu:
“Olası bölgesel bir gerginlikte, yatırımcıların tedirginlik düzeyleri Türkiye'nin oynayacağı role de bağlı olacak. İMKB’de 56.500 seviyelerine kadar çekilmeler yaşanabilir. 56.500 destek seviyesinin altında 52.500 seviyeleri gözüküyor. Serbest piyasada ise doların tekrar 1.83-1,85 TL bandına yükselebileceğini düşünmekteyiz.
Altın fiyatlarında, olası bir savaş durumunda petrol fiyatlarındaki yükselişin de etkisi ile yukarı yönlü hareketler gözlemlenebilir. Ayrıca, siyasi açıdan gerginliklerin yaşandığı dönemlerde yatırımcıların güvenli liman olarak gördükleri altına yöneldikleri unutulmamalı. Altın fiyatlarını bu psikoloji de etkileyecektir ve gerginliğin boyutlarına göre 1.750-1.800 dolar seviyelerine hızlı bir yükseliş yaşanabilir.”
TÜRKİYE’NİN ROLÜ NE OLUR?
Öte yandan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın aylardır ülke içindeki muhalifleri kontrol altına almayı başaramadığı düşünülürse, otoritesinin azalmaya devam ettiği bu dönemde olası bir Birleşmiş Milletler müdahalesine karşı tavır almak istemeyeceği öngörüsünde de bulunan Yılmaz, “Bunun en son göstergesi İstanbul'da gerçekleşen Suriye'nin Dostları Grubu toplantısı öncesi Annan Planı'nı kabul etmesi oldu. Dolayısıyla savaş olasılığı düşük ancak bu konu gündemde kalmaya ve çözüm beklemeye devam edecek” diye konuştu.
Suriye Dostları Grubu'nun toplantısının ardından ilişkilerin gerildiği İran ile ilgili olarak ise “Nükleer silah konulu toplantının önemi İran için çok büyük. İran, ABD ve Avrupa ile bir müzakere sürecine girmek zorunda kalırsa, görüşmelerin İstanbul'da yapılması bütün tarafların kabul edeceği tek seçenek gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, Türkiye’nin olası bir savaşta taraf olmasını beklemediğini de söyledi. Yılmaz, “Ancak olası bir BM barış gücü müdahalesi olursa, Türkiye askeri havalimanı kullanımı gibi stratejik destek sağlayabilir. Ancak bu olasılıklardan önce tüm diplomatik yolların denenmesi ve Türkiye'nin Suriye'deki olayların sonlanması için arabulucu olması daha muhtemeldir” dedi.
YATIRIMCILAR NE YAPMALI?
Siyasi gerginliklerin olduğu dönemlerin yatırımcılar açısından genel olarak risk içerdiği uyarısında da bulunan Yılmaz, izlenmesi gereken yol ile ilgili olarak ise şu tavsiyelerde bulundu: “Yatırımcıların olası bir savaş durumunda yatırım tercihlerinde temkinli olmalarını, tek bir yatırım aracına yatırım yapmak yerine, risklerin dağılması açısından birkaç yatırım aracından oluşan portföyler oluşturmalarının daha sağlıklı sonuçlar doğurabileceğini düşünmekteyiz.”