Yazdır

"Değerli TL dengeyi bozar"

Tarih: 01 Şubat 2012 - 13:46

Mehmet Büyükekşi, Türk Lirasının yeniden ve aşırı değer kazanmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk Lirasının yeniden ve aşırı değer kazanmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “TL’nin yeniden ve aşırı değerlenmesi, enflasyon ve faizlerde artış gibi büyük çabalar ve külfetlerle sağlanan dengenin bozulmasına yol açabilir. Kurların çok hızlı inip çıktığını görüyoruz. 1,55’den 1,90’a çıkıldı. Şimdi de 1,75’e çekiliyor. Buranın aşağıya inmesi durumunda daha önce yaşanan sorunlar yaşanabilir” diye konuştu.
TİM Ocak ayı ihracat rakamlarını İnegöl’de açıkladı. Burada bir konuşma yapan Büyükekşi, 2011 yılından alınan moral ve motivasyon ile 2012’ye hızlı bir başlangıç yaptıklarını vurgulayarak, dünya ekonomilerinin ise 2012 yılına karamsar bir tablo ile başladıklarını söyledi. Avrupa ekonomilerinin bütçe açıkları ve borç stoku ile boğuştuğunu dile getiren Büyükekşi, “IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar dünya çapında yıllık büyüme tahminlerini düşürdü. IMF dünya ekonomisinin 2012 yılında yüzde 3.3 oranında büyüyeceğini, Euro bölgesinin ise binde 5 oranında küçüleceği tahmin ediyor. Ülke risklerindeki artış, bankaların borçlarını azaltamaması ve ilave mali önlemler sorunları daha çok derinleştiriyor. Kemer sıkma politikaları büyümeyi tehdit etmekte, Avrupa ülkelerinde resesyon çanları çalmakta. Dünya Bankası ‘yeni krize hazırlanın’ şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya ekonomisinin yüzde 2.5, Türkiye’nin ise yüzde 2.9 oranında bir büyüme yakalayacağını öngörmekte” ifadelerini kullandı. Bu tahminlere katılmadıklarının altını çizen Büyükekşi, TİM olarak Türkiye’nin 2012 yılında yüzde 4’lük büyüme hedefini yakalayacağını beklediklerini, 2012 yılının üçüncü çeyreğinden sonra bu beklentinin revize edilerek daha yukarılara taşınacağını kaydetti.
"DOLARIN DEĞER KAYBETMESİ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN REKABETÇİLİĞİ İÇİN ZARARLI SONUÇLAR DOĞURACAK"
Amerika’nın daha fazla parasal genişlemeye gitme ihtimalinin bulunduğunu söyleyen Büyükekşi, bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda bunun piyasalara olumlu yansımalarının olacağını ifade etti. Büyükekşi, “Bu durumda faizler aşağı inerken, borsalar çıkacak, dolar değer kaybedecektir.
Bu parasal genişleme gelişmiş ülkelerin içinde bulunduğu üretememe sorununun sümen altı edilmesine neden olacak. Yine varlık değerleri şişecek. Bu adım, sorunun çözümü yönünde atılacak bir adım değildir. Doların değer kaybetmesi ABD için olumlu bir adım olabilir. Ama bu durum gelişmekte olan ülkelerin rekabetçiliği için zararlı sonuçlar doğuracak. Parasal genişlemeden bu zamana kadar fayda gelmedi. Bundan sonra da fayda geleceğine inanmıyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE İHRACATTA SÜRPRİZ YAPACAK
TİM olarak Davos’taki karamsar beklentilerin aksine Avrupa’nın yılın ikinci yarısından başlayarak kademeli bir şekilde iyileşeceğini düşündüklerini anlatan Büyükekşi, aynı şekilde, Türkiye’nin 2012 yılında hem büyüme hem ihracatta sürpriz yaparak beklentilerin üzerinde performans sergileyeceğine inandıklarının altını çizdi.
DOĞU BATININ KRİZİNDEN OLUMLU YÖNDE AYRIŞIYOR
TİM Başkanı Büyükekşi, Doğunun, Batının krizinden olumlu yönde ayrıştığına işaret ederek, bu ayrışmayı, 2008’den beri süregelen sürecin en önemli dönüm noktalarından biri olarak değerlendirdi. Büyükekşi, “Bu yönelimin bizi etkileyen ve ilgilendiren yönleri var. Bir takım çevreler Türkiye’nin yeniden eski paradigmaya dönmesini istiyor. Yani yüksek faiz, düşük kur ve yüksek kısa vadeli sermaye girişi ve kura uygun borçlanma süreci istiyorlar. Bunun için faizlerin yükseltilmesini nihayet IMF resmen istedi. TİM’in kura bağlı olmayan, küresel rekabete dayalı ihracat stratejisinin bir kez daha önemi ortaya çıkıyor” dedi.
