Yazdır

'Ekonomide aşırı ısınma yok'

Tarih: 11 Eylül 2011 - 15:19

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye ekonomisinde aşırı ısınmanın olmadığını, büyüme potansiyelinin çok fazla olduğunu söyledi

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye ekonomisine aktivite, milli gelir ve üretim açısından bakıldığında aşırı bir ısınmanın olmadığını belirterek, büyüme potansiyelinin çok fazla olduğunu dile getirdi. Başçı, “Türkiye’nin büyüme potansiyeli çok yüksek. Üretim faktörleri açısında baktığınızda emek kıtlığı hiç yok. İş gücüne katılım oranları artıyor. Diğer taraftan sermaye açısında baktığınızda yatırımlar gayet kuvvetli gidiyor. Dolayısıyla sermaye oluşumunda hiçbir sıkıntı yok. Ciddi bir toparlanma oldu.” dedi. TRT Haber Ekonomi Kulubü Programı’nda oldukça önemli değerlendirilmelerde bulunan Başçı, verimlilikte de önemli artışlar olduğunu vurgulayarak,” Krizden sonra bizim potansiyel üretimimiz aslında oldukça hızlı bir şekilde artmaya devam etti. Fiili talepte ve üretimde grafiksel olarak ‘V’ şekilde bir toparlanma var. Görüşlerimizi de daha sonraki veriler teyit etti.” diye belirtti.
“Dünyada Türkiye gibi toparlanan başka bir ülke yok”
Ekonomik verilerin şu ana kadar yaptıkları hamleleri onayladığına değinen Erdem Başçı, yurt içi ve yurt dışı basınında haklı çıkmalarına rağmen devam eden olumsuz eleştirilere katılmadıklarını söyledi ve şöyle devam etti, “Dünyada gelişmekte olan ülkeler içinde bu kadar hızlı toparlanan ülke yok. Bir de bir yıl öncesine baktığınız zaman Türkiye içerikte reel büyüme olarak % 11 büyümüştü o zaman. Dünya rekoru olan bir seviyedir bu. Tek başına buna bakın başka hiçbir şeye bakmayıp buna baktığınız zaman The Economist Dergisi’nin arka sayfasında sıralarlar ülkelerin büyümelerini. Orada Türkiye dünya şampiyonu olarak görülür. Çok da derin bir analiz yapmadığınız zaman bu ülke fazla hızlı gidiyor biraz yavaşlatması lazım diye düşünebilirsiniz. Bu o açıdan bakınca çok sığ bir analiz. Bizim daha önceki milli gelirin seyrine baktığınız zaman, üretim potansiyelimize baktığınız zaman biraz daha detaylı analiz yaptığınız zaman haklı olmadığını görüyorsunuz. Çünkü ücretler üzerinde ciddi bir baskı yok. Enflasyonun üzerinde özellikle hizmet sektöründe ciddi bir baskı yok.”


