Yazdır

Kriz Avrupa Merkez Bankası ile bitti

Tarih: 15 Şubat 2012 - 11:59

Yunanistan'da yaşananlar gündemi çok meşgul ediyor. Çünkü magazin değeri yüksek.

Yunan politikası kaos içerisinde, muhalefet partileri Almanya aleyhine sloganlar atıyor, başbakan muhalefet partilerini "ya yaptırımları imzala ya da iflas" diye tehdit ediyor, halk sokakları ateşe veriyor, vs. Basın yeterli ilgiyi çekecek kalitede haber bulmakta zorlanmıyor.
Yatırımcıların şunu açıkça görmeleri gerekiyor: 2008 Eylül ayında ABD'de Lehman Brothers adlı yatırım bankasının iflası ile ateşlenen global kriz aslında Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB'nin) geçen yıl sonunda Avrupa bankalarına yaptığı 3 yıllık fonlama ile bitmiş oldu. Bundan sonra yaşanacaklar artık krizden çıkışın yönünü değil, hızını (sürecini) ve şiddetini belirleyecek.
ECB, krizi nasıl bitirdi?
ABD, krizde oluşan zararları çabuk paylaştırdı. Bir kısmını vergi mükelleflerine bir kısmını da banka hissedarlarına ödetti. Böylece bilançolardaki pisliklerin önemli bir bölümünü yeniden ekonomiyi büyütebilecek ve istihdam sağlayacak kadar temizlemiş oldu. Kalan kısmını da zaman içinde temizleyecek adımları atıyor.
Krizin dolaylı dolaysız etkilerini gören Avrupa'da ise 2 yıldır bir türlü zararları kimin üstleneceğine karar verilemedi. Politikacılar ne bankalarına ne de halklarına söz geçiremediler. Bankaların zararlarını devletler üstlendikçe devletlerin itibarı sarsıldı, devletlerin itibarı sarsıldıkça da artık kurtaracak otorite kalmadı diye bankalar itibar kaybetti. Devletler çareyi tasarruf yapmakta arayınca bu sefer de ekonomilerin küçülmeleri ve borçların altında ezilmesi riski ortaya çıktı. Çare, zayıflayan ekonomilerin Euro'dan çıkıp iflas ve devalüasyon kombinasyonuyla büyüme rüzgârını yakalamasıydı. Ama Euro Projesi için zamanında büyük bir çaba harcayan Almanya ve Fransa gibi büyükler bu çözülmeyi kontrol edemeyeceklerini düşünerek cesaret edemediler. Geçen sürede zayıflar daha da zayıfladı. 2008-2010 döneminde İrlanda % 10, Yunanistan % 7, İtalya % 5, İspanya % 3 ve Portekiz % 1,5 küçüldüler ve bazıları 2011'de de küçülmeye devam etti. Yani katlanılacak zararın boyutu büyüdü ve piyasalar iyice güvenlerini kaybettiler. Sorunlu ülkelerden ve bankalardan iyice kaçmaya başladılar.
Sonunda ECB devreye girdi. Baştan beri radikal davranmakta nazlanan eski başkan Trichet'ye onurlu biçimde (emekli ederek) el çektirip yeni başkan Draghi ile birlikte krizi bitirecek adımı attı. Bankalarına 3 yıl gibi uzun bir vadede ve çok ucuz bir maliyetle (şimdilik % 1 ama daha da düşecek) bolca likidite verip yatırımcılara "siz ne kadar kaçarsanız kaçın ben bankaları yaşatacağım" mesajı verdi (Grafik 1). Sonuçta Euro basma gücü olan ECB bunu yapacağını taahhüt edip gerçekten yapmaya da başlayınca piyasalar yatıştı. Kısa sürede en kötüyü gördükleri ve bundan sonra daha kötüsünün yaşanmayacağı konusunda ikna oldular. Sorunlu bankaların hisseleri ile sorunlu ülkelerin tahvillerine geri döndüler (Grafik 2 ve 3).