MERKEZ BANKASI’NIN PROAKTİF POLİTİKASINI DESTEKLİYORUZ
Merkez Bankası’nın açıklamalarının Merkez Banka’sının faizleri piyasaya bırakacağını gösterdiğine işaret eden Büyükekşi, “Burada kararlı. O zaman kur, gerçekçi yani Orta Vadeli Program da öngörülen çerçeveye oturacak” dedi. Büyükekşi, Merkez Bankası’nın proaktif politikasını desteklediklerini söyledi.
KRİZ ARTIK GELİŞMİŞ DÜNYAYA SIKIŞIYOR
TİM Başkanı Büyükekşi, “Öte yandan, gelişmekte olan ülkelere yönelik ‘ralli’ kendisine yön ararken, Doğu piyasalarına dönük bu ilginin ne kadar gerçekçi ve kalıcı olduğu sorusu çok önemli.
Kriz artık gelişmiş dünyaya sıkışıyor. Gelişmekte olan ülkeler yalnız Avrupa’dan olumlu ayrışmıyor. ABD’den gelen veriler de umut verici değil. Burada Türkiye çok hızlı hareket etmeli. Teşviklerden başlayacak reformlara devam etmeli. İş gücü piyasasının esnekleştirilmesi başta olmak üzere bir dizi alanda reform sürecini devam ettirmeli ve gelişmekte olan ülkeler arasında da en iyi performansı gösteren ülke olmalıdır” ifadelerini kullandı.
"EKONOMİDE YUMUŞAK İNİŞ GERÇEKLEŞTİ"
Dış gelişmelerden iç gelişmelere gelindiğinde, ekonomi yönetiminin geçen sene çok istediği yumuşak inişin sağlandığının görüldüğünü söyleyen Büyükekşi, Ocak ayının ilk verilerinin ekonomide yumuşak inişin gerçekleştiğini gösterdiğini kaydetti.
Büyükekşi, nihai iç talebin kontrollü olarak yavaşladığını, ihracat artışının büyümeye katkısındaki artışın sürdüğünü belirterek, yılın 3’üncü çeyreğinde olduğu gibi, yılın dördüncü çeyreğinde de ihracatın büyümeye pozitif katkı vereceğini vurguladı. Büyükekşi, aynı şekilde 2012’de aynı trendin devam edeceğini ve ekonomide büyümeyi ihracat artışının sürükleyeceğini belirterek, ihracatın büyümede giderek belirleyici olduğunu altını çizdi.
"TL’NİN YENİDEN VE AŞIRI DEĞERLENMESİ, ENFLASYON VE FAİZLERDE ARTIŞ GİBİ BÜYÜK ÇABALAR VE KÜLFETLERLE SAĞLANAN DENGENİN BOZULMASINA YOL AÇABİLİR"
Olumlu ve istenilen dengenin sağlanmasında Türk Lirası sepet kurunun 2.10-2.15 seviyesinin büyük rol oynadığını vurgulayan Büyükekşi, “Cari açık ve enflasyonda bir dönem sonra kontrol altına alınmış olacak. Yine ithalat rakamlarının kontrol altına alındığı görülüyor. Nitekim TÜİK’in dün açıkladığı dış ticaret rakamlarına göre, ithalat Aralık ayında sadece yüzde 0.2 oranında arttı. Dolayısıyla TL’nin rekabetçi seviyelere çıkmasıyla birlikte ithalat dengeleniyor. Bu itibarla Türk Lirasının yeniden ve aşırı değer kazanmasına izin verilmemelidir. TL’nin yeniden ve aşırı değerlenmesi, enflasyon ve faizlerde artış gibi büyük çabalar ve külfetlerle sağlanan dengenin bozulmasına yol açabilir. Kurların çok hızlı inip çıktığını görüyoruz. 1,55’den 1,90’a çıkıldı. Şimdi de 1,75’e çekiliyor. Buranın aşağıya inmesi durumunda daha önce yaşanan sorunlar yaşanabilir” diye konuştu.
"KURLARIN YERLERDE SÜRÜNDÜĞÜ BİR DURUMDA İHRACAT ZARAR GÖRÜR"
“Kur sürekli düşerse ihracatı arttırmak mümkün değildir” diyen Büyükekşi, kurların yerlerde süründüğü bir durumda ihracatın zarar göreceğine dikkat çekti. Büyükekşi şu noktalara değindi:
“İstikrar talebimizi tekrarlamakta fayda görüyoruz. Geçen sene Merkez Bankası oldukça proaktif davranmaya başladı. Merkez Bankası para politikasında daha düşük faizler ve daha yüksek döviz kurlarından oluşan bir seti benimsedi. Bunun sonucunda TL değer kaybetmeye başladı. Ağustos ayında ise ABD’nin kredi notunun düşürülmesi ve AB’de borç krizinin derinleşmesi ile küresel sermaye Türkiye dahil tüm gelişen ülkelerden çekilmeye başladı ve Türk Lirası’nın değer kaybı hızlandı. 2012’nin ilk iki haftasına kadar, TCMB TL’deki değer kaybını engellemek için her türlü politika aracını kullandı ve son olarak Banka’nın itibarını da ortaya koydu ve Türk Lirasında istikrar yeniden sağlanmaya başladı. Tam bu süreçte bu kez ABD Merkez Bankası FED çok düşük faiz oranlarının 2014 sonunu kadar sürebileceğine ilişkin beklenmedik bir açıklama yaparak küresel ekonomiyi yeniden alt üst etti. Üç buçuk yıldır işe yaramadığı için iki buçuk yıl daha uzatılan çok gevşek para politikası ile Dolar değer kaybetmeye ve diğer tüm varlıklar değer kazanmaya başladı. Türk Lirası da bundan nasibini aldı ve bu kez değer kazanmaya başladı. Ancak, FED kararının etkileri bu kez sınırlı ve geçici olacak, dolar daha fazla değer kaybetmeyecektir. Nitekim gelişmiş ülkelerin yıllar boyu sürecek çok gevşek para politikaları ilan etmeleri işlerin istenildiği gibi iyi gitmediğini göstermektedir.”