Eleştiriler ile ilgili değerlendirme yapan Başçı, “Tabii çok alışılmadık bir dönemde yaşıyoruz alışılmadık işler yapmak gerekiyor. Bunları da iyi anlatmak gerekiyor. Bir yandan anlatma çabaları çeşitli kanallardan ilerlerken diğer taraftan da veriler bizi haklı çıkardıkça şu an hiç yanlış anlaşılan bir şey yok gayet iyi anlaşılıyor ve hak veriliyor bizim geçmişte attığımız adımlara.” dedi.
“Türkiye de kamu ve özel sektör borçları makul düzeyde dikkatli gidersek problem çıkmaz”
Küresel krizin kökeninde aşırı borçlanma yattığını söyleyen Erdem Başçı, bir defa aşırı borçlanıldığı takdirde borçların tekrar normal seviyelere düşmesinin uzun zaman aldığını ve bunun talepler de ilişki olduğunu vurguladı. Borçlanma seviyelerindeki bir miktar düşüşün beraberinde talepte de düşüşü getireceğini belirten Başçı, kamu borcundan, hane borcuna kadar her türlü talebin kesilmesine neden olduğunu belirterek, “Türkiye’de Kamu borcu son derece makul seviyelere indirildiği için çok avantajlı bir noktadan başlıyoruz biz. Özel sektör borcuda, hane halkından başlayacak olursak zaten son derece düşük seviyelerdeyiz. Firma borcuna baktığınız zaman oralarda da seviye olarak stok olarak aşırı bir seviyede değiliz. O zaman biz biraz daha dikkatli gidersek borçlanmalardaki artışları biraz daha kontrollü yaparsak bu tür problemlere 10 yıl sonra 15 yıl sonra düşmeyiz. Para basarak elbette burada çözüm bulunamaz ama para basılarak hafifletilebiliyor. Örneğin, Amerika Merkez Bankası para basarak çok kuvvetli bir şekilde devreye girmeseydi çok daha derin bir düşüş olacaktı. En azından daha fazla derinleşmesini engellediler. Peki bu noktadan sonra ilave para basmak nasıl bir etki yapar diye sorduğunuzda biraz riskleri içeriyor. Temkinli davranarak bir üçüncü parasal, miktarsal genişleme yoluna gitmediler. MTA fiyatlarında ve başka alanlarda da görüyoruz, enflasyon Amerika’da da yükselmeye başladı. Kriz sonrası olduğu gibi eksi enflasyon korkusu şu an yok. Yüzde ikiler üçler seviyesinde enflasyonlar görülmeye başlandı.” dedi.
“Bugün olan kur hareketleri reel faktörlerden kaynaklanmıyor”
Şu anda kısa vadeli sermaye de bütün dünyada çıkışlar görüldüğünü vurgulayan Erdem Başçı, dünya genelinde en kesin Ağustos’un ilk 15 gününde görüldüğünü, Türkiye’de de bunun yansımasının olduğunu söyledi. Sıcak para çıkışlarının en önemli kısmının yeniden fiyatlama olduğuna da değinen Merkez Bankası Başkanı, yeniden fiyatlamanın bu yüzden olduğunu sermaye çıkmadan hisse senetlerinin değerleri düştüğünü söyledi. Sözlerine “Çünkü beklenen getiriyi yükseltmiş oluyor. O anlamda otomatik dengeleyiciler çalıştığı için fiyatlamada da döviz kurlarında da bunu gördük. O yüzden biz kamuoyuna daha rahat bir görüş söyleyebildik. Normalde merkez bankası kurlarla ilgili görüş söylemeyi sevmez. Piyasa kurları belirliyor. Buna rağmen döviz kurları haddinden fazla yükseldi. Bunu teknik toplantılarda da dile getirdik. Ekonomistler analistler de bunu kabul ediyorlar. Çünkü bizim kurlarımız takip ettiğimiz reel efektif kur endeksleri var. İnternet sitemizde bu yayınlanıyor. Onlardan bizim gibi gelişmekte olan ülkelere karşı olan reel efektif kur endekslerine bakın tarihinin en düşük seviyelerinde, TL en değersiz seviyelerde şu anda ve ortalamasına göre genel endekste 2008’in altında. Krizinden sonra 2009 da gördüğümüz en dip noktanın şu anda %7 kadar altında.” Diyerek sözlerine şöyle devam etti “G7 ülkeleri döviz kurlarının piyasada serbestçe belirlenmesinden yanadır. Ancak aşırı oynaklık hallerinde ve düzensiz dengesiz kur hareketlerinde koordineli bir şekilde burada gereken tedbirlerin alınması da gerekir. Bugün olan kur hareketleri sıra dışı ve finansal faktörlerden kaynaklanan reel faktörlerden kaynaklanmayan bir takım gelişmelerin sonucunda sapıyor. Biz burada kurlarla ilgili çok nadir görüş bildiririz ama burada görüş bildirdiğimiz zamanda arkasında dururuz ve o görüş doğru çıkar. Orada bir sıkıntı olmaz. Bugün için TL nin bu kadar değer kaybetmesi için bu noktalara gelmesi için herhangi bir reel sebep yok.” diye devam etti.
