Euro Bölgesi'ndeki borç krizi söz konusu olduğunda, Hollanda, Fransa'ya rağmen, işbirliği için Almanya'ya yanaşabilir.
Hollanda'nın genellikle Almanya'nın rahatça arkasına alabildiği bir ülke olduğunun ve bunun yalnızca ekonomi ile sınırlı olmadığının altını çizen Amsterdam yakınlarındaki Tilburg Üniversitesi'nin finansal ekonomi profesörlerinden Sylvester Eijffinger, bunun Almanya için iyi bir destek olduğunu, çünkü Almanya'nın hiçbir kendi başına hareket etmekle suçlanmak istediğini belirtti.
Avrupalı liderler 2 yıldan fazla zamandır devam eden finansal krizi kontrol altına alma konusunda sıkıntı çekerken, Hollanda Hükümeti, Kuzey ve Güney Avrupa ülkeleri arasındaki çözüm bulma farkının altını çizercesine, tasarruf ve merkez bankalarının bağımsızlığı konularında Almanya'dan yana taraf aldı.
Şubat 2010'da da o sıralar Hollanda Başbakanı olan Jan Peter Balkenende, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i arayarak IMF'nin Yunanistan'ın fonlama ihtiyaçlarının çözülmesi için yardım etmesi gerektiğini söylemiş; bu plan, önce Avrupa Birliği'ni yetersiz görmekten korkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin muhalefetine takılmıştı. Ancak 1 ay sonra AB Liderleri kendilerini IMF'nin kapısında bulmuştu.
Hollanda'nın IMF'ye başvurulması konusunda Almanya'dan daha istekli olduğunu hatırlatan Den Haag'daki Clingedael Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nün Avrupa Çalışmaları Programı müdürü Adriaan Schout, Hollanda'nın o sıralar IMF'nin sıkı kurallarının Yunanistan'da uygulanabilmesi için Para Fonu'nun dahil olmasını istediğini belirtti.