Avrupa’da ekonomik kriz hükümetleri devirmeye devam ediyor. İrlanda, Yunanistan ve İtalya’nın ardından İspanya’da da iktidar el değiştiriyor. Ancak yeni liderleri bekleyen zafer sarhoşluğu yerine kriz kâbusu olacak...
Euro Bölgesi’nde değişim rüzgârları esmeye devam ediyor. Yunanistan’da kötü ekonomik performansla özdeşleşen PASOK iktidarı yerini büyük ölçüde teknokratlardan oluşan Lucas Papademos hükümetine bıraktı. İtalya’da da skandallarla anılan Başbakan Silvio Berlusconi de aynı Yunanistan örneğinde olduğu gibi koltuğu bir teknokrata, Mario Monti’ye devretti. Her iki çiçeği burnunda başbakan da ülkelerinin içerisinde bulunduğu durumun ciddiyetine işaret ederek kendilerinden mucize beklenilmemesini istedi. Piyasaların baskısına dayanamayan ülkeler kervanına son eklenen ülke ise İspanya oldu. Ülkeyi ekonomik felaketin eşiğine getirmekle suçlanan Sosyalist Parti (SP) koltuğu merkez sağ Halk Partisi’ne (PP) bırakıyor. PP Genel Başkanı Mariano Rajoy seçim sürecinde yaptığı açıklamalarda ülkesinin karşı karşıya kaldığı sorunların çetin olduğuna işaret ederek çözüm için sabır istedi. Sabır, borç nedeniyle Euro Bölgesi’nde iktidara gelen ve gelecek olan tüm liderlerin halklarından talep edecekleri erdemlerin başında bulunacak. İspanya’da da bu talep seçimlerden sonra sık sık gündeme gelecek. Zira ülkede işsizlik yüzde 21.5 seviyelerinde bulunuyor, sanayi üretimi ise üçüncü çeyrekte yüzde 1.7 gerileyerek düşüşünü sürdürdü. Ülke bankalarının patlayan gayrimenkul balonu nedeniyle yaklaşık 175 milyar Euro’luk bir batık üzerinde oturuyor olmaları finans sektörünün kötü durumuna işaret ediyor. Uzmanlar Madrid’in seçimden kısa bir süre sonra AB’nin kurtarma fonu EFSF’den destek almak için ilk adımları atmaya başlayacağını belirtiyor. Diğer bir ifadeyle Euro Bölgesi’nde seçim kazanan liderleri artık zafer sarhoşluğu yerine kriz kâbusu bekliyor olacak.
BORÇ YÜKÜ LİDERLERİ ZORLAYACAK
YUNANİSTAN
Rüşvet, bozuk finans sitemi, durma noktasına gelmiş bir ekonomi ve tamamen kontrolden çıkan bir borç yükü.
İTALYA
Tamamen karşılıklı baltalamaya dayanan bir siyasi yapı, işlemeyen vergi sistemi, tasarruf konusunda isteksizlik.
FRANSA
Delik deşik bir bütçe, yüksek vergi oranları, yüksek risk taşıyan banka sistemi, yavaşlayan ekonomi.
İSPANYA
Yüksek işsizlik, hızla yaklaşan resesyon, kamu borçlarının kontrolden çıkması, sanayi üretiminin durma noktasına gelmesi.
Borçlanma maliyet sınırı yüzde 7’lik risk sınırına ulaştı
Euro Bölgesi’nin borçluları yeni kredi bulmakta giderek zorlanıyor. Daha önce İrlanda ve Portekiz’in borçlanma maliyetleri yüzde 7’ye ulaşınca AB’nin destek fonuna (EFSF) kredi yardımı için başvuruda bulunmuştu. Geçen hafta İtalya ve İspanya’nın borçlanma maliyetleri kritik eşik olarak kabul edilen yüzde 7 barajına ulaştı. Artık her borç ihalesi yeni bir sınav olacak. Haberturk
Yazdır