Önceki gün Avrupa Merkez Bankası (ECB) görülmemiş bir fonlama yaptı; yüzde 1’le üç yıl vadeyle tam olarak 489 milyar euro likiditeyi bankalara verdi. Limitsiz bir açık piyasa işlemi olduğu için ‘her gelene’, yani tam olarak 523 bankaya verdi. Ama ayrıntılar ortaya çıktıkça, “Bol para durumu düzeltir” demek yerine, “Ne kadar da vahim” yorumu akla geliyor.
Bu beklenmeyen sonucu nasıl yorumlayacağız? Birkaç açısı var. Birincisi, ECB’den çeşitli vadelerde borç para alan bankalar, 3 yıl gibi uzun bir vadeye çevirerek vade baskısını ortadan kaldırmak istemiş olabilirler. Haftalık olarak, üç aylık olarak borç alınan fonları ucuz faizle uzun vadeye yaymak, likidite krizi içinde oldukça büyük bir rahatlama sağlayacak. Yani bu katılım, teknik olarak kısmen vade ayarlaması ihtiyacından kaynaklanmış demek.
İkincisi, Der Spiegel’e göre, Avrupa’daki bankaların 2012’de geri ödeyecekleri borcun toplamı 725 milyar euro, ilk çeyreğindeki tutar ise 280 milyar euro. Bilinen şu: Avrupa’da çok hızlı bir finansal borç ve bilanço küçültme (deleveraging) sürecine girildi, bankalar her bir ilave likiditeyi tutmayı tercih ediyor. Çünkü taze borç almaları kolay olmayacak.
Durum vahim
Üçüncüsü, bu kadar yüksek bir talebin gelmesi, sorunun büyüklüğünün de tescilini getirdi. Beklenen talep bu denli yüksek bir miktar değildi. Açıklanan repo sonuçları sorunun ne kadar büyük olduğunu, likiditeye ne kadar ihtiyaç olduğunu da tescil etmiş oldu. Sayının büyüklüğü, sorunun büyüklüğünü gözler önüne serdi.
Dördüncüsü, bu kadar yüksek fonlamaya karşın Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin işaret ettiği gibi bankaların ‘taşıma fonla portföy çevirme’ işine girdiklerini düşünen pek yok. Malum Sarkozy, “İtalyan hükümeti yüzde 6-7 ile borçlanırken İtalyan bankaları yüzde 1’le borçlanabilecekler. İtalyan devletinin İtalyan bankalarından kamu borcunun bir bölümünü bu düşük oranlardan çevirmelerini isteyebileceğini görmek için finans uzmanı olmaya gerek yok” demişti.
Analistler, bankaların ECB’den daha önce aldıkları ve vadesi gelen borcun biraz üzerinde yeni borç aldıklarını tahmin ediyorlar. Bunun da en fazla 200 milyar euro olduğunu tahmin ediyorlar. Ayrıca, bankaların daha önce aldıkları ve vadesi 28 Aralık tarihinde gelecek 169 milyar euro tutarındaki borcu, bugünden 3 yıllık borca çevirmiş olmaları olasılığı da var.
Devlet garantili kurtarma
Ama Reuters’ın üç ayrı kaynaktan doğrulattığı ve önceki gün geçtiği habere göre ECB’nin yeni sağladığı bu 3 yıllık likidite olanağının dörtte biri İtalyan bankalarınca kullanıldı. İtalyan bankaları ECB’den toplam olarak 116 milyar euro borç aldılar. Reuters’ın haberinde birkaç ayrıntı da dikkat çekiyor. O da İtalyan bankalarının portföyündeki toplam devlet tahvili miktarının 192 milyar euro olması. İkincisi de İtalyan bankalarının ECB’den borç aldığı toplam 116 milyar euronun 40 milyarlık bölümü devletin garanti verdiği banka bonoları ile yapılmış. Yine malum ECB para vermek için talep ettiği teminatlarda aradığı kriterleri gevşetmişti.
Öyle görünüyor ki artık ‘kurtarmak için bile büyük’ olan ülkelere sıra geldiğinde, Avrupa yeni bir kurtarma mekanizması kurma yoluna gitti. ECB, artık tahvil satın alarak likidite vermek yerine, yine bu tahvilleri ve ilave teminatları alarak uzun vadeyle likidite vermeye başladı. Sonuçlara bakınca da ECB’nin İtalyan bankalarına kapsamlı bir likidite sağlama operasyonunu da araya sıkıştırdığı anlaşılıyor. Sarkozy’nin örtülü biçimde işaret ettiği de bu olmalı!
UĞUR GÜRSES radikal