Bankasının içini boşaltıp devleti zarara uğratan ve bu nedenle de tüm mallarına haciz konan Cavit Çağlar, TMSF ile yaptığı son protokole göre 2011 Temmuz’unun sonuna kadar ödemesi gereken 400 milyon doları ödemediği halde 6 aydan fazla süren belirsizlik sürecinin ardından bir kez daha yetkilileri ikna etmeyi başardı.
Bilindiği üzere 2008 yılında TMSF başkanı Ahmet Ertürk, Cavit Çağlar’ın tüm mal varlığı ile birlikte Bursa’da hayli etkili bir konumda olan medya grubuna da el koymuş ve bu durum 2011 yılının Aralık ayına kadar devam etmişti. Bu tarihte TMSF ile yaptığı protokole göre Temmuz ayının sonuna kadar 400 milyon dolarlık borcunu ödeme taahhüdüne mukabil medya grubu Çağlar’a iade edilmişti.
Bu çok etkili medya organlarını tekrar ele geçiren Çağlar, Büyükşehir Belediyesi ile girdiği iyi ilişkiler sonunda tesadüfen olsa gerek Temmuz ayında sahip olduğu 350 bin metrekarelik tarım arazisinin Bursa Büyükşehir belediye Meclisinin yaptığı tadilat sonucunda arsaya dönüştürülmesini sağlamış ve hemen ardından bu arsayı TOKİ’ye pazarlamaya çalışmıştı.
TOKİ yetkililerinin yaptığı araştırmalar sonunda Çağlar’ın bir anda araziden arsaya dönüşen bu yer için istediği 300 milyonu çok bulmuş, bir rivayete göre en fazla 10 milyon dolar ödeyeceğini bildirmiş. Bunun üzerine kilitlenen görüşmeler Şubat ayına kadar bu haliyle devam etmişti.
TMSF 2011 yılının Temmuz ayında protokole uymadığı için yasal anlamda yapması gereken hiçbir şeyi yapmamış ve Şubat ayında görev süresi dolan M. Şakir Gül’ün ayrılmasından hemen önce içeriğini kimsenin bilmediği yeni bir protokol imzalayarak Çağlar’a hayat öpücüğü verilmişti.
Rotahaber'in edindiği bilgiye göre Bursa kökenli olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in bastırmasıyla TMSF böyle bir uygulamaya rıza göstermiş. Konuyla ilgili çevreler M. Şakir Gül’ün görev süresinin uzatılması için Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin’in verdiği teklifi de bu bağlamda hayli ilginç buluyorlar.
Edinilen bilgilere göre tüm kamuoyundan bir sır gibi saklanan protokolün ardından TMSF zaten kendi haczinde olan arsayı TOKİ’ye pazarlama çabası içerisindeymiş. Görüşmelerin son aşamaya geldiği söylenen bu pazarlama sonunda Çağlar, elini soğuk sudan sıcak suya sokmaksızın Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından hiç yoktan üretilen rantı yine bir devlet kuruluşu olan TOKİ'ye’ pazarlayarak bir anlamda devletin bir cebinden aldığı parayı yine devlete aktararak 400 milyonluk borcundan kurtulacak.
Kamu vicdanını ciddi anlamda yaralayacak bu gelişmenin arkasında kimin olduğu ve protokolün neden gizlendiği ise bir muamma.
Görünen o ki, protokolle kendisini sağlama alan Çağlar medyası Faruk Çelik’in yerine Bursa’ya gelen başbakan yardımcısı Bülent Arınç’la kavga etmeyi bile göze almış.
Bilindiği üzere geçtiğimiz Pazar günü Çağlar’ın gazetesi ‘Olay’, başyazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın kaleme aldığı yazıyı manşetine taşımış ve bu yazıda Bülent Arınç doğrudan hedef alınmıştı. Bunun üzerine Bülent Arınç’ın yaptığı açıklama ise başta Bursa medyası olmak üzere ulusal medyada da ciddi anlamda yankı bulmuştu.
Bütün bunların akıllarda oluşturduğu soru ise şu: Başta Cem Uzan olmak üzere TMSF’nin eline düşen hiç kimse, devlete olan borcunu ödemeden malvarlığını iade alamamıştı.
Halis Toprak’la mukayese edildiğinde çok daha sıkıntılı bir durumu olan Cavit Çağlar nasıl oluyor da defalarca taahhütte bulunup protokol imzaladığı ve hiçbirisinde bu protokole uymadığı halde, her seferinde yeni bir protokolle adeta ödüllendiriliyor?
Yapılan son protokolün kamuoyundan gizlenmesi ve içeriğinin hiç kimse tarafından bilinmemesi ise bu soruyu çok daha anlamlı hale getirmeye yetiyor.
ROTAHABER
Yazdır