Yazdır

Banka hisseleri neden cazip?

Tarih: 11 Mart 2012 - 03:12

Borsa'da 2010 yılı sonundan itibaren başlayan yabancı satışları, endeksin 71 bin puandan 48 bin puana kadar gerilemesinde etkili olmuştu.

Açıkçası 2012 yılına girilirken Borsa'nın görünümü çok da iç açıcı görünmüyordu. Nitekim 2007-2008-2009-2010-2011 yıllarındaki hareketler genel trendler itibarıyla beklentilerimiz çerçevesinde gerçekleşmiş olsa da 2012 yılını tahmin etmek oldukça zor ve çok bilinmeyenli denklemlerle dolu olduğunu önceden söylemiştik. Bir analizimde de 2012 yılının ilk yarısı zor, ikinci yarısı daha da zor geçecek demiştim. İlk çeyrek geçmek üzere ve Avrupa piyasaları Yunanistan meselesini şimdilik de olsa çözerek önemli bir krizin aşılmasında muvaffak oldular. Dünya ekonomisi, bu olumlu gelişmelere karşın petrol fiyatlarındaki yükselişin tehdidi altında büyüme ve enflasyon açısından zorlanacağı bir döneme giriyor. Piyasalarda ticaret endekslerine baktığımızda 2007-2008 yıllarındaki hareketliliğin çok uzağında olduğunu rakamlarda görmekteyiz. Borsa hareketlerinin çoğu kez ekonomilerdeki gelişmelerle bire bir paralellik göstermediğini elbette biliyoruz. Örnek verirsek, otomotiv satışlarının önceki yıla göre yüzde 30 düştüğü ülkemizin Borsa'sında bu haberin sektöre henüz satış getirmemesi gibi. Ya da petrol fiyatlarındaki yükselişlerin olumsuz etkilediği sektörlerin Borsa'da talep görmesi gibi. Sonuç olarak, 2012 yılı piyasalar tarafından bakıldığında şimdilik de olsa olumlu geçiyor. Yabancılar, ocak ve şubat ayında hisse aldılar. Ocakta 470, şubatta 280 milyon dolar civarında toplam 750 milyon dolarlık alımlarının önemli miktarını yine bankacılık sektörü hisseleri oluşturdu. BDDK'nın hafta içinde açıkladığı verilere göre bankacılık sektörü ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre kârlılığını yüzde 18 artırmış gözüküyor. Şubat ve mart ayı içindeki gelişmelere baktığımızda bankacılık sektörünün ilk çeyrek kârlılığı geçen yılın yüzde 20 civarı üstünde gelecek. Yabancı yatırımcıların alım yapmalarında elbette bu gelişmenin rolü büyük. Ancak ekonomiyi tehdit eden petrol fiyatlarındaki yükselişler konusunda ise yabancı şu an sesini pek yükseltmese de petroldeki yükselişin tetiklediği ve pazartesi günü açıklanacak cari açık verisini gördüğümüzde pek mutlu olmayabiliriz. Özetleyecek olursak, piyasalar yabancı fon girişleri nedeniyle şu ana kadar olumsuz bir durum yaşamadı. Yunanistan krizinin engellenmesi, mali birlik anlaşması ve mart ayı sonundaki yeni kurtarma mekanizmasının kabul edilecek olması, Avrupa'dan esecek sert havayı dağıttı. ABD piyasalarında ise istihdamda yaşanan iyileşme dış ticaret açığındaki rekor artışa rağmen ön planda tutulurken Apple hissesindeki rekor yükseliş hareketinin sürmesi (508 milyar dolar piyasa değerine ulaştı) ABD borsalarındaki teknik düzeltmeyi yavaşlattı. Böylece şu ana kadar işler iyi gitti. Türkiye, 2012 yılında yumuşak iniş konusunda önemli adımlar atarak belki de bilerek başta kredi hacmini engelledi ve makro dengelerinde revizyona gitti. Piyasalardaki gelişmeler, Borsa, döviz ve altın Önümüzdeki hafta boyunca konsolide olmayan bilançolar açıklanmaya devam edecek. Böylece 2012 yılına ait konsolide olmayan kâr zarar tablolarının önemli bölümü tamamlanacak. Bu kâr ve zararların açıklanmasının ardından şirketler