Bazı analistler bu aksiyonla sadece zaman kazanıldığını ve Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerde özellikle büyüme tarafındaki soruna yönelik henüz bir çözüm ortaya konulmadığı görüşündeler ve krizin bitmediğini düşünüyorlar. Büyüme tarafında haklılar ama krizin bitmediği konusunda atladıkları önemli bir husus var: Bu sefer sadece zaman kazanılmadı. ECB geri dönülmez bir yola girerek piyasaları çok endişelendiren banka ve devlet iflas sarmalını kırdı. Krizin artık bitmiş olduğunu düşünmek gerektiğinin sebebi bu.
Yunanistan artık faktör değil
Avrupa Komisyonu, IMF ve ECB Troykası, Yunanistan sorununu 130 milyar Euro daha destek verip karşılığında 3,3 milyar Euro tasarruf yaptırarak ve kamu borcunun özel sektöre olan kısmının en az % 70'sini affettirip kalanının vadesini uzatarak ve faizini düşürerek çözmeye çalışıyor. İstenen 2015'e kadar 150 bin kamu çalışanının işten çıkarılması, emeklilerin ve kamu maaşlarının dörtte bir azaltılması, kamu yatırımlarının durdurulması gibi acı önlemler. Böylece kamu borcu ekonominin % 120'sine (yani İtalya seviyesine) gerileyecek. Almanya liderliğinde otoriteler bu önlemlerden hiç taviz vermiyorlar. Çünkü borcu iki kez yeniden yapılandıramayacaklarını, bir kere de bu pisliği temizlemek gerektiğini biliyorlar. Meclis'teki partiler de bunu savaşmadan imzalarlarsa, 2002'de Türkiye'de olduğu gibi, politika sahnesinden silineceklerinin farkındalar. O yüzden son dakikaya kadar savaşıp halkın gözünde "mücadele etmiş ama gücü yetmemiş" konumda olmak istediler. Ama sonunda önlemler Meclis'ten büyük oy çoğunluğu ile geçti. Troyka bu hafta bunu onaylayacak ve Yunanistan sorununu çözmeye yönelik bir süreç başlayacak.
İlginç olan, kamuoyuna yansıtılanın tersine bu anlaşmanın Yunanistan'ın sorununu çözemeyecek olması. Borcu ekonomisinin % 120'sine inse de Yunanistan'ın bunu ödeyecek gücü yok. Çünkü kendisinden istenen tasarrufları yapmaya çalışırsa ekonomisini büyütemez ve borcunu azaltmasını sağlayacak faiz dışı bütçe fazlasını üretemez. Ekonominin büyüdüğünü görmedikçe de özel sektörden borç bulamaz. 2011'de % 7 daha küçülmesi beklenen Yunanistan, bu yıl da buna yakın küçülebilir. O nedenle büyük olasılıkla 1 yıla bile kalmadan istenen tasarruf önlemlerini almaktan çark edecek ve 130 milyar Euro'luk desteği kaybedecek. Sonunda Euro sistemini terk edecek ve zaten % 70'i tıraşlanmış borcunu bu sefer Drahmi'ye çevirip devalüe ederek ödenebilir hale getirecek. Çünkü rekabetçi bir Drahmi ekonominin büyüme motoru olacak.
Piyasalar için en önemlisi ECB'nin söz dinleyip bankaların arkasına geçmesi idi. Bunu elde ettikten sonra da öyle ya da böyle Yunanistan'la bir anlaşmanın yapılacağına oynadılar. Ama aynı zamanda anlaşmanın Yunanistan'ın borcu azaltmaktan öte sorununu çözemeyeceğini de gayet iyi biliyorlar. Yunanistan'daki zararlar artık yazıldı ve o yüzden bundan sonra Yunanistan bir faktör değil. Ama piyasaların bir beklentileri daha var: Yunanistan'dan sonra Portekiz ve diğerlerinin iflasının önlenmesi. Büyük olasılıkla bunu da yapacaklar. Nasılsa Yunanistan'a verilen destek fazla kullanılmayacağı için ellerinde hazır kaynak da olacak. 
Saruhan Özel/ZAMAN

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kriz-avrupa-merkez-bankasi-ile-bitti/339959