“Önümüzdeki bir yıl içerisinde Türk Lirası yeniden değer kazanacak”
Merkez Bankası’nın bilanço üzerinde çok dikkatli hareket ettiğini belirten Başçı, “Türkiye de merkez bankası para basmıyor. Çok dikkatli gidiyor bilanço üzerinde. Yabancı merkez bankaları kuvvetli miktarda para basıyorlar. Dolayısıyla Türk Lirası’nın değer kazanan bir para olması gerekecek. Ve önümüzdeki bir yıl içerisinde bunu göreceğiz” dedi.
Türkiye’nin büyüme öngörüsü de yüksek olduğunu söyleyen Merkez Bankası Başkanı, . Kurları büyüme beklentileri ve basılan para miktarlarının belirlediğinin altını çizerek, “Türkiye aşırı para basmıyor. Bizim bilançomuza bakın analitik bilançomuza bir emisyon vardır. Emisyon, cepteki kağıt para. Birde bankaların bizde tuttukları zorunlu karşılıklar vardır. Onları da biz arttırdık biz belirledik. O da parayı daraltıcı yönde bir şey başka da para yoktur. Ama Avrupa Merkez Bankası’nın bilançosuna bakın bunların dışında çok yüksek miktarlarda elektronik merkez bankasında tutulan para vardır. Özelliklede Avrupa da şu anda kontrolsüz bir şekilde büyüyor. Hiç olmazsa Amerika Merkez Bankası parasal genişlemede planlı programlı belli usullere göre hareket ediyor. Avrupa Merkez Bankası şu an maalesef kontrolsüz bir şekilde genişleme yapıyor. Çünkü İtalyan ve İspanyol kıymetlerini alırken nerede durabileceği konusunda kendisinin de bir fikri yok. Öyle bir noktaya gelinebilir ki İtalyan kıymetlerinin bir çoğu Avrupa Merkez Bankası bilançosuna taşınabilir. Bu çok yüksek bir miktarda parasal genişleme demek. O yüzden Euro değer kaybeder. Çok acil Avrupalı liderlerin 21 Temmuz’da aldıkları kararı hayata geçirmeleri gerekiyor. Avrupa Merkez Bankası üzerindeki bu yükü alsınlar. Daha sonrada İtalya ve İspanya ya ne yapacaklarına hemen karar versinler. Şu an hiç kimse Avrupa Merkez Bankası Başkanının bulunduğu pozisyonunda olmak istemez” dedi.
“Döviz piyasasında bugün itibariyle Türkiye de manipülasyon mümkün değil”
Bugün için manipülasyonun döviz piyasasında neredeyse mümkün olmadığını belirten Erdem Başçı, Türkiye’de bir çok kişinin girip çıktığı bir spot döviz piyasası olduğunu, o kadar çok işlem yapıldığını belirterek öyle kolay kolay manipüle edilebilecek bir piyasa değil olmadığının altını çizdi. Sözlerine “Olabilir ama sığ piyasalarda olur döviz kuru piyasasında bunu kolay kolay kimse yapamaz.” diye devam eden Başçı, dünyada servetin eridiğini Türkiye’nin dünya portföyündeki payının artması için birçok neden olduğunu söyledi. Başçı “Er veya geç bu nedenler farkedileceği için tekrar o pay 1’den 1.2’ye gerçekten çıkacak. O noktada da bizim fiyatlarımız döviz kurlarında düşüş olarak kendini göstersin gerek hisse senedi veya diğer varlık fiyatlarında artış olarak göstersin bu olacak bu kaçınılmaz. Sadece Türkiye için değil bütün gelişmekte olan ülkelerin hepsinin dünya serveti içerisindeki payı da artacak. O yüzden bu tamamen geçici bir şeydir. Ağustos ayındaki panik satış dalgası da geçtikten sonra bütün ciddi sözü dinlenir yatırımcı kuruluşlar Türkiye’nin ağırlığını arttır tavsiyesinde bulundular. Hakikaten de Türkiye’nin ağırlığı ondan sonra arttı.” Dedi

“Altın’daki durum ne kadar para basılacağına bağlı”
İnsanlardaki altın çılgınlığını da değerlendiren Başçı, “Altındaki yükseliş bundan sonra Dünya’da özellikle Avrupa’da ne kadar para basılacağına bağlı. Oradaki parasal genişleme arttığı sürece maalesef altın yükselecektir.” dedi.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/ekonomide-asiri-isinma-yok/324715