DÜNYADAKİ KRİZDEN AVANTAJLI ÇIKMAK İÇİN SEKTÖRLERİN TEŞVİKLERE İHTİYACI VAR
Geçtiğimiz hafta Ekonomi Bakanlığı öncülüğünde hayata geçirilen GİTES planı ve İhracata Dönük Üretim Stratejisinin eylem planlarının açıklandığını anımsatan Büyükekşi, “Türkiye’nin girdi tedarik stratejisi GİTES ile vites büyüteceğini ve 2023 hedeflerini yakalayacağını düşünüyoruz. GİTES, Türkiye’nin ara malı ithalatına ket vuracak ve ithalatın yoğun olduğu sektörlerde üretim yapılmasını teşvik edecektir. Ekonomi Bakanlığımız cari açığın temel kalemlerini belirledi. Beş sektörde yapılan çalışmalarla durum net bir şekilde ortaya konuldu. Demir, çelik, otomotiv, makine ve kimya sektörlerinde ara malı ithalatının yoğun olduğu tespit edilmiş ve bu sektörlerde teşviklerin uygulanması için eylem planları hayata geçirilmiştir. Dünyadaki krizden avantajlı çıkmak için sektörlerimizin bu teşviklere ihtiyacı var. Bu teşvikler 2023 hedeflerimizle örtüşüyor.
Bu ayın ortasında açıklanmasını beklediğimiz yatırım teşviklerinin cari açık meselesini orta vadede çözecek çapta olmasını bekliyoruz” diye konuştu. Türkiye’nin, Batı’nın krizinden kesin olarak olumlu ayrıştığı yeni bir dönem istediklerini vurgulayan Büyükekşi, bunun yolunun da ihracatın daha da öne çıktığı, sanayinin teknolojiye bağlı yatırımlarla desteklendiği bir teşvik siste olduğunu kaydetti.
İNEGÖL’ÜN İHRACAT POTANSİYELİ DAHA YÜKSEK
İngegöl’ün mobilyası, kaplıcaları, köftesi, mehteri ve çınarları ile Türkiye’nin sembolik değerlerini olduğunu belirterek, “2011 yılında 285 milyon dolar ihracat yapan İnegöl, ihracatının yüzde 50’den fazlasını Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri sektöründen gerçekleştirdi. Mobilya sektörünün 1,7 milyar dolarlık toplam ihracatı içinde önemli bir oran. Mobilya sektörü Türkiye’de 500 bin insanımıza istihdam sağlıyor” dedi. Bursa’nın incisi İnegöl’ün ihracat potansiyelini aslında daha yüksek gördüklerini vurgulayan Büyükekşi, “Bu sebeple İnegöl’ün mobilya ihracatını daha fazla artıracağına inanıyoruz. Mobilyada tasarımla fark yaratabiliriz ve bu alana yatırım yapıyoruz. İhracatçı Birliklerimiz tarafından her yıl mobilya sektöründe Mobilya Tasarım Yarışması düzenleniyor. Bizler birliklerimize maddi ve manevi destek veriyoruz. 2012 yılında da Mobilya Tasarım Yarışması düzenlenmeye devam edecek. Ocak ayında yaptığımız mobilya inovasyon konferansı ihracatçı birliğimiz ArGe proje pazarı yapma kararı aldı. Bizlerde devam edeceğiz. İnegöllü ihracatçılarımızın daha fazla tasarıma yönelmelerini ve Ar-Ge’yi üretim modelinin merkezine almalarını bekliyoruz. İnanıyorum ki, bu şekilde ihracatta ve üretimde katma değer artışı yakalayacağız. Dün İstanbul’da Mobilya fuarının açılışını gerçekleştirdik. Birçok İnegöllü mobilya firmasının standını ziyaret ettim. Gurur duydum. Gelinen nokta gerçekten muhteşem” ifadelerini kullandı.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/degerli-tl-dengeyi-bozar/338285