Piyasalar cephesinde kırılganlık arttıkça her gelen söylenti çok sert fiyatlamalara neden oluyor.
Avrupa’dan sonra ABD’nin de tutunacak dalının kalmaması ise katmerlenen sorunlar gelen datalar tarafında da yüz güldürmeyince ortalık spekülatif haberlere kaldı.
Artık piyasalara yön veren iki tane haber var bunlarda biri realitesi olan haberler diğer ise magazin haberleri.
Bu gerçekleşmeler geçtiğimiz hafta Cuma günü daha da netleşmeye başladı. Cuma günün ikinci yarısında Yunanistan’ın temerrüde düşeceği haberleri zaten pamuk ipliğine başlı olan piyasaları altüst etmeye yetti. ECB Başekonomisti Jurgen Stark’ın istifasının Avrupa’daki karmaşaya dayandırılması piyasaların haftanın son işlem gününde düşmesine neden oldu. Batı Avrupa'nın 18 ulusal endeksinin tamamı günü ekside kapattı. Almanya'nın DAX Endeksi yüzde 4.1 gerilerken İngiltere'nin FTSE 100 Endeksi yüzde 2.4 düştü. Fransa'nın CAC 40 Endeksi ise yüzde 3.6 değer kaybetti.
Yeni haftada da bilgi kirliliğinin etkileri ortaya çıkıyor. Haftaya Moody’s’in Fransa’nın dev bankalarının notunu düşüreceği açıklaması ile başladık. Fransa’da endeksler yüzde 5’e varan sert satışlarla haftaya başladı. 21 Temmuz'da antlaşması yapılan Yunanistan'a yardım paketi Fransız bankalarını etkilemeye devam ediyor. Son olarak Yunanistan'ın borçlarını ödemek için gösterdiği taahhütlerini yerine getiremeyeceği söylentisi, Fransız bankalarında oluşacak borçlanma krizinin derinleşmesini neden oldu. Krizden en çok Fransız bankaları etkilenirken, onları Alman ve İspanyol bankaları takip etti. Dün borsada Fransız bankaları BNP Paribas, Credit Agricole ve Societe Generale'in hisseleri yüzde 10'a yakın değer kaybederken, Alman bankası Deutsche Bank hisseleri yüzde 7,73, Commerzbank yüzde 6,82, İspanyol bankası Santander hisseleri de yüzde 4,85 oranında geriledi.
Söylentilerin arkası haftanın ikinci işlem gününde de kesilmedi.
Bu seferde İtalya Çin flörtü gündeme düştü. Avrupa’nın hamiliğine soyunan Çin’in İtalyan tahvillerini alacağı haberleri piyasalarda bayram havasına neden oldu. Dün itibariyle piyasalar cephesinde ilk seansta yükselişler dikkat çekti. Tüm dünya piyasalarını etkisi altına alan haberin doğrulanmaması Çin ve İtalya’nın sanayi ve enerji sektörü üzerinde görüşmeler yaptığı haberleri ikinci yarıda yankılandı.
Dün için bir başka söylenti ise Rusya’nın da İtalya’nın tahvillerini alabileceği oldu.
Bir güne bolca söylenti sığdırabilen piyasalar gün içinde BNP Paribas’nın haberlerini de fiyatlamayı ihmal etmedi. Wall Street Journal, BNP Paribas’nın ABD para piyasalarında borçlanamadığını açıklarken, kimliği açıklanmayan bir banka yetkilisi “Dolara erişemezsek, BNP euro cinsi bir piyasa oluşturur, bu da çalışmazsa kötüye giden bir sarmal, cehennem olur” açıklaması yaptı. Ancak daha sonra BNP Paribas, bir açıklama yaparak dolar borçlanabildiğini ve WSJ haberinin doğruyu yansıtmadığını duyurdu. BNP Paribas, “ABD doları cinsinden finansmanı tam olarak temin edebilir durumdayız, finansman normal seviyelerinde” dedi.
Dün dikkat çeken bir başka söylenti ise Merkel ve Sarkozy’nin görüşeceği haberleriydi. İkilinin görüşmesinin Salı günü olmadığı dün sonunda belli oldu. Umutlar bugüne kaldı. Yine gelen söylentilere göre Merkel, Sarkozy ve Papandreu bugün telekonferans görüşme yapacak.
İçeride de söylentilerin etkisi gözlendi.
Geçtiğimiz hafta kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yapılan açıklamalarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin not aralığını daraldığı açıklamaları dikkat çekti. Bu değerlendirme hem gelişmiş ülkelerin notunun düşebileceği ihtimalini içerirken bir diğer taraftan da gelişmekte olan ülkelerin de notunu artabileceği tarafında yorumlandı.
Bu haber sonrasında İsrail’in notunun S&P tarafından yükseltilmesi sıranın Türkiye’ye geldiği inancını yükseltti. Geçtiğimiz hafta kulaktan kulağa Türkiye’nin notunu artacağı dolaştı. Bu koruma kalkanının da desteği ile İMKB 100 endeksi geçtiğimiz haftayı ortalama yüzde 1 prim ile en iyi performans gösteren endeks oldu. gazeteport
Yazdır