ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, Türkiye'de ekonominin halihazırda bir yavaşlama eğilimine girdiğini belirterek, bunun önümüzdeki yıl daha da belirginleşeceği bildirdi.
Dağdeviren, Türkiye ve dünyada ekonomi gündemine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, çalkantılı ancak Türkiye'de kısmen daha ılımlı geçen eylül ayının ardından ekim ayı itibarıyla Avrupa menşeli durgunluğun tüm dünyaya yayıldığını kaydetti.
Öte yandan gözlerin gelişmiş ekonomilerde politika yapıcılardan gelecek açıklamalara çevrilmiş durumda olduğunu dile getiren Dağdeviren, şunları ifade etti:
''Yunanistan'ın borç sorununun daha önce çerçevesi çizilen yapıda çözümlenmeyeceği, artık sadece piyasalarda fiyatlanan bir risk değil. Avrupa bankacılık sektöründe yeniden sermayelendirme arayışları büyük olasılıkla önümüzdeki dönemde Yunanistan'ın borç sorunu ile birlikte değerlendirilen temel unsurlardan biri olmaya devam edecek. Tüm bu belirsizliklerin tüketici güveninde, iş güveninde yarattığı olumsuz etki, büyümede zorlanan gelişmiş ekonomilerin 2012 görünümlerini de olumsuz olarak etkilemeye devam ediyor.
Bu ay ING Bank olarak hemen hemen tüm ülkeler için, 2012 büyüme öngörülerimizi aşağıya çektik. Euro bölgesinde yılın ikinci yarısında yaşanacağını düşündüğümüz teknik ekonomik durgunluğa paralel olarak Türkiye'de yılın son çeyreğinde öngördüğümüz yavaşlama ile önümüzdeki yılki büyümenin yüzde 3 civarında gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Ancak kasım başında AB?de gelecek kritik yeniden yapılandırma ve sermaye güçlendirme açıklamaları ile birlikte atılmasını beklediğimiz son adımlar, Amerikan Merkez Bankası'ndan (FED) gelebilecek ciddi boyutta bir parasal genişleme programı ile birlikte, bu göreli olumlu görüşün altındaki temel varsayımlarımız olmaya devam ediyor. Nitekim bu iki temel adımın güveni yeniden temin edebileceğini düşünüyoruz.''
Türkiye'de ekonominin halihazırda bir yavaşlama eğilimine girdiğini bildiren Dağdeviren, bunun önümüzdeki yıl daha da belirginleşeceğini, ancak görünümün Avrupa bölgesindeki kadar kötüleşmesi için FED'den gelmesi beklenen parasal genişlemenin gelişmekte olan ülkelerden sermaye kaçışını güçlendirmesi gerektiğini, bunun da global ekonomide bir ikinci dip ile neredeyse eşdeğer olduğunu belirtti.
Orta Vadeli Program...
Merkez Bankası'nın son dönemde döviz kurunda istikrarı destekleyen adımlarını da bu bağlamda değerlendirmekte yarar olduğuna işaret eden Dağdeviren, şunları kaydetti:
''2008-2009 krizinde sermaye akımlarındaki sert düşüşe paralel Türk Lirası'nda değer kaybı yaşamıştı. Bugün ise durum farklı ve Türk Lirası ekonomide hedeflenen kontrollü yavaşlamayı destekleyici bir düzeyde bulunuyor. Eğer bugünlerde açıklanacak Orta Vadeli Program da maliye politikasında beklenen sıkılaştırma sinyalini içerir ve yapısal reformlar konusunda güven verirse 2012'de Türkiye görünümü güçlenecektir. Büyümede kırılganlığın bu kadar yüksek olduğu bir dönemde enflasyondaki artış ise bir süre daha ikinci planda kalacak.''
AA
Yazdır