McKinsey Dünya İcra Kurulu Başkanı Dominic Barton, “Türkiye’ye çok fazla ilgi var. Türkiye’nin adı geçince ‘pırıltı’ oluşuyor” dedi.58 ülkede faaliyet gösteren uluslararası danışmanlık şirketi McKinsey&Company’nin Dünya İcra Kurulu Başkanı Dominic Barton, Türkiye’nin çok güçlü temel göstergeleri olduğunu belirterek, uzun süredir beklenen kredi notu artışına yönelik, “Piyasalar her zaman doğru zamanlamayı yapamıyorlar ama eninde sonunda o noktaya varıyorlar. Türkiye’ye çok fazla ilgi var. Bu insanlar sermayeleriyle karar veriyorlar. ‘Çok rahat, pürüzsüz olacak’ demiyorum, inişler çıkışlar olacak ama Türkiye’nin geleceği çok parlak. Bizim gibi ‘küresel’ olduğunu iddia eden şirketlerin burada mutlaka olması gerekiyor” dedi.
3 otele sığamadık
Dünyanın önde gelen şirketlerine, hükümetlere ve kurumlara yönetim danışmanlığı veren McKinsey&Company, bu yıl yaklaşık 500 kıdemli ortağını, eşleriyle birlikte İstanbul’da topladı. Şirketin İcra Kurulu Başkanı Barton, en son 1997 yılında Türkiye’de toplandıklarını belirterek, “Tabii o dönemde burada bir otele sığıyorduk. Şimdi eşlerle birlikte 1000 kişi olduk ve üç otele sığamadık” diye konuştu.
İstanbul olmak istediğimiz şey
İstanbul’daki değişimi olağanüstü bulan Barton, şunları söyledi: “Bu ülkeyi, bu şehri, bu bölgeyi tanımak istedik. Dört günlük bir toplantı bizim için çok büyük bir yatırım. Geçen sefer Hindistan’da toplanmıştık. Büyüme gösteren piyasalarda bulunmak istiyoruz. 86 yıllık bir firmayız. Ancak İstanbul binlerce yıldır var. İstanbul, bizim olmak istediğimiz şeyin metaforu. Her zaman esnek olmuş, her zaman ön planda olmuş.”
Türkiye’de KOBİ tutkusu var
Türkiye’nin çok cazip bir uzun vadeli pazar olduğunu ve demografisinin çok iyi olduğunu vurgulayan Barton, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu, yer çekimi gibi değiştirilemez ve çok büyük bir artı. Türkiye’nin diğer bir artısı da KOBİ kültürü. KOBİ bir tutku gibi Türkiye’de. Başka ülkelerden çok daha fazla KOBİ’niz var. Türkiye daha çok KOBİ yaratabiliyor ve onlar da istihdam yaratıyor.”
Yatırımcı 2023’ü sevdi
Türkiye için diğer bir artının hükümetin uzun vadeli görüşü ve vizyonu olduğunu belirten Barton, 2023 hedeflerine işaret ederek, şunları dile getirdi: “Yatırımcılar böyle şeyleri severler çünkü bir dünya görüşü var. Her bir yönünü sevmeyebilirler ama tutkuyla bir hedefe yürümek istiyorsunuz, bu da insanlara güven veriyor. 2023 hedefleri Fransa’nın yok, Almanya’nın yok, ABD’nin kesinlikle yok. Birçok şirket tam tersine bunu ister. Bu tür şeyleri beğeniyorum.”
Dünya şampiyonu var mı
Türk ekonomisinin eksilerine dikkat çekerken “Yeteri kadar ulusal şampiyonunuz, dünya çapında şampiyonunuz var mı” sorusunu yönelten Barton, Türkiye’nin rekabet için bazı şirketleri öne sürmesi gerektiğini belirtti. Türk ekonomisini tüketimin yönlendirdiğini, yatırımların biraz daha altyapıya gitmesi gerektiğini söyleyen Barton, özellikle sağlık, gıda ve tarım, temiz teknoloji ile eğitim sektörlerinde yatırım yapılabileceğini vurguladı.
Türkiye pırıltı yaratıyor
Barton, şöyle devam devam etti: “Yarının büyük şirketleri hangileri? Sizin aslında coğrafi konumunuz, iç pazarın büyüklüğü buna izin veriyor. Aynı zamanda öyle bir bölgedesiniz ki, bazı komşularınız birlikte yaşaması zor komşular. Ama Güney Kore’nin de Kuzey Kore’si var. Mesela Kazakistan büyük bir tarım ülkesi olacak, orada yatırım yapmak için ne yapıyorsunuz? Neden oraya Abu Dabi yatırım yapıyor da siz değil? Bölgede büyüme açısından çok fırsat var. Bazı komşularınızla da epeyce sorunlarınız var. Türkiye bence dünyada daha geniş, daha büyük bir rol oynayacak. Hükümetin popülaritesini görüyorsunuz. Türkiye Uzakdoğu’da, Malezya’da, Singapur’da, Kuzey Afrika’da, Ortadoğu’da çok popüler, adı söylenince bir pırıltı doğuyor. İnsanlar tarihi de göz önüne alınca, daha fazla büyük bir rol alacak diye düşünüyor. Türkiye daha fazla istikrar getirebilir.”
Türkiye’de 20 kıdemli ortak hedefimiz var
ŞU anda Türkiye’de 4 partnerleri olduğunu söyleyen Dominic Barton, “Beş yılda burada 20 kıdemli ortak hedefliyoruz. Hepsi Türk olmayacak. Örneğin Pekin’de Çinli ortakların yanısıra, Alman ve Amerikan ortaklarımız da var” dedi.
Türk bankaları yangından sonra banka almamalı mı
TÜRK ekonomisinin artılarından birinin sağlam bankacılık sistemi olduğunu kaydeden Dominic Barton, “Bankacılık sisteminiz nasıl oldu bilmiyorum ama çok dayanıklı çıktı bu krizlerde. Acaba Türk bankaları, başka bankaları yangından sonra düşük fiyatlarla satın almamalı mı? 2001 krizinden sonra bir şeyler yaptınız. O dönemde ben Türkiye’deydim. Müthiş bir kriz vardı. Krizden anladığımı düşünerek beni Kore’den buraya çağırmışlardı” diye konuştu.
Bir gözünde mikroskop öbüründe teleskop var
2020’de 1 milyarlık nüfusun orta sınıfa yükseleceğine vurgu yapan Dominic Barton, “Bu gezegende haftada 1300 insan kentlere taşınıyor. Büyük bir teknolojik değişim var, Twitter ve Facebook’a beş milyar insan bağlı. Bütün bunlara uzun vadeli bakıldığında çok heyecan verici. Bütün meydan okuma ise kısa vadede” dedi. Barton, şunu söyledi: “Eğer bir küresel şirketseniz ve ilk 100 yöneticiniz arasında 15 Çinli yoksa ileride başınız belaya girer. Yetenek havuzlarına bakıyoruz, sürdürülebilirliğe bakıyoruz. Daha uzun vadeli bir bakış açısını vurguluyoruz. 20 yıllık planınız ne diye yöneticilere soruyoruz. Bazı Asya şirketlerine bakın, bir gözlerinde mikroskop var, öbür gözlerinde teleskop var, başları da ağrımıyor. Döviz kurları yüzde 30 değer kaybediyor veya kazanıyor, hammadde de öyle. Eğer bu kısa vadeli meselelere dikkat etmezseniz şirketinizi koruyamazsınız. Bir tsunami gelebilir. UBS’e bakın, orada olan krize bakın.” Hürriyet