genel kurula bildirecekleri temettü oranlarını yönetim kurulları toplantılarında belirleyecekler. Şirketlerin genel kurul ve yönetim kurullarında aldıkları ve alacakları kararlar şirketlerin Borsa'daki hareketlerine yansıyor. Yatırımcılar artık kârdan çok şirketlerin açıklayacağı sermaye artırım kararlarına, yabancı ortaklık veya satışlarına odaklanmış durumda. Bilgiyi herkes önceden elde etmenin peşinde. Bu durum, içeriden öğrenenlerin ticareti yani insider trading konusunda gerek yöneticilerin gerekse yatırımcıların daha dikkatli olmasını gerektiriyor. Özellikle bilanço veya genel kurul öncesi alınan kararlarda bazı şirketlerde olağanüstü aşağı veya yukarı hareketlerde insider trading şüphesi yeni SPK yasasında daha sıkı önlemleri beraberinde getiriyor. Yatırımcılar, öncelikle şirketin ortakları ve sahipleri sonra şirketin beşeri sermayesini oluşturan üst yönetim kadrosunu kârlılık ve büyüme politikalarına göre sonra sektörel gelişim ve büyüme başta olmak üzere genel stratejilerine göre yatırım yapmalılar. Elbette şirketin bilançosu defter değeri fiyat kazanç oranı gibi temel rasyolara bakarak kararlar alabilirler. Ama ortaklık kültürüne bugüne kadar uymuş yatırımcı dostu bir anlayışa sahip şirketlere öncelik vermeliler. Teknik olarak değerlendirdiğimizde satış baskısıyla hareket ederek özellikle bankacılık sektöründeki hisselere dönük kâr satışlarıyla bir miktar gerileyen endeksin 58.300-57.000 puan seviyelerinde önemli destekleri bulunuyor. Yükselişe yine bankacılık desteğiyle geçmesini beklediğimiz Borsa'nın bilançolarının tamamı açıklandığında bir sonraki üç çeyrek bilançoları daha da önem kazanacaktır. Petrol fiyatlarının yükselişine neden sessiz kalınıyor? Tahvil takasıyla Yunanistan'ın özel sektöre olan 206 milyar Euro'luk borcunun yüzde 53,5'inin silinmesi, faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması hedefleniyor. Ayrıca ikinci kurtarma paketi olan 130 milyar Euro'luk dilimin serbest bırakılması bekleniyor. Bu haberler, dünya piyasalarında bir süredir gelen olumlu haber akışının devamı niteliğinde. Piyasalarda Yunanistan ile ilgili gelişmeler zaten fiyatlandığı için artık yükseliş eğiliminin devamı için daha farklı gelişmeler olması gerekiyor. Yine de Avrupa'nın önde gelen borsaları borç takasındaki başarı sebebiyle önceki gün yükseliş çabasını sürdürdü. Petrol fiyatları ise gerek bu olumlu gelişmeler gerekse ABD istihdam piyasalarındaki toparlanmanın etkisiyle 126 dolar sınırında hareket etmeyi sürdürdüler. ABD dış ticaret açığının ocak ayında 2008 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıkarak 52,6 milyar dolara çıkması ABD piyasalarındaki coşkuyu engelledi. Petrol fiyatlarının Euro/dolar paritesini göz önünde bulundurduğumuzda Avrupa için 2008 yılındaki rekorun da üstünde olduğu bir gerçek. Hatırlayacaksanız 1,60 paritesinde petrol fiyatları 147 doları bulmuştu. Türkiye ekonomisi için 120 doların üstü önemli bir risk olarak görülüyor. Enflasyon ve büyüme üzerinde olumsuz etkisi olan petrol fiyatlarını aşağı döndürmek için farklı bir fiyat mekanizması kurulması ve petrol arzının artırılması gibi önlemler üzerinde durmak yerine zaman kaybederek hiçbir şey olmamış gibi yapmak inanılır gibi değil. selim ışıklar-zaman

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/banka-hisseleri-neden-cazip/342918