Ağustos ayı başında 62 bin puan seviyesinden teknik olarak boşluk bırakarak 48 bin 500 puana kadar gerileyen Borsa, eylül ayında yabancı raporlarının olumluya dönmesi sonucu beklenen yükselişini yaparak teknik boşluk bölgesine yaklaştı.
Yazının sonunda söyleyeceğimizi başında söyleyelim; borsalardaki yükseliş yeni bir boğa piyasasının başlayacağı anlamından çok tepkisel bir yükseliş olarak kabul edilebilir. Öyle ki geçen hafta iflas açıklayacak denilen Yunanistan'ın borç sorunu başta olmak üzere mevcut krizi aşmaya yönelik alınacak tedbirlerle ilgili belirsizlik sürüyor. Avrupa Merkez Bankası'nın büyük bir bankacılık krizine yol açabilecek bir likidite şokunu atlatmak için 5 büyük merkez bankası ile birlikte hareket edeceği haberleri bile başlı başına bir düşüş sebebi iken borsaların yukarı seyir izlemesi kısa vadeli tepki yükselişi hareketinde beklenen durumdur.
Dış piyasaları bir kenara bırakarak İMKB endeksinin neden bu şekilde yükselişe geçtiğini ve yükselişin nereye kadar sürebileceğini açıklamaya çalışalım. Borsa geçen yıl kasım ayından bu yana dolar bazında önemli ölçüde geriledi. Ağustos ayındaki en sert düşüş sırasında kayıplar 2008 yılını neredeyse aratmayarak yüzde 47'ye kadar ulaşmıştı. Düşüşün abartılı yaşandığı İMKB'nin krizi yaşayan ülke borsalarından daha fazla gerilediğini bunun daha sonra yabancı yatırım bankaları raporlarında Türkiye'ye yatırım zamanı şeklinde verildiğini önceki analizimizde vermiştik. Döviz ve altın fiyatlarının yüzde 20'leri aşan bir ralli yaşaması bir anda panik satışlarla 50 bin puanın da altına gerileyen İMKB endeksini ucuz noktasına çevirince buna Merkez Bankası'nın politika faizi ve zorunlu karşılık oranlarını gevşetmesi eklenince bankacılık endeksi eylül ayı başından itibaren yavaş yavaş yükselmeye başladı. Hatta bayram öncesi ve sonrası Avrupa piyasaları düşüş yaşarken İMKB olumlu ayrışarak durumu görmezden gelmişti. İşte geçen hafta 58 bin puanı aşan İMKB endeksinin yükselmesinin sebepleri bunlar. Teknik boşluk 59 binde, dolar bazında ise 63 bin TL'de bulunuyor. Bu her iki nokta da test edilecekse önümüzdeki hafta test edilmelidir. Eğer pazartesi günü para politikası toplantısından piyasaları rahatsız edici bir sonuç çıkmazsa endeksin çok az da olsa yükseliş potansiyeli var. 19 Eylül Pazartesi günü ABD Başkanı Barack Obama'nın borç yükünü azaltma ile ilgili planını açıklayacak olması ve FED Başkanı Ben Bernanke'nin faiz toplantısında yapacağı açıklamalar, borsaları şimdilik ayakta tutacak beklentiler. Ama asla boğa piyasası oluşturacak bir özellik taşımıyor. Bunun açıkçası İMKB için tercümesi şudur: Fiyatların ağustos ayındaki sert düşüş öncesi seviyelere gelmesi için daha zaman var. Endekste TL bazında 59 bin, dolar bazında ise 35 bin seviyeleri satım için uygun olacaktır.
Sonuç olarak gerek dış borsalarda gerek İMKB'de farklı sebeplerle de olsa bir ayı piyasası hakim ve yükselişler biraz zorlama gibi gözüküyor. FED bir genişleme programı açıklasa veya bol likidite dönemi sürse bile bunun hisse piyasasına şimdilik çok önemli katkı yapması beklenemez. Zira böylesi bir süreçte petrol ve altın fiyatları durdurulamaz bir biçimde yükselişe devam eder, hisse piyasası ise bir süre yükseldikten sonra hızla aşağı sürüklenir. Bu yapılmaz mevcut faiz ortamı devam eder ve sıkılaştırma olmadan vaziyet idare edilmeye çalışılırsa hareketler belli bantta devam eder, altın onsu 1.700-2.000 dolar aralığında dalgalanır. Altın 2000 dolar olduğunda hisseye geçilir, 1.700 dolara yaklaştığında ise altına dönülür gibi kısır bir döngü devam eder.
Gözlerimizi Yunanistan, İtalya, İspanya veya ABD ekonomilerindeki gelişmelerden ayırdığımızda Libya'daki durumun beklendiği gibi ve zamanında çözülmesinin ardından Suriye'deki gelişmelerin ön plana çıkacağı bir sürece giriyoruz. Ortadoğu'da değişen politikalar artan petrol fiyatlarıyla da doğrudan ilişkili. Petrol arama faaliyetlerinin iyice artacağı bir dönemde çelişen çıkarlar istenmeyen gerilimleri tırmandırabilir. Kısa veya orta vadede bu da farklı bir risk unsuru olarak gündeme girecektir. Piyasaların eylül yükselişi beklediğimiz bir tepki ve teknik boşluk doldurma hareketi. Bu yükselişin devam etmesi mümkün ama çok zor.
Yatırımcı, altın ile borsa arasında gidip geliyor
Temmuz ayı başında 1.480 dolar civarında hareket ederken uluslararası piyasalarda yaşanan aşırı güven kaybının etkisiyle iki ay içinde yüzde 30 yükselerek 1.900 doları aşan ons yön arayışında. Hafta içinde iflas etmesi an meselesi olduğu konuşulan Yunanistan'ın belirsiz durumu ve Fransız bankalarının zor duruma düşeceği endişelerine rağmen altın fiyatlarının gerilediğine şahit olduk. Çin'in tahvil alımı yapacağı söylentilerinin ardından, ECB'nin tahvil alması ve 2008'de olduğu gibi diğer 5 merkez bankası ile birlikte piyasalara dolar likiditesi sağlanacağının açıklanması altın fiyatlarının bir süre 1.800 doların altında hareket etmesine yol açtı. Cuma günü ABD piyasaları kapanışında altın, 1.762 dolara kadar düştüğü günü 1.811 dolardan kapattı. Altın fiyatlarındaki bu oynaklığın bir başka deyişle yön arayışının ardında Avrupa borç krizine çözüm bulunup bulunamayacağı yönündeki belirsizlik etkili oluyor. Borsalar çok sert düşüşlerin ardından yüzde 10-12 civarında yukarı tepki verirken altın satarak hisseye dönüyorlar. Veya hisse satarak altına dönüyorlar. Geçen hafta her şeye rağmen olumlu senaryo ağır bastı ya da başka bir deyişle uygun fiyata gerileyen borsalarda riskler satın alınırken altın düşüş yönünde hareket etti. Cuma günü 1.762 dolara kadar geriledikten sonra altın ons fiyatının yavaş yavaş yükselmeye başladığı görüldü. Teknik olarak kısa vadeli göstergeleri yukarı dönen ons'ta orta vadeli göstergeler halen satımda.
selim ışıklar zaman